28/12/2018 | Yazar:
Medya okulu tüm güzellikleriyle belleğimin derinliklerine gitti, zamanının gelmesini beklemek üzere.
Aslında bu yazı İzmir’ de Kaos GL’nin düzenlediği medya okuluna dair güzel anılar ve duyguların paylaşımı için yazılacaktı. Karin’ in bu coğrafyanın kadınlarında çok sık görülen ve çok yakışan bakışları, Yıldız’ın muzur çocuk coşkusunu taşıyan enerjisi, birbirine benzeyen ama yarıştırılmayan acıların paylaşıldığı anlar…Anlayacağınız bu yazı hayatımızda son zamanda çok ender rastladığımız bazı güzelliklerden bahsedecekti. Gel gör ki medya okulu tüm güzellikleriyle belleğimin derinliklerine gitti, zamanının gelmesini beklemek üzere.
İzmir’ de son gece odamda oturmuş sosyal medya denen felaket tellalına göz atıyordum, önüme son zamanların en çok konuşulan videosu çıktı:” Papağan’ a işkence yapan adam.” Sadece 5 saniye dayanabildim o güzel bebeğin haykırışına. Öyle bir haykırış ki yeryüzünün tüm acılarını hatırlatıyor. Sanırım insan ya da hayvan fark etmiyor. Acının sesi hep aynı… O ses ki duyduğumda sol yüzümde felç olduğumu sanmama neden olan bir uyuşmaya neden oldu, o ses ki baş etmeyi öğrendim dediğim korkularımla tekrar karşı karşıya bıraktı beni. Sonra her şeye rağmen insan tarafını diri tutan birileri çıktı ve o güzel papağanı o zulüm evinden aldı. Bugün o canım güzelliğin öldüğü haberi ile bir kez daha def ettiğim tüm acılar kapladı içimi. Ben burada ana akım medyanın çıldırttığı adam, kapitalizmin yarattığı çöp adamlar gibi büyük, afili çıkarımlar yapmayacağım size. Çünkü bu çıkarımlar yaralanan insan yanımı iyileştirmiyor artık.
İllüstrasyon: Ashley Percival
Haberin başlığını okur okumaz başladım bir Ahmet Kaya şarkısı mırıldanmaya… O güzel bebeğin adı Bahtiyar’mış. Tüm gül yüzlü Bahtiyarlar gibi o da canımızdan bir parça kopararak, insanlığa dair inancımızdan bir parça alarak…
Bu günün güzelliği olsun diye bırakıyorum her şeye rağmen acıdan nasibini almış o canım şairin dizelerini aşağıya. Karin’in dediği gibi zamanı gelmiş demek.
SORULARLA
İşte yine kapıldım
O can sıkıntısına;
İçimde bir tozlu
Sarnıç boşluğu,
Gitmekle kalmak
Arasında karasız
Yürüdüm kederle
Dağlara doğru.
Yüzlerce soru
Vardı aklımda,
Kulaklarımda
Bir garip uğultu
Ölümü kullanamazdım;
Bir yerlerde
Bilmediğim birilerine
Belki ayıp olurdu.
Belki de hiç
Ummadığım
Sevgisi tarazlı biri;
Koparıp bana ilişik
Umudunu
Bir kitabın arasında
Yamyassı
Kuruturdu
Bir gazetenin
Ölüm ilanlarında
Okuyup adımı,
Öfkeye dönüştürürdü
Sandık kokulu
Hüznünü
Ve ölümü inatla,
Yok yere savunurdu.
Ben bunca yıl
Bunca insan tanıdım
Yüreği zehir dolu;
Yine de insanlardan
Kesmedim umudu.
İnsan dedim
Yekindim;
Paylaştım varı yoğu.
Ben neden
Dudaklarının arasında
İğneler tutan
Bir terzi suskunluğunu
Prova ediyorum
Şimdi bu yol boyu
Kederle yürürken
Dağlara doğru?
Neden kedi seven
Bir insan
Olduğumu
Biliyorum da
Kedisiz ve sevgisiz
Getiriyorum
Yaşadığım günlerin
Yaprak döken sonunu?
Cevapsız sorunun
Boynu büküktür,
Hemen anlar
Yetim olduğunu.
Ben neden hala
Duyuyorum avucumda
Bir çocuk elinin
Sızlayan boşluğunu?
Hipodromda yatıp
Kalkan bir adamın
Ölü bulunduğunu
Yazdı gazeteler
Geçenlerde
Haber olarak.
Tokatlıymış
Ya da Çorumlu.
Bıraktığı nottan
Öğrenilmiş
Son isteğinin
Ölürse terminale
Götürülmek olduğu.
Hipodromda yatıp
Kalkan bir adam
Kimin umuru!
Acılarla sorularla
Tiftikledim
Bunca insanın
Mutsuzluğunu.
Düşündüm kendi sonumu.
Hayrettir;
İçim içime
Nasıl da sığıyordu!
Oysa ben kaç yıldır
Kaç acı eskittim
Unuttum
Kaç ölüm gördüğümü.
Bir omzumun
Alçaklığı ondandır;
Taşıdım kaç kişinin
Kanayan tabutunu.
Yıllar önce
Ölümü seçen sevgilim
Bunca sevgisizlik içinde
İyi biliyordu
Yetmeyeceğini
İki kişinin birbirine.
Bu yüzden döşeğinde
Ölümle buluştu.
Gömdük onu geçiştirip
Polis sorgusunu.
Onunla birlikte
Neleri gömdük;
Bir akşam içkisinin
Coşkusunu,
Sevincimizi gömdük
Kürek dolusu
Yüzlerce soru
Vardı aklımda,
Kulaklarımda
Bir garip uğultu
Ölümü kullanamazdım;
Biryerlerde
Birilerine
Mutlaka ayıp olurdu.
Dostlardan uzakta
Bir bozgun akşamında
Gerisingeri
Dönerken kasabaya;
Baktım gökyüzü
Birden yıldızla doldu.
Akşamın serinliği
Alnıma vuruyordu…
Metin Altıok
*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.
**Medya Okulu’nda oluşturduğumuz bloglardan yazılar yayınlamaya devam edeceğiz. Bu yazı, Vera’nın Güncesi’nden.
Etiketler: