11/09/2007 | Yazar: Kaos GL

9 Eylül’de 103.1’de yayınlanan ‘Hayatın Renkleri’ radyo programının konusu ‘Eşcinselliğe Dair Önyargılar ve Sıkça Sorulan Sorular’dı.

9 Eylül’de 103.1’de yayınlanan ‘Hayatın Renkleri’ radyo programının konusu ‘Eşcinselliğe Dair Önyargılar ve Sıkça Sorulan Sorular’dı. Hasan Bülent Kahraman, Yeşim Başaran, Ali Erol ve Burcu Ersoy’un konuşmacı olarak katıldığı programda eşcinsellere dair önyargıların yarattığı homofobi konuşuldu.

Kaos GL ve Radyo ODTÜ ortaklığıyla hazırlanan ‘Hayatın Renkleri’ adlı radyo programının bu haftaki konusu ‘Eşcinselliğe dair Önyargılar ve Sıkça Sorulan Sorular’dı. 9 Eylül Pazar günü yayınlanan programın konukları ise Sabancı Üniversitesi’nde akademisyen ve Sabah gazetesi yazarı Hasan Bülent Kahraman, Lambdaistanbul’dan Yeşim Başaran, Kaos GL’den Ali Erol ve Burcu Ersoy’du.

‘Önyargılar eşcinsel bireyi incitiyor’

Kaos GL’den Ali Erol, önyargıların eşcinsellere dair bilgi eksikliğinden de kaynaklandığını ve toplumda, homofobi adı verilen düşmanlık ve nefret şeklinde hayat bulduğunu belirtti.

Erol, 10 yılı aşkın süre içinde eşcinsel hareketinde karşımıza çıkan sorunlardan biri AIDS/HIV virüsü olduğunu söyledi. 15–20 yıl önce AIDS’in eşcinsel hastalığı olarak bilindiğini, Güney Afrika'da "beyaz hastalığı' dendiğini belirten Erol, bütün bunların ahlaksal ve toplumsal politik kodlar olduğunu; ama bugün HIV virüsü ile herkesin karsılaşabileceği konusunda şimdi herkesin daha bilinçli olduğu yorumunda bulundu.

Erol ayrıca, eşcinselliğin kısa dönemli ve cinsellik odaklı, gelip geçici ilişkilere dayalı olarak düşünülmesinin eşcinsel bireylerin günlük ve sosyal alanda edilgenleşmesine yol açtığı gibi kişileri incittiğini de vurguladı.

‘Evlilik baskısı var’

‘Toplum eşcinsellere, aklı fikri seks olan, sapkın, hormonal bozukluğu olan veya çocukluğunda kötü bir şeyler yaşamış, tacize uğramış kişiler olarak bakılıyor’ diyen Burcu Ersoy, eşcinsellerin çoğunlukla evlilik ve çocuk sahibi olmak konusunda baskıya uğradıklarını söyledi. Bunun heteroseksist düzenin bir dayatması olarak gördüğünü belirten Ersoy, eşcinsel ilişkilerin, ayrılıkların yasal ve hukuksal bir çerçevesi olmamasının getirdiği zorlukları anlattı.

‘Eşcinsellik cinsellik ve seksten ibaret görülüyor’

Yeşim Başaran, Lambdaistanbul’un geçen sene yaptığı ‘Ne yanlışsınız ne de yalnız!" başlıklı alan araştırmayı anlattı.

Araştırmada yer alan ‘Açıldığınızda (comingout) nasıl bir tepki ile karşılaştınız?’ sorusuna 393 eşcinsel kişiden %75'inin yakınları ve arkadaşları tarafından "hiç eşcinsellere benzemiyorsun" yanıtını aldıklarını söyleyen Başaran, bu kişilerin sözsel/fiziksel şiddet içeren tepkiler gördüklerini; daha çok en yakınlarından, arkadaşlarından yok sayma ve dışlama davranışları gördüklerini açıkladı.

Eşcinselliğin cinsellik ve seksle ilgili ve ağırlıklı olarak fantezisel bir kavram olduğu yargısının saptandığını söyleyen Başaran, insanların günlük hayatta bir manavın eşcinsel olabileceği fikrini ve/ya sokaktaki herhangi birinin eşcinsel olabileceğini düşünmediklerini de belirtti.

‘İçe dönük ahlak anlayışından kurtulmalı’

Programın ‘Sesli Köşe’ konuğu olarak katılan Hasan Bülent Kahraman eşcinsellik önyargısını, bilinç ötesi, pre-modern, modernite öncesi bir toplumun nesnel hale getirmediği bir kavram olarak tanımladı. Toplumdan beslenen "cemaat ahlakı’ anlayışının gizleme, saklama türü bir kişisel ahlaksızlığı içselleştirdiğini, bunun da sadece eşcinselliğe özgü olmadığını söyleyen Kahraman, bunun bilincin, demokrasinin yükselişi ve içe dönük ahlak anlayışından kurtularak çözüme kavuşabileceğini belirtti.


Etiketler: insan hakları
İstihdam