20/02/2013 | Yazar: Esmeray

HDK’nın Karadeniz toplantıları başlamıştı kamuoyunca bilindiği üzere. Sinop toplantısı çok ciddi bir faşist saldırıya uğradı. İnsanlar bütün gün tehdit altında, ablukadaydı ve polis kılını kıpırdatmıyordu

HDK’nın Karadeniz toplantıları başlamıştı kamuoyunca bilindiği üzere. Sinop toplantısı çok ciddi bir faşist saldırıya uğradı. İnsanlar bütün gün tehdit altında, ablukadaydı ve polis kılını kıpırdatmıyordu. Hatta HDK heyetinin arabaları faşistler tarafından tahrip edilince polisin olaya bakıp güldüğü iddia edildi. Başka bir önemli iddia ise içeri giren saldırganların polis yardımı ile girdiği ve bu ânın fotoğraflarının çekildiğiydi. Dün tüm Türkiye gördü ve tanıklık etti polisin tutumuna ve vurdumduymazlığına.

İnsanlar çok ciddi tehdit altındalar ve siz emniyeti sağlayamıyorsunuz. İstediğiniz zaman, savunmasız, hak aramaktan başka bir durumu olmayan öğrencilerin üzerine gaz bombası yağdırıyorsunuz; kendi araçlarınıza aldığınız tamamen savunmasız insanları da defalarca gazlıyorsunuz; bunu çok kereler gördük de peki neden dünkü olaylara müdahale etmediniz? Neden görevinizi yapmadınız, tüm gözler üzerinizde iken? Güvendiğiniz birileri mi var arkanızda? Bu ne pişkinliktir? Hani diyorlar ya askerî vesayeti bitirdik; iyide yerine polis vesayetini mi koydunuz? 

Dünkü Sinop olayı değil sadece, polisin bu keyfiyetini çok sık görür olduk. Ha, öyle değil diyorsanız o zaman gereğini yerine getirin. Her demokratik ülkede olduğu gibi o valiyi de ve Emniyet müdürünü de hemen görevden almalısınız; aksi takdirde polis vesayeti başımıza daha çok işler açacak anam bacım...

7-8 Mart sanatın eylem günü olsun…

Pınar için, adalet için 5 martta Diyarbakır’da Cadının Bohçası’nı oynuyorum. 7 martta Yırtık Bohça’yı Bigudi Clup’te, 8 martta Cadının Bohçası ve Yırtık Bohça’yı Nilüfer Belediye Salonu’nda oynuyorum. Bu oyunlarımı adalet için PINAR SELEK’E ADIYORUM...

Düzeltme
Daha önce yazdığım “İnsanlıktan kaçmayan imam” yazımda şöyle bir paragraf vardı:

“Bizim hayatımızda imam hikâyeleri çoktur. Bu sefer farklı bir imamı anlatmak istiyorum. Yine bir arkadaşımızın cenazesindeyiz. (Bizde cenazeler de çok olur!) Genç bir imam vardı bu sefer ve başından beri hassas davranıyordu. Mesela gelip bana dedi ki, ‘Ben şimdi cenazeyi gömerken er kişi niyetine mi diyeyim er dişi niyetine mi diyeyim?’ Ben de ‘İmam efendi, kişi kendini er dişi olarak tanımlıyordu’ dedim.” (Hani Allah söyletir derler ya erdişi de fena olmamıştı hani.) 

Fakat işin aslı şu: İmam bana “Er kişi mi hatun kişi mi niyetine?..” diye sormuştu.


Etiketler:
nefret