22/09/2014 | Yazar: Eser Gündüz

Bu toplumda yalnızlaşmak meselesini irdelesek diyorum biraz da.

Bu toplumda yalnızlaşmak meselesini irdelesek diyorum biraz da. Sadece ve sadece bu toplumda ama… Türkiye sınırları içerisinde.
 
Şimdi varsayın ki sesli düşünüyorum. Düşündüğüm şeylerin yanlışlığını, doğruluğunu sorgulamıyorum. Sadece ve sadece mücadele alanlarında hep birlikte olmayı, örgütlenmeyi hedefliyorum.
 
Hep şiddetten bahsediyoruz, öldürülenlerden. Pek tabi en temel sorunlarımız bunlar. Kimsenin şiddete uğramasını istemiyoruz. Hiçbir arkadaşımız ölmesin, diyoruz.
 
Biraz da yalnızlaşan, kendini toplumdan uzaklaştıran ve adım adım intihar gibi sonuçlara giden arkadaşlarımızdan bahsedelim istiyorum ya da üretimden uzaklaşan.
 
Bir de temel sorunlarımızdan birisi, bu durumu sadece translar için, geyler için düşünüyoruz. Tabi konuştuğumuz ortamdan kaynaklı biraz da. Ama neden bir trans arkadaşımızın, yalnızlaşan ve toplum tarafından çeşitli baskılara uğrayıp ötekileştirilen bir heteroseksüel arkadaşımız için mücadele ettiğini konuşmuyoruz, yazmıyoruz.
 
Olmuyor mu? Pek tabi oluyor.
 
Genelde toplumsal olaylarda görüyoruz bunu. Çokça da simgeleşen olaylarda hep birlikte hareket ediyoruz ama bu durumu mahalleye indirgeyemiyoruz.
 
Mesela Gezi olayları sürecinde trans bireyleri ve hetero bireyleri sokakta yan yana görebiliyoruz ama çeşitli nedenlerle ötekileştirilen hetero arkadaşlarımız için mücadele edemiyoruz ya da bunun çok medyatik bir duruma gelmesi falan gerekiyor.
 
Sesli düşünmeye devam ediyorum ve şiddetle bağırıyorum, neden sosyal sorumluluk projeleri üretmiyoruz? Daha çok daha çok ve daha çok sosyal sorumluluk projeleri. Bir isim altında- ki ismin ne olduğunun bir önemi yok- baskıcı zihniyete karşı, aynı düşünen ya da farklı düşünse de evrensel değerler noktasında birleşebilen insanlar olarak neden birleşemiyoruz. Mesela neden bir kriz masamız yok ve kendini kötü hisseden, yönelimi ne olursa olsun ötekileştirilen herkesin başvurabildiği ve yine yönelimi ne olursa olsun herkesin ona destek olduğu bir kriz masası. Böyle olsa belki intihar edip ölen dostlarımız yitirilmemiş olur, intihar etmeyi düşünen dostlarımızda sığınacak bir dal bulurlardı.
 
Bakın tekrar hatırlatıyorum, sesli düşünüyorum ve kim bilir belki de bir çağrıda bulunuyorum. Artık translar eziliyor, geyler ötekileştiriliyor, heteroseksüeller şöyledir böyledir tartışmalarını bir kenara bırakıyorum ve aynı değerleri taşıyan insanların bir arada toplanmasını istiyorum. Birlik olmak ve güçlü olduğumuzu göstermek için daha ne kadar bekleyeceğiz?
 
Aynı amaç uğruna mücadele eden onca dernek, vakıf ve kuruluş varken, neden bu insanlar ve kuruluşlar birleşmez sorusunu soruyorum. Neden arkadaşlar neden?
 
Neden bir diktatör bu ülkeyi avucunun içerisinde oynatır da, milyonlarca insan bu uğurda birleşemez. Neden sokaktaki trans X ölürken, hetero Y evinden dışarı adım atmazken, sokaklarda birbirimiz için birleşemeyiz. Neden?
 
Çok ütopik bir hayal mi bu? Fraksiyonu ne olursa olsun, yönelimi ne olursa olsun, dini, dili ne olursa olsun, adımız barış olsa, tek tip giyinsek ve bütün evrensel meselelerde beraber hareket etsek. Sadece Tezer Özlü okuyanlar, Oğuz Atay sevenler, Turgut Uyar’la büyüyenler birleşsek bir dolu insan oluruz.
 
Haydi, bunun altında tartışalım, neden bu bir adım olmasın! 

Etiketler:
2024