21/10/2014 | Yazar: Eser Gündüz
Ben yine de yapmak istediklerini yapan, yaşamak istediğini yaşayan her insanı destekliyor ve tebrik ediyorum.
Neresinden tutarsanız tutun, işin içinden çıkamadığınız olayların sonucunda başrol oyuncuları felaketleri yaşıyor. Ben yine de yapmak istediklerini yapan, yaşamak istediğini yaşayan her insanı destekliyor ve tebrik ediyorum.
Ölüm bazı insanlara hiç ama hiç yakışmaz derim ben ama bir insan kendi istek ve arzusu ile ölümü seçtiyse ne demek kalır bizlere. Hayır, Mehmet Pişkin’in intiharı ardından söylenen onca şey, onca eleştiri haklı olsa ne olur ki? Bir insan öldükten sonra ne önemi kalır söylemlerin? Jimi Hendrix’i bir daha dinleyemedikten sonra defalarca kızsam, yerin dibine soksam ne olur mesela?
Bir hafta da bir trans bireyin saldırıya uğramadığını göremedik henüz. Bu hafta da yine vakalar vakalar... Tarlabaşı’nda saldırıya uğrayan trans bireyin, bir de saldırgana polisin müdahale etmediğini görmesi, pek tabi olayı daha vahim bir hale sokuyor.
Burada, hemen hemen her hafta yaşanan bu olayların hangi vahim noktasını konuşacağımızı şaşırmış durumdayız.
Ben önceki haftalarda da yazdığım gibi bu hafta da yinelemek istiyorum: Trans bireyler ya da LGBTİ bireyler, toplumsal olarak bir evrime uğramadığımız sürece bu önyargılara maruz kalacaklar. Bu kaçınılmaz artık. Ancak seks işçiliği yapmak istemeyen ama hayat şartları nedeniyle seks işçiliği yapmak zorunda kalan bireylerin bu saldırılardan az da olsa kurtulması için, alternatif istihdama ihtiyaçları vardır. Bu istihdamın sağlanmasını noktasında da başta hak savunucusu STK’ların ön ayak olması gerekir. Kaos olur, 7 Renk olur, başkası olur. Bir an önce sempozyumlar, toplantılar, forumlar, bir dizi girişimler ile bu alanda çalışmalar yapılması gerekir. Bu durum neden önemlidir derseniz, işte önyargıların atom bombası kadar tehlikeli olduğu boyut göze çarpar. Birileri evinde rahat uyurken, bir başkası sokakta 3 kuruş kazanacağım diye ön yargıların sonucunda cinayete kurban gider.
Etiketler: