23/09/2017 | Yazar: Umut Erdem

Biseksüeller heteroseksüelliğin ayrıcalığından yararlanmazlar, çünkü heteroseksüel değildirler; peki siz monoseksüelliğin ayrıcalığından yararlanıyor olabilir misiniz?

Bugün, Biseksüel* Görünürlük Günü! Biseksüeller, biseksüel şemsiyesi altındaki tüm yönelime, arzuya ve deneyime sahip varoluşlar olarak neşe doluyoruz! Bu neşemizi, biseksüel aktivist Shiri Eisner'le yapacağımız onur kutlamasına katmaya ne dersiniz?

Shiri Eisner kimdir?

Shiri Eisner ismini daha önce duymayanlarınız olabilir. Kendisi biseksüel aktivizmine ve literatürüne büyük katkılar yapmakta olan feminist bir biseksüel aktivist. Kendisini ayrıca genderqueer, biseksüel, anarşist, Mizrahi (Arap kökenli Yahudi), sakat/kronik hastalığı bulunan, vegan, geek, metalhead ve çılgın bir leydi kedi olarak tanımlıyor. İsrail'in Tel Aviv şehrinde yaşıyor. Tel Aviv'deki feminist biseksüel-panseksüel örgütlenmesi Panorama'da aktivizmini sürdürüyor. Ayrıca Filistin dayanışması, radikal queer, feminizm, trans, genderqueer ve hayvan hakları alanında aktivist. Bi: Notes for a Bisexual Revolution isimli bir kitabı bulunmakta.

Kendisiyle Biseksüel Görünürlük Günü'nü kutlamak üzere yapacağımız Bi+ Onur Kutlaması'nda kendisinin bloğu ve bloğunda yazdığı birtakım yazıları esas alacağız.

Eisner İngilizce ve İbranice olarak iki ayrı blog sayfası tasarlamış. İbranice dilinde olan blog sayfası için şöyle alalım sizi...

Shiri Eisner

O zaman... başlayalım mı?

1) Monoseksizm, heteropatriyarka kaynaklı temel bir yapıdır, mücadele etmemiz gereken bir sistemdir; sadece biseksüelleri değil, herkesi etkiler

Shiri Eisner'la, biseksüellik deyince ilk akla gelen monoseksüelliğin geçmişine yolculuğa çıkıyoruz öncelikle. Eisner'ın Tumblr üzerinden paylaştığı yazılarla monoseksüelliğe LGBTİ+ literatürü içinde dikkat çektirmesi sebebiyle Eisner'a monoseksüelliği icat eden kişi sıfatı bahşedilse de aslında monoseksüelliğin tarihi biseksüellik kadar eski. Monoseksüelliğin de biseksüellikle aynı zamanlarda Avrupalı bilim insanları tarafından icat edildiğini belirtiyor; yani 19. yy'ın sonları, 20. yy'ın başlarında. Monoseksüellik, biseksüelliğe göre tanımlanıyor ve bunlar birbirinin karşıtıymış gibi icat ediliyorlar. Tabii biseksüelliğin ilk kullanımı, cinsel yönelim değil anatomi üzerine. Dişi ve erkek anatomisinin birleşimi olarak ilk başlarda tanımlanan biseksüelliğe karşı monoseksüellik de o zamanlar bunların arasındaki kesin farkı imlemek için kullanılıyor. Sonrasında biseksüellik hem feminen hem de maskülen fiziksel özellikleri bulundurmak şeklinde bir tanıma evrilirken monoseksüellik "tek" bir cinsiyetin fiziksel özelliklerini bulundurmak olarak yorumlanıyor.

Bunların sonrasında biseksüellik bir çekim ve yönelim çeşidi olarak anlaşılmaya başlanıyor. Fakat bu şekilde bir sonuç, gayet ikili cinsiyetçi ve cinsiyet, toplumsal cinsiyet ve cinselliği birbirinden ayırmayan, sanki bunlar tamamen aynıymış gibi bir anlayışla çıkarılıyor. Bu anlayışa göre monoseksüellik, bariz bir şekilde kadın ya da erkek anatomik ve fiziksel özellikleri bulunan birisinin "tek" bir cinsiyete çekim duyması olarak tanımlanıyor.

Monoseksüelliğin karşıtı olarak yerleştirilen biseksüellik, olgunlaşmamış, ilkel olanla, beyaz/Batı Avrupalı olmayan, bu kültürden gelmeyenle, "hayvani" olanla özdeşleştiriliyor. Monoseksüellik ise tam tersi bir biçimde olgunluk, gelişim, kültür, insanlık ve beyaz olmakla özdeşleştiriliyor.

