24/05/2018 | Yazar: Tarık Şimşek

Yasaklara bir “söz”ünüz olmamış. İnadına izledim yine de filmlerinizi.

Merhaba Uçan Süpürge;

Nasılsın? İyi misin? Ben iyi değilim Uçan Süpürge, aslında bu yazıyı size kızgınlık karışımı bir ifade ile teknik bir şekilde yazmak için başladım. Ancak içimden mektup yazmak geldi, mektup hem daha samimi ve kelimelerimi daha iyi seçerek yazmamı sağlıyor. Birbirimizi kırmamak adına. Kırmamak dedim de, sana kırıldım Uçan. (Artık uçan diye devam etmek istiyorum.)

Ne oldu Tarık? Hayırdır” diyen sesini duyar gibiyim. Misler gibi festival yapmışsın, Teması “Umut” olmuş, ah otogarlar gibi, dinlenme tesisleri gibi, bak yine dinlenme tesisi deyince Pelin Esmer geldi aklıma, gözetleme kulesi. Bizden haber vermemişsin be Uçan. Kırıldık valla. Birden yüzüme gölge düştü, etkinlik programına bakınca. Belki de bizi kırmamak adına bir film koymuşsunuz. Numune. Üzünç.

Uçan, filmlerle kadınların sinemasını, kadınları anlatmak harika bir mücadele, direnç. Hadi film izleyelim mi beraber? İnnaritu, “Babel” filmini bilirsin Uçan, hani orada tek bir silahın, taa Japonya’ya etkisini gösteriyordu, ben de “Umut” temalı film festivali yaparken, biz neler yaşadık, onu göstermek isterim, severek izleyeceğini sanıyorum.

Kamerayı Büyülü Fener’in girişine çevirdikten, hemen yukarıda bir lezbiyen kadının Mayıs yürüyüşü için öğrencilere bayrak getirmesini izliyoruz küçük derneğinden, yapılacak bir sürü iş arasından. Sırf yasaklara karşı direnen güzel çocuklar için. Akşam olsun, sizin 21:30 “Zama” seansını gösterir kamera, Ankara ışıkları eşliğinde, harika kadraj.

Aynı anda Kocatepe – Kolej petrol ofisinin yanında, biri ile pazarlık yapıyor bir trans. Anlaşamayınca, “Orospu değil misin kabul edeceksin”, diye şamarı basıyor kadına. Giderken “İbne!” demeyi eksik etmeden. “Zama”nın yıllarca bekleyişine paralel, o trans kadın o kadar kanıksamış ki, umursamıyor.

Film bitmiyor uçan, genişliyor kamera, gece vakti Tunalı Hilmi’ye - bakma öyle gündüzleri ışıklı cafcaflı olduğuna, - geceleri vampirler iner Tunalı’ya, Zombiler, Akgezenler, hemen barın önünde, heteroseksüel çiftler, kendilerine malzeme olacak lezbiyen kadın aramaları başlar, daha 17’sinde mülteci gey çocuklar kapı önünde “ne verirsen abi, istediğini yaparım” demeleri başlar,  Keçiören-Mamak uçsuz ovalarına götürülüp oralarda terk etmeler, transları,  çocukları, film bunları bir dans müziği eşliğinde göstersin.

Sabaha “İpekçe” filmi gösterilirken, Adana’da aileden bir hayat kurmak isterken, atanamayan bir öğretmenin geçici pastanede çalışmasını izliyoruz bu sefer. Patronunun onu bedenini sömürmek için gözetlemesini. Kadın, kadını seviyor halbuki. Bir an kadının, bir kadında hayalini görüyoruz. Umutla bitsin filmimiz.

Bitmiyor ama Uçan, bizi anlatmadığınız için anlatacaklarımız bitmiyor, yıllardır dinlemediniz şimdi dinleyin diye haykırmak istiyoruz. Bir filmin bizdeki etkisini bilirsin pek iyi. Kaçımız “Mavi en sıcak renktir” filminden etkilenip açıldık sevdiceğimize. Kaçımız “Zenne” kötü ya ama olsun bizim filmimiz deyip sahiplendik, Ayta Sözeri ile onur duyduk kaçımız. Dönersen Islık Çal’dan dolayı Fikret Kuşkan şu an saçma sapan dizilerde oynamasına rağmen, kızmadık. Bizim hikayelerimize ihtiyaç duyduk. Tak geldi yasaklar.

Kırgınlığım tek sana değil ama Uçan, Ben bir yönetmen olsaydım, sinema yazarı olsaydım ya da, derdim ki “Bir dakika, bu programda LGBTİ yasaklarına karşı ufacık bir gündem yok” deyip, protesto ederdim. Neden yapmadın Pelin Esmer? Neden Alin? Senin “Gözetleme Kulesi”nin bizdeki etkisini hiç düşündün mü? Sana hayran olmama rağmen gelemedim, film söyleşine, Gözetleme Kulesi’nde dinlenme tesisinde, Jale Üzgünüm çaldığı gibi eve gidip Jale’den üzgünüm dinledim. Dinlenme tesisleri korkunçtur, hayat orada en yalın gerçekliği ile belirir. Sırf bu metafordan bile seni affetmek istedim, ederiz ama, bakma, iki madilik atarız sonra unuturuz, şefkate de öyle muhtacız, öyle de onurluyuz!

O Süpürge kimin süpürgesi? Sorarım. O süpürge, Konur sokakta yıllarca kitap satarak geçimini sağlayan trans kadının, pastanede yaşayamadığı hayatı pastalara işleyen Lezbiyen kadının, saat 3’te öldürülen transın, “oo çift kasetçalarsınız” yani diyerek dışlanan biseksüel kadınların, taciz – cinsel istismar mağduru LGBTİ çocukların, o süpürge bizim de süpürgemiz Uçan. Gel paylaştır hadi.

Senelerdir şehrimizde bizim hikayemizi anlatan Kuirfest bu yıl yasaklandı. Bir cümle de olsa bundan bahsetmek, Kuirfest ile dayanışmak, tam da bu zamanda bizden filmleri göstermek zor olmasa gerek..

“Biz bunu denedik, olmuş mu demek için size göstermek istedik” demişsiniz. Olmamış üzgünüm. Yasaklara bir “söz”ünüz olmamış. İnadına izledim yine de filmlerinizi. 

Edip Cansever ile bitirmek isterim, Pelin Esmer’e de ulaşırsa belkim, saygılarımı sunuyorum, şiiri ve filmleri bilen kadına.

Bilmezlikten gelme Ahmet Abi

“Umudu” dürt

Umutsuzluğu yatıştır

Sevgiler…

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler:
İstihdam