28/11/2011 | Yazar: Emre Korlu
Mecnun bir trans gey olsaydı mesela, Latif’e aşık olamayacak mıydı? Ve yahut Latif, Mecnun’a...
6. Homofobi Karşıtı Buluşma’da dile getirdiğim bir konuydu Trans eşcinsellik...
Bu kavrama yabancı olan insanlara kendimizi anlatmamızı söylüyordu Şevval Kılıç.
***
Yazıyı kaleme almaya başlamadan önce çoğu LGBTT’lerin de yabancı olduğu bu kavrama bir netlik kazandırmalı öyle değil mi?
Yani nedir bu Trans eşcinsellik?
Bir transerkek nasıl olur da aynı zaman da gey olabilir. Bir transkadın lezbiyen?...
***
Oysa bu hayatın toplum vasıtasıyla insana dayattığı baskıların içinde transeksüellik bile bir sapkınlık sayılırken, bir ruh hastalığı olarak görülürken hangi akla hizmet hem trans olup, hem de eşcinsel olabilirdiniz?
***
Şimdi mantığınızı çalıştırdığınızda bir transerkek illa bir kadına ilgili duymalı
sonra demezler mi adam hem transerkek hem de gidiyor hemcinsinden hoşlanıyor, ona ilgili duyuyor, sevişiyor(!) diye.
Komiktir ama şu heteroseksizm’e bir türlü yaranamazsınız.
O sizi hep parmağında oynatmaya bakar. Duygularınıza sınır çizgisi çizmekle görevlendirilmiş koca bir sistemdir. Sizi, basma kalıp oluşumların içine çekme ve orada barındırma çabasındadır.
Yerini bilmeli ve ona göre davranmalısın emirleri üzerinize yağmaya başlar. Emir vermeyi sever bu sistem ama emir almaya gelemez.
Bu eylemi gerçekleştirmeye kalktığınızda sizi baş aşağıya çevirmeye çalışır.
***
Eşcinsel olduğumu anladığımda ’Ben ne yapacağım?’ demiştim. Hani öyle şartlandırıyor ki bu toplum sizi böyle bir durumla karşılaştığınızda yanlışlara düşmeye başlıyorsunuz. Bir kız arkadaşı buluyorsunuz kendinize. Ne yazıktır ki ona aşık rolü yapan usta bir oyuncu oluyorsunuz sonra. Avuç içleriniz terlemiyor, burnunuz kaşınmıyor. Kalbiniz normal seyrinde atmaya devam ediyor. Tam öpüşecekken geri çekilme halleri...
Oysa sen nasıl bir transerkeksin oğlum öp işte kızı diyen o sese istinaden, hadi oradan deyip kalkıyorsunuz masadan.
Evet ben hemcinsimden hoşlanıyorum. Bir kıza ilgi duymuyorum. Toplum beni şartlandıramaz. Bu düzen benim duygularıma ket vuramaz demeye başladığınız an, içinizde sürekli konuşan ve beyninizi kemiren o sesi kendi karanlığına göndermiş oluyorsunuz.
***
Bazen kendimi bu durumumdan dolayı çok özel hissediyorum. Yani benden çok yok durumu değil bu. Farklılık da değil. Ki, farklılık kelimesi canımı çok sıkıyor.
Yo, ben sizin gibiyim. Sizin gibi su içiyorum, yemek yiyorum...
Kitap sayfalarını sizin gibi çeviriyorum. Otobüse bindiğimde sizin gibi ayakta bekliyorum. Grip oluyorum, burun çekiyorum, başım ağrıyor hepsi sizin gibi...
İnsan duygularından ve yöneliminden dolayı nasıl bu kadar ötekileştirilebilir bunu da sizin düşünmenizi istiyorum.
Biz ve onlar çoğul şahısları bir kenara bırakıp bunu yapmanızı öneriyorum.
Lakin, bu toplum önerilere açık değil. Herkesin hayatına, duygularına, yatağına karışmayı bir borç bilir. Dizilerde ve sinema filmlerinde yayınlanan tecavüz sahnelerine hayranlıkla bakar ama söz konusu bir eşcinsel porno ise bunu iğrenç bulur.
