31/03/2017 | Yazar: Aslı Alpar

Evet, ben anladım, Pippa’yı öldüren bu ‘kötülüktü’, Pippa öldü çünkü biz savaşa gidiyorduk.

İtalya'dan savaş mağduru ülkelere dikkat çekmek için gelinlik giyerek yola çıkan Pippa Bacca’nın Gebze’de öldürülmesinin yıldönümü bugün. Dokuz yıl geçmiş…

Aradan geçen zaman içinde Pippa Bacca’nın barış için geldiği Türkiye’de tecavüze uğraması ve katledilmesinin tesadüfen “kötü” bir insana denk gelmesi olarak yorumlamamak gerektiğini düşünüyorum. Pippa’nın ardından yaşadıklarımızı, barışın, huzurun, çok uzağında olduğumuzu da hesaba katınca, O’nun öldürülmesinin yaşadığımız bunca acı ile olan bağını görmeden geçemiyorum.

Bugün barış da yok Pippa’da… Sadece hatırlamak, sadece hatırlatmak istedim. Bu yüzden Pippa’nın ardından yaşadıklarımızı, bende en çok iz bırakanları bir hatırlamak, hatırlatmak istedim.

Yazının daha büyük bir amacı yok, Pippa’nın anısına ve “barış” umuduyla…

3 Mart 2009’da yani Pippa Bacca’nın öldürülmesinin üzerinden henüz bir yıl geçmemişken korkunç bir cinayet haberi almıştık. Münevver Karabulut sevgilisi Cem Garipoğlu tarafından boğazı kesilerek öldürülmüştü.

24 Haziran 2010 tarihinde TBMM, askerlerin Lübnan’daki görev süresini 1 yıl daha uzatan bir tezkere kabul etti. Yine 2010 yılında 18 Mayıs günü Zonguldak Karadon Maden Ocağı’nda 30 işçi, iş cinayetinden dolayı hayatını yitirdi.

2011 yılında Suriye Savaşı başladı. 2012’nin ilk aylarında Türkiye’ye sığınan mültecilerin sayısı 14.700 olarak açıklanmıştı.

2013 yılında 11 Mayıs tarihinde Reyhanlı’ya yapılan bombalı saldırının ardından 52 kişi hayatını yitirmişti. 31 Mayıs’ta başlayan Gezi İsyanı yine aynı yıl içerisinde polis terörü ile bastırıldı. 2013 Yılı birçok arkadaşımızı yitirdiğimiz, yara aldığımız ve evlerimize geri döndüğümüz bir yıl oldu.

11 Mart 2014 günü Gezi’de polisin gaz kapsülü ile başından vurduğu, hepimizin umudu Berkin Elvan aramızdan ayrıldı. Ve yine aynı yılın 13 Mayıs’ı 301 maden işçisini Soma’da yitirdik… Maden sahipleri ve iktidar arasındaki gizil bağ bu katliamın sorumlusu olmasına rağmen “basın”ın “değerli” katkılarıyla ortalık hızla yatıştırıldı.

2015 yılının 11 Şubat’ında Özgecan’ı korkunç bir cinayet sonucu kaybettik. Özgecan için yürüyen kadınlı-erkekli topluluk Ağustos 2016’da benzer bir ölümle hayatını kaybeden trans kadın Hande Kader için sessizlik yemini etmiş gibiydi.

2016 yılı mı? Çok yakın bir tarih, herkes biliyor, hatırlıyordur… 1 darbe, 17 bombalı saldırı… Sadece bombalı saldırılarda 298 arkadaşımızı yitirdik…

Bugün hala hayatta olanlar, ben ve sizler, devam etmeye çalışıyoruz. Lastik gibi uzatılan OHAL… Medya çalışmıyor… Hapishanelerde gazeteci, yazar, akademisyen, sanatçılar… Yasaklanan grevler, engellenen yürüyüşler, KHK’larla boşaltılan üniversiteler…

Evet, ben anladım, Pippa’yı öldüren bu “kötülüktü”, Pippa öldü çünkü biz savaşa gidiyorduk.

Pippa yoktu, barış da öyle… 


Etiketler:
2024