10/03/2015 | Yazar: Turan Eser

Seks işçilerinin tabulaştırılmış ve düşmanlaştırılmış coğrafyasında yaşanan hakikatlere yabancıyız. Toplum ve devlet seks işçileri konusundaki ikiyüzlülüğü ile yüzleşemiyor.

Seks işçilerinin tabulaştırılmış ve düşmanlaştırılmış coğrafyasında yaşanan hakikatlere yabancıyız. Toplum ve devlet seks işçileri konusundaki ikiyüzlülüğü ile yüzleşemiyor.

“İnsanları asla yargılamayın.
Çünkü ne yaşadıklarını bilemezsiniz,
o sahte gülümsemelerinin altında belki hayal kırıkları saklıdır.”
Demi Lovato 

Mesleklerinin geçmişi Sümerler’e kadar dayanıyor. Açık dışlanma ile gizli kabul arasındaki soğuk yaşamın acı hikâyelerini yaşayan seks isçilerinin hakikatlerine açacağız köşemizi ve vicdanımızı. Bir nebze de olsa seks işçileri hakkında farkındalık yaratalım istedik.
 
Şiddetin, dışlamanın, hak ihlallerinin, cezaların, güvencesiz ve sağlıksız çalışma koşullarının acı hikâyelerinin içinden seslenen seks işçilerine kulak verilmeli.
 
Onların söyleyecek sözleri, anlatacakları dertleri ve hikâyeleri var. Dinleyecek kulak, anlayacak toplum ve hissedecek vicdan arıyorlar. Toplumun belleğine isimleri; o..spu, fahişe, eskort, hayat kadını, genelev kadını, travesti, ibne, dönmeler vs olarak yer edinmiş.
 
Devlet ve toplum, bu isimlendirmelerin içindeki acı hikâyelere, mağduriyetlere ve bunu yaşayan seks işçilerinin dünyalarına kör ve vicdansız! Polisin keyfi baskısı, takipleri ve cezalandırılması gündelik hayatlarının rutin parçası oluyor. Toplumsal dışlanmanın ve düşmanlaştırmanın ürünü olan cinayetlerin ve linç̧ girişimlerinin adreslerinde ikamet eden de onlar.
 
Siyasetin, toplumun ve muhafazakârlığın küfürler dünyasında “kirliler”, “ahlaksızlar”, “pislikler” ya da “istenmeyenler” olarak etiketlenen de onlar! Onlara “o..spu” ya da “kötü yola düşmüş” diyen “ahlak” ve “namus” bekçileri, gece onlara müşteri oluyor. Seks işçilerinin tabulaştırılmış ve düşmanlaştırılmış coğrafyasında yaşanan hakikatlere yabancıyız. Toplum ve devlet seks işçileri konusundaki ikiyüzlülüğü ile yüzleşemiyor.
 
Seks işçiliğinin diğer meslekler kadar meşru görülmesi gerekiyor. Seks işçilerine saygının yanı sıra çalışma koşullarının insanileştirilmesi için ekonomik, sosyal, hukuk ve toplumsal haklarını desteklemek için tüm toplum kesimlerinin ve devletin geleneksel ezberini bozması gerekiyor.
 
Toplum ve devlet tarafından dışlanmaya ve itibarsızlaştırmaya maruz bırakılmaları, asla kabul edilmez bir hak ihlalinin ötesinde suçtur! Aksine insan hakları ekseninde talepleri karşılanmalıdır.
 
Ötekilerin de ötekisi haline getirilmiş seks işçilerine yönelik vicdansızlık, adaletsizlik ve insanlık dışı hikâyelerini dinlemeliyiz.

Nedir bu hikâyeler?
 
Evleri mühürleniyor ve kurşunlanıyor. Komşuları dışlıyor, taciz ve şikâyet ediyor. Cinsel hizmet satmak ve satın almak yasalarla cezalandırılıyor.
 
Çünkü devlet aklına, yasalarına ve politikasına göre “seks işçiliği” ile “insan ticareti” yapan mafyayı ve çeteleri eşdeğer tutuluyor.
 
Horlanıyorlar. Şiddetin her türlüsüne maruz kalıyorlar. Baskılar, yasaklar, keyfi cezalar, gözaltılar ve önyargılarla kriminalize ediyorlar. Yaşam boyu fiziksel ve psikolojik zarar nedeniyle büyük travmalar yaşamaktalar.
 
Yasal ve sosyal güvencelerden yoksunlar. Devletin, toplumun, sömürücülerin, pezevenklerin ve çetelerin kurbanı oluyorlar.
“Genelev” gibi mekânları kapatılarak, seks işçileri sokaklara, korunmasız ve güvenliksiz alanlara itiliyor. Yoksulluk, evsizlik, şiddete ve tecavüze maruz kalmış öyküleriyle marjinalleştirilmekte ve sömürücüler tarafında avlanmaya müsait savunmasız bireyler haline getirilmektedir.
 
Seks işçilerinin meslek hastalıklarından koruması için, cinsel sağlık ve üreme sağlığı gibi koruyucu sağlık hizmetlerine erişimleri zorlaştırılmıştır.
 
Kimi Avrupa ülkelerinden seks işçileri, “Birlikte güçlüyüz - Bireysel kalırsan dilenmek zorundayız” çağrısıyla sendikalarını kurdular.
 
Türkiye’de ise seks köleliğinden, seks işçiliğine ancak örgütlü olarak kavuşacaklarını ifade eden Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği, 14 - 15 Mart 2015 tarihlerinde Best Otel Ankara’da, Seks İşçilerinin İnsan Hakları Konferansı’nı düzenliyor. Detaylı bilgilere http://www.kirmizisemsiye.orgsayfasından ulaşabilirsiniz.
 

Etiketler:
nefret