Tabii 90'larda biseksüelliğin anlamı önemli oranda değişiyor; anatomi, atanmış cinsiyet gibi kavramlardan ziyade biseksüellik sadece arzuyu imlemek için kullanılmaya başlanıyor. Monoseksüellik de tek bir cinsiyete ilgi duyma olarak tanımlanınca bu da eşcinsel ve heteroseksüeller arasında hakkaniyetli olmayan bir ortaklaşma yaratıyor; aynı zamanda biseksüel-monoseksüel şeklinde zarar verici bir ikililik.

Toplumda monoseksüelliğin meşru kabul edilmesiyle yapısal bir baskı aracı olarak ortaya çıkan monoseksizm sadece biseksüellerin sistematik olarak şiddet görmesine ve baskılanmasına neden olmuyor aynı zamanda herkesi etkisi altına alıyor; herkesin seçeneklerini sınırlaması gibi.

2) Monoseksizm ve bifobi birbiri yerine kullanılabilecek kavramlar değildir; bifobi, monoseksizmin neden olduğu belirli bir durumdur

Eisner, bifobi ile monoseksizmi birbirinden ayrıştırarak bifobiyi monoseksizmin neden olduğu bir durum olarak tanımlıyor. Bifobi, monoseksizmin varlığıyla başvurulan bir edim. Monoseksizm, monoseksüel kimliklerin ve davranışların yapısal ayrıcalıklarını imliyor. Monoseksizm bize birinin ancak ya eşcinsel ya da heteroseksüel olabileceğini söyler. Onun meşru kıldığı fikir, biseksüelliğin değil monoseksüelliğin aslında gerçek olduğudur. Monoseksizm biseksüel görünmezliğine neden olur. Hangi aktivistlere öncelik tanınıp hangi tür politik faaliyetlere bütçe ayrılacağı konusunda ayrımcılığa neden olur. Birçok biseksüelin* zihinsel ve psikolojik olarak sorunlar yaşamasına neden olur. Biseksüellerin zihinsel ve psikolojik olarak güçlenmesini sağlayacak destekten ve uygun tedaviden mahrum kalmasına neden olur. Monoseksizm direkt biseksüellere karşı olmasa da bizlerin (biseksüellerin) varlığını ve meşruiyetini ortadan kaldırabilecek bir etkiye sahiptir.

Monoseksizmin birincil ve temel kaynağının heteroseksizm ve patriyarka olduğunu öne sürer, Eisner. Monoseksizmin %99.999999999'u heteroseksüel kültürden gelir. Monoseksizm, daha "geniş" kültürün biseksüellere karşı yarattığı baskıya bütünüyle bakmamızı sağlarken bifobi ise direkt biseksüellere yönelik sistematik olarak işlenen olumsuz tutum ve davranışlardır.

Örneğin;

insanların biseksüellerle çıkmayı reddetmesi, biseksüellerin romantik ve/ya cinsel ilişkilerde dürüst olmayan, sadakatten yoksun olarak görülmesi, biseksüellerin partnerini başka bir cinsiyetten kişiyle aldatacağının düşünülmesi, biseksüellerin sevgi ve samimiyeti hak etmediğinin düşünülmesi ve beraber olmak için uygun seçenek olarak görülmemesi, biseksüelliğin medyada stereotip bir temsille yer alması ya da hiç temsil edilmemesi, biseksüel olan kadınların biseksüel olduğu için cinsel şiddete maruz bırakılması, iş yerinde açık biseksüellerin, biseksüel oldukları için güven vermeyen, sorumluluk alamayan, işe kendini adayamayan, tuhaf olarak görülüp iş yerinde ayrımcılığa uğraması, biseksüellerin, LGT topluluğu tarafından kötü muameleye maruz bırakılması.

Bifobinin kaynağı, monoseksizmdir ama bu iki olgu birbirinden tamamen farklı seviyelerde biseksüellere baskı uygular.

3) Biseksüeller heteroseksüelliğin ayrıcalığından yararlanmazlar, çünkü heteroseksüel değildirler; peki siz monoseksüelliğin ayrıcalığından yararlanıyor olabilir misiniz?

