14/08/2007 | Yazar: Kaos GL
‘Kültürel yıkım son hızıyla devam ediyor. İnsanlarımız bozulma evresinde cinsiyet bunalımı yaşıyor.
‘Kültürel yıkım son hızıyla devam ediyor. İnsanlarımız bozulma evresinde cinsiyet bunalımı yaşıyor. Din olgularının cinsel arzulara yenildiği bir yüzyıldayız ve insanlar artık tanrı - cennet - cehennem olgularını yıkmış tutumlar sergiliyor.’ Karaca rumuzlu okurumuzun kaleminden.Kültürel yıkım son hızıyla devam ediyor. İnsanlarımız bozulma evresinde cinsiyet bunalımı yaşıyor. Din olgularının cinsel arzulara yenildiği bir yüzyıldayız ve insanlar artık tanrı - cennet - cehennem olgularını yıkmış tutumlar sergiliyor.
Cinsel yönelimler zaman gibi değişime uğruyor ve erkek- kadın ilişkileri yerini erkek-erkek, kadın- kadın yönelimlerine bırakıyor. Dünya geneli değişimin kaçınılmaz olduğu devinimde Türkiye’de de aynı durum yaşanıyor. Yeni bir adıma imza atmaya çalışan cinsellik platformları, yakın zamanda kendilerini tüm Türkiye’ye tanıtacak gibi gözüküyor. Herkesin beklentisi Avrupa Birliği ve bu yoldaki yasalar. Herkesin ve her kesimin beklentilerini doruğa çıkaracak bu yasalar, GLBT’lileri, yani eşcinsel sivil toplum örgütlerinin de beklentilerini oluşturuyor. Eşcinsellik platformları kendilerini tanıtmak için arayışlarını devam ettirirken düzenledikleri etkinliklerle içe kapalı dürtülerin açığa sunumunu sağlamayı da başarabiliyorlar.
İnsanlar doğarken cinsel yönelimlerini de ırkları gibi seçme şansları olmadığı için, yaşadıkları çevre ve bulundukları sosyal erkler kişilerin hemcinslerine yönelim oluşturuyor.
Türkiye son yüzyılda ve geçmişinde de cinsel yönelim değişimlerini tarih sahnesinde görmüştür. Osmanlı devletinin bazı padişahlarının erkek- erkek ilişkileri ve hadımlaştırma çalışmaları bu sürecin yeni bir Türkiye başlangıcının ilk meyvesi olmuştur.
Yakın yüzyılında Türkiye’nin ilk erkek dönüşümlü kadın sesleri Bülent Ersoy’la büyük bir kültürel cinsel sendromu yaşayan Türkler, akabinde Bülent Ersoy’un açmış olduğu çığırı takip edenlerin oluşturduğu bir gelecek yaşadı. Devran Çağlar’ın Fatih Ürek’lerin, Aydın’ların, sanat camiasına bu misyonla girişi sağlanmış olurken; cinsel yönelimlerin değişiminde de bu kişilerin cinsiyet kimliklerini değiştirme dürtüleri meşru bir hava kazandı. Artık her yerde ve her özel sektörde bir Aydın ya da bir Bülent Ersoy görebiliyoruz.
Türkiye’nin bu kişileri görme zamanı geldiği bilinmeli ve yasaları bu kişileri de düşünerek hukuki zemini oluşturmalı. Cinsel yönelimlerin rahat şekilde ifade edilmesi sağlanmalı, evlilik konusunda rahat imkanların sunulması ve askerlik yaşamlarında da bazı kolaylıkların verilmesi gerekliliği üzerine bir takım çalışmaların yapılma zamanı geldiği bilinmeli.
Etiketler: