12/05/2011 | Yazar: Kaos GL

BTK’nın kararına göre, 22 Ağustos’tan itibaren geçilecek sistem ile internet kullanıcıları kendisine uygun olan paketi seçecek.

15 Mayıs'ta Türkiye
BTK’nın kararına göre, 22 Ağustos’tan itibaren geçilecek sistem ile internet kullanıcıları kendisine uygun olan paketi seçecek. Bu paketlerin internete sansür getireceğini savunan yaklaşık 600 bin kişi Facebook üzerinden örgütlendi ve 15 Mayıs’ta tüm Türkiye’de yürüyüş düzenleyecek.
 
"22 Ağustos 2011'den itibaren devlet 'güvenli internet' adı altında hangi sitelere girebileceğimize karar verecek. Size çocuk paketi, aile paketi gibi paketler sunulacak ve bunlardan birini seçmeniz istenecek. Eğer bu seçeneklerden hiçbirini seçmezseniz doğrudan standart paketi seçmiş sayılacaksınız. Bu filtreme sistemi ile siteler, girilebilir ve girilemez olarak ikiye ayrılacak. Bunu belirlerken hangi kriterlerin kullanacağı ise bilinmiyor."
 
İnternetime Dokunma kampanyası, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) şubat ayında onayladığı İnternetin Güvenli Kullanımına Dair Usul ve Esaslar Taslağı'nın öngördüğü internette filtre uygulamasına karşı 15 Mayıs'ta eş zamanlı eylemler düzenliyor.
"Sistemi kölesi olmayın" sloganıyla Facebook üzerinden örgütlenen grubun Türkiye'nin her yerinden 500 bini aşkın katılımcısı var. 15 Mayıs günü İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir, Çanakkale, Kocaeli, Kırklareli ve diğer illerde saat 14.00'te başlayacak eylemlerin 22 Ağustos'a kadar yaygınlaşarak devam etmesi bekleniyor.
 
Lamdaistanbul da 15 Mayıs’ta İstiklal Caddesinde organize edilen eyleme katılacağını yayınladığı metin ile duyurdu ve BTK'nin Türkiye’de LGBT hareketini baskılamanın yeni aracı olarak nitelendirdi.
 
Türkiye’de LGBT hareketini baskılamanın yeni aracı: BTK
 
Son günlerde, Türkiye’de yaşayan tüm internet kullanıcılarını; dahası tüm vatandaşları yakından ilgilendiren yeni bir sansürleme girişimi ile karşı karşıya bulunmaktayız. Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) tarafından, 22 Ağustos’ta yürürlüğe konulması beklenen yeni uygulama ile, başta biz LGBT’ler olmak üzere, tüm internet kullanıcıları yeni bir baskılama yöntemine maruz bırakılmak isteniyoruz. Bizler kıstaslarının keyfi şekilde ve tamamen BTK tarafından belirleneceği anlaşılan, bu antidemokratik yöntemi hiçbir şekilde masumane bir girişim olarak görmüyoruz.
 
Kamuoyu farkında olmasa bile, halihazırda, Türkiye’nin farklı şehirlerinde yaşayan LGBT’lerin birçoğu, internet kafelerde zorunlu olarak kullandırılan filtreleme programları nedeniyle, derneğimizin internet sayfasına dahi giremeyebilmektedir. Bu nedenle, son girişimin, anayasanın bize tanımış olduğu örgütlenme hakkımızı daha da ileri noktalarda çiğnemeye dönük olduğu açıktır.
 
Anımsanacak olursa, kısa bir süre önce de, -aslında varoluş gerekçeleri bile sorgulanması gereken- BTK, “gey, gay, homoseksüel, eşcinsel, biseksüel, lesbian, lezbiyen, travesti” sözcüklerini “sansürlü kelimeler listesi”ne koymuştu. Ne var ki, derneğimizin “yasal” adı “Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transeksüel Dayanışma Derneği” iken, bu sözcüklerin BTK tarafından sansürlü kelimeler listesine konulması son derece çelişkili bir durum ortaya çıkarmaktadır. Bu durum, aynı zamanda, BTK’nin keyfi kararlar alma konusundaki kontrolsüzlüğünü de ortaya koymaktadır.
 
Son yıllarda, RTÜK’ün TV kanallarında eşcinsellerin görünürlüğünü engellemesi; Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Aliye Kavaf’ın, tamamen mantıkdışı ve yaygın bilimsel görüşlere aykırı şekilde eşcinselleri hasta saymaya kalkışması gibi sistematik saldırılar, bizlere göre, LGBT’lere yönelik nefret cinayetleri gibi bireysel sayılan saldırıların da zeminini oluşturan devlet baskısının tezahürleridir. Tüm bu girişimlerin, son yıllarda RTÜK, BTK, Diyanet gibi çeşitli aracı kurum ve çeşitli bakanlıklar üzerinden olmak üzere, temelde -tüm vatandaşlarına eşit mesafede yaklaşması gereken- Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından geldiği de açıktır.
 
Bu girişimlerden tarafımıza yöneltilen en belirgin olanı ise, derneğimizin 2007 yılında İstanbul Valiliği tarafından kapatılmak istenmesidir. Anımsanacak olursa, yerel mahkeme -tamamen göreceli bir ifade olan- “genel ahlak”a aykırı olduğu gibi bir gerekçe ile derneğimizin kapatılması konusunda haksız ve tarihe geçecek bir karara imza atmıştır. Ne var ki; temyiz başvurumuz üzerine, Yargıtay bu haksız kararı iptal etmiş ve anayasaya göre LGBT’lerin de örgütlenebileceğinin altını bir kez daha çizerek, davayı reddetmiştir. Gelinen son noktaya bakıldığında ise, geçmişte LGBT hareketini baskılama amaçlı kullanılmaya çalışılan “genel ahlak” ifadesinin, aynı muhafazakar ideoloji taşıyıcıları tarafından, şimdilerde ise tüm toplum kesimlerine dayatılmak istendiği ortaya çıkmaktadır.
 
Anlaşılacağı üzere, yaşanan son olay, aslında, Türkiye’de yaşayan LGBT’lerin kamusal alandaki görünürlüklerinin engellenmesi ve internet de dahil olmak üzere, çeşitli yaşam alanlarımızın yok edilmeye çalışılması çizgisinde yeni değildir. Üstelik, öyle görünüyor ki; aynı zihniyet bundan sonra da farklı şekillerde özgürlüğümüze yönelik saldırılarda bulunmaya devam edecektir. Bizler, gelinen son noktada, -özellikle de bizleri mağdur etmeye çalışan-, böylesi antidemokratik uygulamalara karşı, artık toplumun diğer kesimlerinin de tepki vermesi gerektiğini düşünüyoruz.
 
Türkiye’de yaşayan LGBT’lerin haklarını talep eden onlarca LGBT örgüt ve derneklerinden biri olarak, biz “Lambdaistanbul”, kendimize düşen görevi şimdi de yerine getiriyor ve bu konuyla ilgili olarak yeni bir dava açmaya hazırlanıyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
 
Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği
 
15 Mayıs 2011 Pazar günü saat 14:00’de “İnternetime Dokunma!” eylemlerinin olacağı illeri öğrenmek  için:


Etiketler: medya
İstihdam