Bir şeye ayrıcalık dememiz için bir kişinin bir durumundan ya da durumlarından ötürü toplumun o kişiyi ödüllendirirken birilerini bundan mahrum bırakması gerekir. Hepimizin bir şekilde ayrıcalıkları vardır. Mesela Eisner, İsrailli bir Yahudi olarak Filistinlilerin mahrum bırakıldığı pek çok sivil haklara ve ayrıcalıklara sahip olduğunu söylüyor. Yaşadığı yerde internet bağlantısı var, bilgisayara erişimi mevcut, bir bilgisayarı tamir edecek teknik bilgiye sahip, İngilizce konuşabiliyor, üniversite mezunu, biseksüellik ve queer teori/politikası üzerine akademik ve politik yazılara erişebiliyor. Kendisi sakat fakat yazı yazmak için ellerini kullanabiliyor, okumak için de gözlükler yardımıyla gözlerini. Yaşadığımız heteropatriyarkal dünyada cis-hetero erkek tahakkümünün ve egemenliğinin var olması, her kesimden insanlar olarak bizlerin toplum içinde bir takım ayrıcalıklarımız olmadığı anlamına gelmiyor. Heteroseksüelliğin toplum içinde ayrıcalıkları ve meşruiyeti vardır fakat biseksüelliğin karşıtı olarak formüle edilen monoseksüel kimliğin ve yaşayışın da birtakım ayrıcalıkları var, biseksüelliğe göre, biseksüelliğe yakıştırılana göre. Bunun anlamı biseksüellerin toplum içinde hiçbir ayrıcalığı yok, demek değildir. Yanlış olan, kişi biseksüel olduğu için heteroseksüel ayrıcalığından yararlanıyor olarak görülmesi; aksine monoseksüellerin monoseksüel oldukları için toplum içinde ayrıcalıkları var.

Monoseksüel dediğimiz, birden fazla cinsiyete ilgi duymayan ve kendisini hetero, lezbiyen ve gey olarak adlandıran kişilerdir.

Mesela;

Monoseksüellerin cinsel kimliği toplum ya da bir topluluk içinde hakiki olarak kabul edilir, bu şekilde insanların var olduğuna dair en küçük bir şüphe yoktur. Monoseksüel olarak çevrenize açıldığınızda sizden bunu kanıtlamanız istenmez. Yalan söylediğiniz ya da benimsediğiniz kimliğin aslında doğru olmadığı düşünülmez. Kendinizi hâlâ dolap arkasında saklanıyor olarak hissetmezsiniz. Biseksüelliği tanımlama ve yargılamada biseksüellerden daha fazla otorite sahibi olduğunuzu düşünürsünüz. Cinsel kimliğiniz, yaptığınız ilişki tercihleri, partnerleriniz ve yaşam biçimizden bağımsız olarak tanınır ve kabul edilir. Cinsel olmayan bir bağlamda cinsel kimliğinizi belirttiğinizde bu, cinsel bir eyleme onay veriyor olduğunuz şeklinde anlaşılmaz. Cinsel kimliğinizi sizin dışınızda başkaları adlandırıyor olmaz. Belirttiğiniz cinsel kimlikten başka bir şekilde kimliğinizi tarifliyor olmaz. Birlikte olduğunuz kişiye göre belirli bir cinsel kimliğe sahip olduğunuz varsayılmaz. Cinsel kimliğiniz sebebiyle topluluğunuz içinde görünmez kalmakla ötekileştirilmek arasında bir seçim yapmanız gerekmez. Cinselliğinizi tanımlamak için seçtiğiniz kelime sebebiyle heteropatriyarka ya da cisgender ayrıcalığından faydalanmakla suçlanmazsınız. Tek eşli bir ilişkideyseniz arkadaşlarınız, topluluğunuz ya da partneriniz cinsel kimliğinizi, onu değiştirmeniz için size baskı yapmaya gerek duymadan kabul eder. Veya cinsel kimliğiniz sebebiyle ilişkiniz birden flörtlerinizin/olası partnerlerinizin size saygısızlık yapacağı, küçük düşürücü davranacağı, sözlü ya da cinsel şiddete başvuracağı bir yere evrilme ihtimali konusunda tedirgin olmayabilirsiniz. Poliamori bir ilişki içindeyseniz cinsel kimlik grubunuzla ilgili stereotipi güçlendirdiğiniz için suçlanmazsınız. Cis bir bireyseniz, cinsel kimliğiniz sebebiyle depresyondan intihara uzanabilecek bir hastalık geçirme, fakirlik yaşama ihtimaliniz daha düşük olabilir. Topluluğunuz içinde cinsel yolla bulaşan hastalıkların yaygınlığı konusunda bilgiye, size uygun önlem yöntemlerine erişiminiz kadar kolay olabilir.

Bunların anlamı monoseksüelliğin tek ve meşru kabul edilmesinin, monoseksizmin egemenliğinin temelinde lezbiyen, gey toplulukları ve kimliklerinin olduğu değildir. Heteroseksizm ve patriyarka birincil kaynaklardır.

4) Biseksüellik bir spekturumdur

Shiri Eisner, biseksüelliğin şemsiye bir kimlik olduğunu söylüyor. Birden fazla cinsiyete ilgi  duyma halinin çeşitlilik arz ettiği bir spekturum. Biseksüel, panseksüel/omniseksüel, poliseksüel, bi-curious, hetero/homoflexible, queer, fluid (akışkan) ve bi/pan romantik, bisensual, bidyke gibi daha başka bi* kimlikleri içeriyor.

Eisner kendisini biseksüel olarak tanımlıyor. Eskiden biseksüel ve panseksüel olarak tanımlıyormuş. Sonra ise sadece biseksüel olarak tanımlamaya başlamış. 13 yaşından beri biseksüel olarak kendini tanımlayan Eisner, sonra "panseksüel" kavramıyla tanışınca bu şekilde ikili cinsiyetleri ortadan kaldıracak ve daha çok toplum/cinsiyete alan açacak bir yol bulduğunu düşünür. Bu şekilde birçok kimlik ve varoluşu asimile eden Amerikan/Batı biseksüel hareketi, cisseksizm ve "her iki cinsiyete" ifadesi arasında mesafe koyduğunu zanneder. Panseksüelliğin içkin olarak "daha queer", "biseksüellikten daha iyi" olduğunu sanar. Fakat sonra "bi" ön ekinin illa ki ikili cinsiyeti imlemediği tanımıyla karşılaşınca içi rahatlar; biseksüel kimliğini kullanmaya devam eder. Biseksüelliği, mücadele, özgürlük ve aşk için topluluk oluşturmak, politika yapmak, dil üretmek; ikililiklere ve hiyerarşilere karşı isyan etmek, feminist politika yapmak ve çok daha fazlası için kullanır. Panseksüelliği de toplumsal/cinsiyeti tartışmaya açmak, cisseksizme meydan okumak için kullanmayı sürdürürken panseksüel, biseksüel ve ikililik üzerine bir şeyler okudukça aslında topluluktaki bifobi sebebiyle biseksüelliğin şamar oğlanına döndüğünü fark eder. "Biseksüellik ikili olduğu için kendimi pan olarak tanımlıyorum" sözü artık çok daha fazla kendisini rahatsız etmeye başlar. Biseksüelliğe yönelik ikililik suçlamasının son derece yanlış olduğunu fark eder.

Eisner'a göre bu suçlamaların sebebi, bifobi, biseksüel görünmezliği ve biseksüelliğin hakiki bir cinsel yönelim olarak görülmemesi. Biseksüelliğin tarihi arenadan silinmesinin de bunda önemli bir payı var. Biseksüelliğin transfobiyle eşitlenmesine cevap olarak da hareket ilerledikçe, trans/feminist-queer politika güçlendikçe tanımların değiştiğini, biseksüelliğin tanımının da tarih içinde değiştiğini, çağın LGBTİ+, feminist/queer politikasının arkasında kalmayacak şekilde evrildiğini belirtiyor. Biseksüel topluluğunun tarih boyunca en çok translar ve genderqueer'ler tarafından kabul gördüğünü, biseksüel ve trans/genderqueer topluluğunun birbiriyle güçlü bir ittifakı olduğunu anlatıyor. Buna rağmen biseksüelliğin transfobiyle eşitlenmesinde, biseksüel politikanın trans politika yanında ikincil bir konuma atılmasının payı olduğunu söylüyor. Hatta bu tartışmaların tarafı olduğunda kendi trans kimliğinin görülmeyip; sanki kendisi cis bir bireymiş gibi görülüp sadece biseksüel kimliğinin muhatap alınmasını, bunun bir kanıtı olarak görüyor.

Eisner için kendisinin biseksüelliği geri kazanma hikayesi var. Bu süreçte biseksüelliğe çok değer veriyor ve biseksüelliği cisseksistlere, asimilasyonculara bırakmaya hiç niyeti yok! Biseksüellik onun için birden çok cinsiyete ilgi duymak anlamına geliyor, hem kadın hem erkekten hoşlanmak değil. İşte hepsi bu kadar!

5) Biseksüel hareketin hedefleri

Eisner, biseksüel hareketin en önemli hedefinin ikililiklerle mücadele etmek, onların yapısını bozmak olduğunu söylüyor. Onun için biseksüellik, sosyal düzenin içine etmek, kendimizi var olan dünyaya uydurmaktansa yeni bir dünya yaratmak için kullanılacak alet edevat, devrimci bir kimlik. Eisnar'a göre biseksüel mücadele hetero/homoseksizmle, monoseksizmle, heteronormativiteyle, cinsiyetçilikle mücadele eder. Bunu yaparken kadın/erkek, heteroseksüel/eşcinsel ikililikleriyle mücadele ettiği kadar ırk, yaş, sınıf, beden gibi olguları baskı aracı haline getiren yapıları kesişimsel bir perspektifle ortadan kaldırmayı hedefler.  

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler:
İstihdam