06/10/2013 | Yazar: Selçuk Candansayar

AKP’nin atmak zorunda kaldığı adımı bir koşuya çevirmek için bir imkân doğdu, mesele bu imkânı eyleme dökebilmek.

Erdoğan ve AKP, demokratikleşmeyi olabilecek en antidemokratik yollarla vaat ediyor. Bu durum AKP ve Erdoğan’ın demokratik olmamasıyla dolaysızca bağlantılı. Günlerce kapalı kapılar ardında, toplumda beklenti ve gerilim yaratarak ve sanki bir otomobilin yeni modelinin lansmanı gibi sunuldu malum paket. Erdoğan da zaten bilgisayar diliyle Türkiye’nin yeni sürümü diye reklamını yapmıştı.

AKP ve Erdoğan demokratikleşmeyi bir çeşit alışveriş olarak görüyor. Yavuz Sultan Selim Köprüsünü sevmediniz mi o zaman size sus payı olarak Hacı Bektaş-ı Veli Üniversitesini verelim gibi. Ne Cemevleri var, ne Diyanet’in yapısının değişmesi. Kürtleri paketin memnun etmesi mümkün değil; az bulacaklardır. Ama sorun da zaten Kürtlerle ilgili maddeleri sadece Kürtlerin değerlendirmesi ve Kürtlerin de sadece Kürtler için bir şeyler istemeleri, istedikleri yeterince olmamışsa memnun olmamaları. Bu dinamiğin sorumlusu AKP’nin zihniyeti…

Dağ fare mi doğurdu? Hem evet hem hayır. Önemli olan kendi isteğiyle değil şartların zorlamasıyla üzerine sifon çekilmemesi için bir kez daha demokrasiye tutunmaya çalışan AKP ve Erdoğan’ı attığı adımı demokratik bir demokratikleşmeye ilerletmek için zorlayabilmek.

Her şeyin temeli seçim sistemi ve siyasi partiler yasası. AKP, belki de dünyada yaşadığı siyasi sıkışmayı bu yolla aşmak için bir hamle yapmış olabilir. Ama siyasi partilerin en azından seçim sisteminin demokratikleşmesi imkânını reddetmemeleri zorunlu.

Nefret suçları yasası içeriği genişletilirse ve sadece ‘Müslümanları’ değil her türden ayrımcılığı suç haline getirirse çok önemli bir değişimin fitilini ateşleyebilir. Başörtüsüyle kamu hizmeti vermek serbest olacaksa, cinsel yönelimi nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulmamak, kamuda işe girebilmek de mümkün olabilmeli. ‘Bizimkilerin’ özgürlüğünü ilan etmeye çalışan AKP’yi herkesin özgürlüğüne doğru ilerletmek gerekli.

Her ne kadar Türkçe Abece resmi olarak değişmeyecek olsa da Türkiye’de artık 32 harfli bir dile doğru evrilme olacak: zenginleşecek, kim ne derse desin. Bu harfler İngilizce tabelalarda vardı ama Kürtçe yazılarda sorun oluyordu.

AKP’nin atmak zorunda kaldığı adımı bir koşuya çevirmek için bir imkân doğdu, mesele bu imkânı eyleme dökebilmek.

Etiketler:
İstihdam