14/02/2008 | Yazar: Kaos GL
Bugün sevgililer günü. ‘Heteroseksüel sevgililerin günü’ mü demeli yoksa?


Barış Sulu - Bawer Çakır
Dün [[Aşkın anlamı]] başlıklı yazıyla ‘aşk’ı tanımlamaya çalışmıştık; peşinden gittiğinizde sizi olmadık yerlere sürükleyen aşkı... Ne çok besteler yapıldı üzerine, ne çok kitaplar yazılıp filmler çekildi senin için ey aşk...
Aşık olursunuz, sonra açılırsınız ve çok nadir olsa da kabul görür bu açılmanız ve işte ‘sevgili’ oluvermişsiniz. ‘Sevgili’ olma halimize geçelim o zaman ve sevgililer gününe... Ne anlamlar yüklüyoruz bu güne?
Yazı dizimize kaldığımız yerden devam edelim, ikinci günün sorusu da ‘Eşcinseller sevgililer günü’ deyince ne algılıyor?’

Sevgililer gününün pek önemi yok benim için. Sadece hediye almak ve vermek güzel oluyor. Bunun dışında pek fazla bir şey ifade etmiyor. Çünkü sevgilim olduğu sürece o benim sevgilimdir, tek günde bunu kutlamanın manası yok. 15 Şubat’ta biriyle sevgili olursam bir yıl o günü mü bekleyeceğim kutlama yapmak için? 14 Şubat bu nedenle çok anlamsız.
‘Eşcinseller bu oyuna gelmesin’
Buket Erkoç
Sevgililer gününe yalnız girdiğin zaman ister istemez kendini ezik hissetmen beynin derinlerine yer etmiş duygusal öğretilerden başka bir şey değil. Ne yazık... Bir lezbiyen olarak sevgililer günü gibi karşıcinselci toplumun uydurmalarını ve kendini tatmin etme ve yeniden üretme halini kabul etmiyorum. Eşcinsellerin de bu oyuna gelmesini istemiyorum. Eşcinsellerin evlilik hakkı istemesi gibi bir şey kısaca... Evlilik bir hak değildir bence. Toplumu yeniden üretmek için oynanan en büyük oyundur. Kısaca günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yapmayı sevmiyorum; bir zaman sınırlamam yok aşk, sevgi, sevgili gibi durumlar için. Bu kavramları bir güne sıkıştıramam.
‘Tüketim toplumunun saçma bir icadı’
Fatih Üstün
Sevgililer gününü son derece gereksiz buluyorum. Klişe laflar etmek istemiyorum ama ben sevgililer gününü tüketim toplumunun saçma bir icadı olarak görüyorum. Zaten hiçbir 14 Şubat’a da sevgilimle girmek kısmet olmadı.
‘Kutlanmasında sakınca görmüyorum’
Hakan Biçer
Sevgililer günü benim için özel anlam ifade etmiyor ancak yaşanan ilişkiyi sıradanlaştırmadıkça ve bu güne esir hale gelmedikçe kutlanmasında sakınca görmüyorum. Bazen reddettiğimizi düşündüğümüz bu tarz kavramlara besleyici, yeşertici özelliğinden dolayı ihtiyaç duyabiliriz. Çünkü elimizdeki ilişkiyi tüketmeye değil, farklı noktalarını görmeye endekslendikçe küçük detayların anlamı belirginleşir. Bu günde elinize tutuşturulacak sıradan bir gül belki fark edilme adına bir işaret, belki unutulmadığınızın bir göstergesi, belki ilişkide yeni bir sayfa açma hazırlığına işarettir, kim bilir. Sevgililer günü bu kadar görünürken eşcinseller sevgilerini kapalı kutularda muhafaza etme telaşında, işte bu güne dair asıl ironi de budur...
‘Heteroseksist bir dayatma’
İsmail Alacaoğlu
Sevgililer gününe dair…
Televizyonlarda günler öncesinden dönmeye başlayan reklamlarda, sokaktaki kocaman bilboardlarda, gazete ve dergilerdeki ilanlarda, mağazaların vitrinlerinde velhasıl başımızı çevirdiğimiz her yerde bir kadın ve erkek figürü ile karşılaşırız sevgililer günü yaklaşırken, fotoğrafla olmasa bile sloganının, mesajının içinde vardır bu heteroseksist dayatma. O yüzden sevgililer günü de bizim pek ortalıkta görülmediğimiz, görülmezden gelindiğimiz 365 günden biridir aslında. Bu yüzden sevgili için hediye alırken kendimize alıyormuş gibi yaparız, hediye paketi yaptırırken utanırız, sıkılırız; bu yüzden ortasındaki incecik vazoya koyulmuş bir gülün olduğu mumla aydınlatılan iki kişilik bir masa rezerve ettiremeyiz baş başa bir akşam yemeği için ya da bu yüzden THY’nin sevgililer gününe özel yaptığı ‘çiftlere ikinci bilet 1 euro’ kampanyasından yararlanmayı düşünerek tatil planı yapamayız. Hatta sevgilimizle yaşadığımız eve o gün çiçekle girmek bile huzursuz eder bizi, konu komşu ne alaka diyecek korkusuyla. Dolayısıyla sevgililer günüyle diğer günler arasında ince bir nüans vardır: bu gün daha çok sokulur gözümüzün içine ötekililiğimiz, bu gün daha çok hissederiz dışlandığımızı. Aslında vahim olanı sevgililer gününde bu ayrımın farkına varıp, hayıflanıp, ertesi gün yola devam etmektir umarsızca.
Oysa sadece 14 Şubat’ı değil geri kalan 364 günü de kurtarmaktır esas olan. Bunu yapamıyorsak eğer iki yol vardır sevgililer gününde seçilecek; ya bize ait mekanlardan birinde soluğu almak ya da bizi görmezden gelen bu günü kaile almamak.
‘Sevgi adı altında kutlanan bir gün’
Serhat Akdağ
Sanırım aşkı daha çok tanıyan yakın olan başucumuzdaki pusulamız komodin üzerindeki lambamız... Sevgililerimiz yaşadığımız çevre açısından birer hint kumaşı sayılır bizler için. Eşcinsellerin sevgililer günü diye ayırmaksızın tüm sevgi adı altında kutlanan bir gün bence sevgililer günü. Hem sevgiye açlık durumu var birçoğumuzda, hem de elindekinin kıymetini bilmeme. Eşcinsellerin diğer kişilere oranla sevginin önemini bilmeleri daha özel kılmakta bu günü. Tabi sevgili değil de sevdiğini bulmak daha mühim. Gey kimliğimden dolayı kendimi mutlu hissediyorum ve biz eşcinseller sevgi ve türevleri bakımından oldukça şanslıyız diye düşünüyorum.
*Konuyla ilgili haberler:
[[Aşkın anlamı]]
[[Alternatif sevgililer gününüzü yaratın]]
[[14 Şubat Heteroseksüel Sevgililer Günü]]
[[Dosya: AşK]]
Etiketler: