10/11/2014 | Yazar: Eser Gündüz

Hiçbir çıkar gözetmeksizin yaşıyorlardı. Bizim içine sıçtığımız şeyleri onlar yeni keşfediyorlardı.

Bu dünyadaki tek idealimdi her cisme özgürlük vermek. Ahmaklık işte. Ben kimim ki özgürlük verecektim. Kendini Süpermen mi sanıyorsun? Dur artık olduğun yerde. Koşanları izle,  düşenleri izle, uçanları, ölenleri izle. Onları geç, öldürenleri izle, kıyanları izle, parçalayanları, sömürenleri izle. Bırak çarpsınlar koluna. Sen ilerlediğinde hepsi arkandan bakacak nasıl olsa.

Tanrım, dikkat ettim de ne kadar yalnızım. Benciliyetin doruklarına varmış artık duvarlar ve herkes/her şey ne kadar yüksekteler. Çok şükür kendimi bildim bileli yükseklik korkum var.  
 
Bir gün gelecek ölümü de kusacağım. Her sabah uyandığımda elimdeki kanın nerden geldiğini aramaktan sıkıldım. Acaba bu kan benim değil de, madenlerde ölen insanların mı?
 
Velhasıl kelam benden bir Muhsin Ünlü çıkmaz da, kim bilir belki dahi anlamındaki de bağlacına özgürlük verilmesini sağlarım.
 
Sevdiğim…
 
Aklıma Tezer Özlü ile Ferit Edgü mektuplaşmaları geliyor. Seninle postmodern bir iletişim ağıyla iletişim kurmak postmodern postmodern, kadın kadına, erkek erkeğe ya da her neysek işte. Tuzlu tuzsuz her şeyin ortak olduğu…
 
Hem eğer beni seviyorsan bana kötü davranmaya devam edersin ve ben susarım. Çünkü kutuplarımız aynı seninle. İkimiz de insanız değil mi, toplumun bize nasıl baktığının bir önemi yok. Savaşırız bu yüzden zaman içinde ama fark etmez, ben boynundan öperim.
 
Seninle diyorum çünkü bunun bir aşk yazısı olmasını istedim. İki tane genç gördüm parkta bir çardağın altında, bankta uyuyorlardı. İki erkek. Yağmur çıldırmış gibi yağıyordu. Gençlerin umurunda mı? Sanırsın dört duvar arasında kömür sobası yanıyor. Ben yanlarına gelince uyandılar. Biraz oturdum onlarla. Huzurluydum. Çünkü hiçbir çıkar gözetmeksizin yaşıyorlardı. Bizim içine sıçtığımız şeyleri onlar yeni keşfediyorlardı. Tıpkı böyle bir şeydi seninle başlayan cümleler. Huzur dolu. 
         
Aşk huzur demek midir hiç bilemedim... Bu gidişle yakında kendimden nefret edeceğim.
 
Her şey güzel olsa bile şaşırıyoruz.  – Neden bu kadar güzel her şey? Biliyor musun bazen seviyorsun bir şeyi ama öylesine.
 
Kim bilir belki toplum içine çıksa it hesabına almazlar adamı, içindeki arabesk hortlayınca ama ne de ön-yargılıdır âdemoğlu, bilmez senin ne hissettiğini, içinde ne fırtınalar koptuğunu. His diyorum ya, tabir-i caiz ise anlatmak için yırtılır aşığın götü. Kimse bilmez nefesin çığlığını, göğüs kafesine tonlarca yük bindirdiklerinde. Okuyan der ki elini sallasan elli kitapta vardır bu cümlelerden. –Ulan, diyesin gelir. Benim ağzımı bozdurma. Tamam, aşk herkese göre değişir, elletir, öptürmez ama acı öyle midir? Acı acıdır işte.
 
An gelir, aman dersin. Benim cebimde çocukluktan kalma bilyelerim var. Bir şarkı tuttururum:

          Benim, sarı patlayan şekerlerim var.
          Dünya bir fırıldak,
          onu saracak ipim var.
          Benim cebimde masaldan arkadaşlarım var...
         
          dırıdım dırıdım dırıdım. 

Etiketler:
İstihdam