29/04/2014 | Yazar: Buğra Tokmakoğlu

Olmayacak dualar peşinde gösterdiğimiz çabalarla hayatın tadına varırken, rüyadan uyandıracak büyük finali bekliyoruz içten içe, gün sayarak...

Dünyanın en klişe ve duyulduğunda en yüz ekşitilen sözlerinden biri "Hayat bir oyun sahnesi." Ancak tüm demodeliğine rağmen insanlar oyunlarını sürdürüyor dünya üzerinde.
 
Kendi kurgularını, kendi senaryoları üzerinden gerçekleştirme çabalarında başkalarını görmezden gelerek sonuca ulaşmaya çalışırken birçok şeyi görmezden gelebiliyorlar. Oyunun değişmeyen senaryosunda başka öznelerin değişkenliklerini unuttuklarından mutsuz olup, senaryodaki sapmalara üzülüyorlar.
 
***
 
Tek bir pencereden, kendi önyargılarımızla değerlendirirken karşımızdaki özneyi, onun varlığını ve bütünlüğünü unutuyoruz. Kendi anladıklarımız doğrultusunda değerlendirme ve bir sonraki adımı ona göre atma isteğimizi sekmeye uğratıyor "diğerler"i.
 
Çoğu zaman da karşılıklı bağımlılık ilkesi gereği rollerimizi düzenliyoruz. Biz gülümsedikçe bağımlımız gülüyor, biz mutlu oldukça o da kendi emellerine ulaşana kadar gülümsemesini sürdürüyor. Biraz cesareti varsa ara ara beyan ediyor emellerini, eğer cesareti yoksa bizi mutlu ediyor gibi davranmayı sürdürüyor.
 
Mutluluk sonsuz...
Sonsuz mutluluk hepimizin arzusu. Hep gülmek isterken, sevdiğimizin bizi sevmesini, hep yüzümüzü güldürerek hayatımıza heyecan katmasını bekliyoruz.
 
Tek taraflı düşüncenin esiriyken, birine karşılıksız duygular beslerken kapanıyor o gözler. İşte o zaman karşı tarafın istek ve beklentilerine uygun bir yaşantı başlıyor. Rüyadan uyanmamaya ısrar ettikçe gülümsemenin ardındaki hüznü hissediyoruz. Hüznü hissetmemek adına ise bağlandıkça bağlanıyoruz...
 
Bir türlü sonu gelmesin diye çabalarken, olmayacak duaya âmin diyoruz aslında.
 
Olmayacak dualar peşinde gösterdiğimiz çabalarla hayatın tadına varırken, rüyadan uyandıracak büyük finali bekliyoruz içten içe, gün sayarak...
 
***
 
Herkes sahnede kendisine biçilen role uygun oynarken, rolleri kim daha çok kendine döndürebilirse o kadar başarılı olabiliyor hayatta.
 
Mutlu olmak adına "-mış" gibi yaparken, gerçek mutluluktan uzaklaşıyoruz. Açık oyun oynamayı unuttuğumuzdan, her şey o sahne üzerinde yaşanıyor. "-Mış" gibi yapanların ortak dünyasında gerçeklik yalanın kendisi oluyor. Gülmeler de başka, ilişkiler de...
 
İletişimin açık, rollerin gerçek, kurgudan uzak bir dünyada, sahnesiz oyunlara...

Etiketler:
İstihdam