***
Aşk ne zaman iğrenç oldu da giysi giyindi.
Yani Kerem Aslı için değil de, Ahmet için yanıp kül olsaydı efsane olmayacak mıydı bunun adı? Mecnun Leyla için değil de, Latif için düşseydi çöllere ne kaybedecekti Mecnunluğundan...
Ya da Aslı ile Leyla da hemcinsleri için ölümü bile göze alabilselerdi, kitap sayfalarında yer alıp şimdi çocukların dilinde olmayacaklar mıydı? 16,yüzyılın masal kahramanları lezbiyen olarak geçmeyecek miydi Anadolu, Azerbeycan ve Ermenistan topraklarında...
Çok değişecekti her şey...
Şimdi size değişmeyecekti gibi geliyor ama o zaman içinde boğulduğunuz sistemin yalnızca sizin değer yargılarınızdan kaynaklandığını anlayacaktınız. Belki de tam tersi, size saçma gelecekti. Mecnun’un Latif’i öpmeyişi...
Kavuşamadıkları zaman ağlayacaktınız.
***
Çocukluğumuzdan beri sürekli ötekileştirmeyi öğrettiler bize. Bir zenci gördüğümüzde korkup ağlamaya başladık. Çünkü siyah kötüydü ve belki de bu yüzden kara kedinin bile uğursuzluk getirdiğine inandık. Siyah uğursuzluk kabul edilmeseydi de, beyaz böyle bir tavırla karşılaşsaydı. Vay beyazın haline!
Hep birini eleme, birine değer verme üstünlüğü içinde oldu heteroseksizm’e kucak açan insanlar...
Bir insan bir çok insanı batıl inançları, dinsel yargılarıyla çemberi içine aldı. Şimdi kimse merdiven altından yürümüyor mesela.
***
Şimdi konu alıp başını giderken kapanışa yakın bir- kaç paragrafı kendime ayırmak istiyorum.
Trans eşcinsel olduğumu anladığım zaman daha da küme dışında kalacağım diye düşündüm. Beni kimse sevmez düşüncesi uyanmıştı beynimde. Ve toplumu iplememek o yıllarda işime daha çok yaradı.
Bunun içindir ki içimde büyüttüğüm sevgiler bana yetti de arttı bile. LGBTT içinde benim gibi başka bir trans eşcinselin olduğunu dahi bilmiyordum. Sonra onları tanıdıkça yalnız olmadığımı anladım.
Gelelim aşk konusuna;
Aşık olduğunuzda genellikle yalnızca siz aşık oluyorsunuz. Karşı taraf için bilindik biri olmanız yetiyor. Yani başta cazip geliyor. Bir transeksüelle sevişmek nasıl olur, öpüşünce ne hissederim. Görünce canım çeker mi? Yani nedir bu transeksüellik diye. Bu nedenle ilişkilerimin çok uzun sürmediğini söyleyebilirim.
Gey olmakla Trans gey olmak arasında hiçbir fark yok. Başına sadece Trans getiriyorsunuz hepsi bu!
Yapaylıktan yana değilim hiç olmadım da eğer ses rengime ve konuşmama göre değerlendirilecek olursam genellikle halk böyle yapar bilirsiniz(!) feminen bir gey’im. Maskulen olmak için ayna karşısında provalar yapmadım. Dayımın oğulları gibi ya da amcamınkiler gibi sert tavırlar takınmadım. Yolda yürürken kâh kıvırttım, kâh bilindik adımlar attım. Yani içimden nasıl geliyorsa öyle yaşadım, yaşıyorum da...
Yineliyorum özel bir insan olduğuma inanıyorum. Trans eşcinselliği bilmeyenlere yeni duymuş olanlara bir iki cümleyle seslenmek istiyorum.
Mecnun bir trans gey olsaydı mesela, Latif’e aşık olamayacak mıydı? Ve yahut Latif, Mecnun’a...
Etiketler: