13/05/2024 | Yazar: Suay Yüksel

17 Mayıs Derneği’nin düzenlediği 1.Ulusal Esenlik Konferansı’nın ilk gününde “Esenlik Yolunda” raporunun lansmanı yapıldı. Sivil toplumda LGBTİ+’ların iyilik hali konuşuldu.

1.Ulusal Esenlik Konferansı 11-12 Mayıs tarihlerinde gerçekleşti Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Sivil Toplumda İyilik Hali, Lubunyalık ve Esenlik başlıklarının da tartışıldığı rapor lansmanı Metin Güzel’in açılış konuşması ile başladı. Güzel, şunları şöyledi:

“Önümüzdeki 2 günde nedir bu esenlik sorusuna birlikte yanıt arayacağız, güçlenme ve dayanıklılıkla beraber kesişimselliği ve iyilik halini de konuşacağız.”

Ardından Güzel, konferansın neden Murat Çekiç Konferansı olarak anıldığını da aktardı:

“17 Mayıs Derneği esenlik çalışmalarına 2020 yılında pandemi sürecinde başladı. 2021 yılının yaz aylarına kadar hazırlık çalışmaları ile devam etti. 2021 yılında bu kavram “wellbeing” olarak aklımızdaydı aslında. Bunu Türkçeleştirmediğimiz bir dönemdi. 2021 yılının yaz aylarında bir çalışma kampında Murat Çekiç de yanımızdaydı ve bize çok destek olmuştu. Orada konuşurken Türkçeleştirme olayını da tartıştık. Sonra Murat birden “Esenlik olsun” dedi. Programa başlarken ismini esenlik olarak o koymuştu. Biz de 2024’te bunu Murat Çekiç Esenlik Konferansı olarak değiştirdik ve böyle kullanmaya başladık.”

Güzel’in açılış konuşmasının ardından sivil toplumda iyilik hali, esenlik kavramı ve 17 Mayıs Derneği’nin Esenlik Programı’nın kuruluşunu aktarmak üzere söz Umut Güner’e bırakıldı. Güner şunları aktardı:

“Eğlenmek için yapacağımız sosyal aktiviteyi örgütlediğimiz zaman bile endişe duyabiliyoruz. Ben Kaos’la ilk dayanışmaya başladığım zamanlarda gelenekselmiş gibi piknikler düzenlenirdi. Biz o dönemlerde de hayata katılmamızın önündeki engelleri bir araya gelerek kaldırabileceğimizi düşündüğümüz ve grup olarak esenliğimizi dert edindiğimiz bir noktaya bakıyorduk. Kendi esenliğimizi dert edinirken diğer taraftan sol ve muhalif çevrenin LGBTİ+ fobisi ile de çok karşılaşıyorduk. Bunlar sevişe sevişe örgütleniyorlar, pikniğe mi gidilir örgütlenmek için diyorlardı bizim için. Ona da yanıt vermeye çalışan bir hareket hali vardı aslında. Bu tartışmalar zamanla; sadece pikniğe gidip sevişmeyeceğiz, örgütlenme pratiklerini de böyle tartışacağız boyutuna evirildi.”

Güner, 17 Mayıs Derneği Esenlik Programı’nın kuruluşuna giden yolu şöyle anlattı:

“LGBTİ+ hareketinin daha çok kurumsallaşmasıyla, LGBTİ+ derneklerinde çalışan bazılarımız bilgisayarı kapattığımızda tüm gündemden uzakta durabiliyoruz, bazılarımız ise bilgisayarını kapatsa bile gündeminden bu meseleyi çıkaramıyor. Bu noktada o kişi için dönüp bakmamız gereken başka şeyler olduğu ortaya çıktı.”

“Esenlik, Türkiye’de sivil toplum içinde olmayan bir şeydi”

Güner sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye’nin politik seyri LGBTİ+ aktivistlerinin iyilik halini daha fazla dert edinmemiz gereken bir süreci de beraberinde getirdi. Aslında bu program, soru işareti olan bir grup insanın örgütlenmesi ile ortaya çıkan bir oluşum. Neden LGBTİ+ örgütleri insan hakları krizlerinden en fazla etkileniyor sorusuna yanıt bulmaya çalışırken 17 Mayıs Derneği, yeni kurulan bir dernek ve birilerini güçlendirmeyi hedefliyor dedik. Bu noktadan başlayabileceğimizi düşündük. Aras Örgen burada olmayan bir şeyi yarattı, Türkiye’de sivil toplum içinde olmayan bir şeydi esenlik. 17 Mayıs Derneği’nin Esenlik Programı öncesinde sivil toplum içinde yoktu. Temel olarak homofobik tutum, ayrımcılıklar, nefret söylemi hepimizin iyilik halini tehdit ediyor. Buna karşı ne yapabiliriz sorusuna verdiğimiz yanıt bizi esenlik kavramına ve Esenlik Programı’na getirdi.”

Güner, ardından “Esenlik Yolunda” raporunun sunulması ve 17 Mayıs Derneği’nin Esenlik Programı’nın tanıtılması için sözü Umut Güven’e bıraktı. 17 Mayıs Derneği’nin dünden bugüne esenlik alanında yaptığı çalışmaları aktaran Güven, 2021 ve 2023 yılında yürütülen esenlik araştırmalarının çıktılarını da paylaştı. Güven, şunları söyledi:

“Esenlik programı aslında güçlendirme çalışmaları kapsamında yer alıyor. Bu program, Türkiye’de LGBTİ+ örgütleri ve insan hakları savunucularına dair oluşturulan tahribatı olabildiğince bertaraf etmek ve kurumlar ile aktivistleri güçlendirmek için karşımıza çıkıyor.”

Güven, şunları aktardı:

“Esenlik çalışmalarımız; tükenmişlik, dayanıklılık, stres gibi bizim mücadele alanlarımızı güçlendirecek araçlar sağlıyor. 2021 yılından 2023 yılına kadar birçok araştırma ve ihtiyaç araştırması yaptık, bir politika belgesi oluşturduk. 2020 yılında 710 psikoterapi seansı sağlandı. 48 ruh sağlığı uzmanı ile yollarımız kesişti, atölyeler ve süpervizyon çalışmaları yapmaya başladık. 20 farklı esenlik buluşması gerçekleşti. Bu çalışmaların bu hızda ilerlemesi esenlik programına olan ihtiyacı da kanıtlar nitelikte. 2022 yılı itibariyle diğer sivil toplum kuruluşlarının da esenlik çalışmaları yaptığını, politika ürettiğini, kaynaklar çevirdiğini ve esenliğin tartışılageldiğini görüyoruz, bu da bizim için bir motivasyon kaynağı oldu. Bunlar farklı şehirlerde olsa da ortak olarak esenlik çalışmalarına ne kadar ihtiyacımız olduğunu anlıyoruz. 2023 yılında bir deprem felaketi ile karşı karşıya kaldık. Bu noktada bölgedeki LGBTİ+’lar için yeni ihtiyaçlar ortaya çıktı. Program yeni insanlar için de çalışmaya başladı böylece. Bununla birlikte 17 Mayıs Derneği’nin Ankara Lubunya Deprem Dayanışması oluşumunu örgütleyerek bu tahribatı azaltmaya katkı sağlayabilmek adına çalışmalar yaptığını gördük. 2023 yılında 48 farklı ruh sağlığı uzmanı ile yollarımız kesişti. 49 farklı uzmana da süpervizyon desteği sağlandı. Bununla beraber 4 farklı kuruma esenlik anlamında kapasite geliştirme atölyeleri yapıldı.”

Güven, tüm bunlardan sonra “Esenlik Yolunda” isimli raporun ortaya çıktığını söyledi.

“2021’den 2023’e sivil toplum örgütlerindeki Esenlik Programı çalışmalarının arttığını görüyoruz fakat bunun oranı hala çok az”

Rapor bulgularını da paylaşan Güven, şu noktalara değindi:

“Verilen cevaplara göre şöyle bir başlık açmanın uygun olduğunu gördük; Türkiye’deki politik koşullar aktivist esenliğini etkiliyor. %72’si çalışma statülerinde olumsuz değişiklikler yaşadığını belirtmiş. Bunlar; iş kaybetme olabilir, işten çıkarılma, akademik kadro bulamama gibi sebepler olabilir. Bunun 2021 yılına göre artış gösterdiğini görüyoruz. İşten aldığım ücret ekonomik olarak bana kendimi güvende hissettiriyor diyenlerin ise görüşmecilerin sadece %2’lik bir kısmını oluşturduğunu görüyoruz. 2023 araştırmasında 2021 araştırmasına göre %23’ten %40’lara çıktığını görmekteyiz bu ekonomik olarak güvensiz hissetme halinin.”

Örgütsel esenlik bağlamında eylem planı ve politikalar başlığına baktığımızda, LGBTİ+ hak ihlallerine alan açıldığını ve şiddet kullanılan müdahalelerde de artış olduğunu anlıyoruz. Bunun bir sonucu olarak güvensizlik hissinin arttığını görüyoruz. Ek olarak 2021’den 2023’e sivil toplum örgütlerindeki Esenlik Programı çalışmalarının arttığını görüyoruz. Fakat bunun oranı hala çok az.”

Güven son olarak anahtar bulgular başlığına değinerek, raporun son bölümü olan “Öneriler” kısmını aktardı. Güven, şunları söyledi:

“Bu noktada katılımcıların genel memnuniyet düzeyi değişik derecelerde de olsa, katılımcıların endişe düzeyinin nispeten daha yüksek olduğunu görüyoruz. Ülkedeki değişen siyasi atmosfer, doğal afetler, ekonomik kriz ve pandeminin etkileriyle 2023 yılında yapılan araştırmanın sonuçları 2021 yılında yapılan araştırmanın sonuçlarındaki genel memnuniyet oranlarında düşüktür. Katılımcılar genellikle yaptıkları işin anlamlı olduğunu ve kuruluşlarının değerli ile uyumlu olduğunu ifade etmişlerdir. Bu tüm çalışanlar için koruyucu bir faktör olarak düşünülebilir. Katılımcılar iş ve özel hayatı dengeleme konusunda çeşitli derecelerde zorluk yaşamaktadır. Türkiye’deki koşullar bu dengeyi olumsuz etkilemiştir.”

Eğitimler düzenlemek, kurumsal politikalar yaratmak, kendi kuruluşumuzu tanımlayarak hareket etmek, iş arkadaşları ile iş dışında sosyalleşme alanlarını güçlendirmek, örgütsel esenliği destekleyecek çalışmalar üretmek, iş hayatının ve sosyal hayatın dengesini sağlayabilmek, son olarak ise çalışanlara kurumların psikolojik destek sağlamaları önerilerek, 1.Murat Çekiç Esenlik Konferansı’nın ilk oturumu sonlandırıldı. Konferans 11-12 Mayıs’taki etkinlikleriyle devam etti.

 


Etiketler: insan hakları, yaşam, sağlık hakkı
İstihdam