20/03/2025 | Yazar: Kaos GL

Kadın ve LGBTİ+ örgütleri, aralarında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da bulunduğu 107 kişinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.

19 Mart gözaltılarına tepkiler: “Bu saldırı, birlikte yaşamı savunan herkese karşı yapılmıştır” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla dün (19 Mart) üç ayrı soruşturma kapsamında 107 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu dahil 7 kişiye “kent uzlaşısı” nedeniyle “terör örgütüne yardım etme” suçlaması yöneltilirken; İmamoğlu, İBB yöneticileri ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın da aralarında bulunduğu 100 kişi hakkında ‘suç örgütü yöneticisi olmak’, ‘suç örgütüne üye olmak’, ‘irtikap’, ‘rüşvet’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme’ ve ‘ihaleye fesat karıştırmak’ suçlamalarıyla gözaltı kararı çıkarıldı.

Gazeteci İsmail Saymaz da Gezi Parkı hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alındı.

19 Mart’ta yapılan gözaltıların ardından İstanbul’da protestolar, basın açıklamaları 4 gün süreyle yasaklandı. Engellemelere rağmen; Türkiye’nin dört bir yanında kitlesel protestolar gerçekleşti.

Kadın ve LGBTİ+ örgütleri ile üniversitelerin insan hakları ve LGBTİ+ toplulukları da 19 Mart gözaltılarına tepki gösterdi.

Trans Onur Haftası/İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çeşitli belediye yetkilileri, danışmanları ve gazeteciler bu sabah gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu ve beraberindekiler hakkında toplam 106 kişiye yönelik gözaltı kararı verdiğini duyurdu. Dün İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesi ardından yaşanan bu olaylar İmamoğlu'nun potansiyel bir Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesinin ardından gerçekleşmiş siyasal bir darbedir.

Kürt belediyelerine her seçimde kayyum atayan iktidarın, hukuksuz ve antidemokratik baskıları, gelinen noktada her yeri esir almıştır. Gözaltı operasyonunda ileri sürülen yolsuzluk ve terör suçlamaları, kent uzlaşısının sözde terör faaliyeti olarak sunulması, Esenyurt Belediyesi'nde de olduğu gibi iktidarın yerel yönetimleri gasp etme ve muhalif sesleri sindirme çabasının bir yansımasıdır.

Her Onur Yürüyüşünde, 8 Mart'ta, 1 Mayıs'ta Taksim'i abluka altına alan iktidar bugün yine en alıştığı şeyi yapmış ve Taksim'i yine abluka altına almıştır. Birçok toplu taşıma güzergahını ve yolları kapatmış, İstanbul genelinde dört gün süreyle eylem yasağı getirmiştir.

İktidarın halkın iradesini gasp etmeye yönelik bu girişimi geçmişte defalarca şahit olduğumuz üzere ne ilk ne de son olacaktır. Ancak tarih bize göstermiştir ki faşizm karşısında susan değil, direnenler kazanır.

Bu operasyon yalnızca İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarına yönelik değil, demokratik hakları savunan, birlikte yaşamı savunan herkese karşı yapılmış bir saldırıdır. Bu faşizan baskılara boyun eğmeyecek ve bu darbe karşısında irademizi savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.

Bizler bu antidemokratik eylemlere ve darbeye karşı demokrasiye inanan herkesi bu saldırılara karşı gelmek için bir arada olmaya çağırıyoruz. Halkların iradesini savunan herkese çağrımızdır.

Kuir Baykuş: İstanbul Üniversitesi, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını dün gece hukuksuzca iptal etti. Bu sabah da gazeteciler, belediye yöneticileri ve birçok kişi daha ev baskınlarıyla gözaltına alındı. Kayyumluğa, siyasi operasyonlara, sindirme politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz!

Direnişin Renkleri: Dün siyasi baskılar sebebiyle tamamen uydurulmuş gerekçelerle diploması iptal edilen Ekrem İmamoğlu, bugün sabah operasyonuyla gözaltına alındı.

Kent uzlaşısından suç örgütü lideri olması iddiasına; tamamen Erdoğan rejiminin demokrasiye darbe vurma amacıyla yapılan bu operasyon halkın iradesine de bir darbedir. Erdoğan ve AKP-MHP faşist iktidarı, cumhurbaşkanlığı seçiminde rakiplerini usulsüz yollarla eleme ve diktatörlüğünü sürdürme derdindedir.

Tıpkı Kürt halkının iradesi yok sayıldığında; "kayyum darbedir, uydurma gerekçelerle halkın iradesi gasp edilemez!" dediğimiz gibi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da aday olduktan sonra bu operasyonların yapılması da halkın demokratik yöntemlerini gasp etme niteliği taşımaktadır.

LGBTİ+lar olarak bize yöneltilen tüm suçları ülke genelinde Erdoğan rejiminin uyguladığı diğer suçlardan bağımsız tutmuyoruz. Ekonomik krizin üstünü örtmek, gündem oyalamak, LGBTİ+ nefretini toplumsallaştırması ve yasalarla kriminalize etmesi ve bugün Ekrem İmamoğlu'nun da gözaltına alınması birbirine bağlı; Demokratik Özgürlükçü yaşama karşı faşist iktidarın kendini sürdürme çabasıdır. Sokaklarda mücadeleyi büyütmeye, bu mücadeleyi büyüttükleri için tutsak edilen siyasilere, halkın iradesine sahip çıkmaya devam edeceğiz!

LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği (LİSTAG): Hukukun olmadığı bir ülkede hiç kimse güvende değildir. Biz çocuklarımız için her şeyden önce güvenli bir gelecek istiyoruz. Hukuk, adalet hepimiz için. Ya hep beraber, ya hiç birimiz!

Kadının İnsan Hakları Derneği: Bu sabaha İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Şişli ve Beylikdüzü Belediye Başkanlarının da aralarında bulunduğu seçilmiş belediye başkanları, belediye çalışanları ve gazetecilere yönelik gözaltı haberleriyle uyandık. Demokratik bir toplumun en büyük güvenceleri olan barışçıl gösteri hakkı ve ifade özgürlüğü bir kez daha keyfi ve hukuksuz bir şekilde engellendi. İstanbul Valiliği şehirde 4 gün boyunca tüm gösteri ve protestoları yasaklarken, sosyal medya platformlarına erişim kısıtlaması getirildi.

Seçilmiş siyasetçilere yönelik gözaltılar, tutuklamalar ve kayyum uygulamaları gibi antidemokratik müdahaleler, başta kadınlar olmak üzere halk iradesine büyük bir darbedir. İrademize, seçme ve seçilme hakkımız ve protesto ve ifade özgürlüğümüzden başlayarak temel hak ve özgürlüklerimize yönelen her türlü hukuka aykırı, keyfi ve antidemokratik müdahale ve saldırılara karşı çıktık, karşı çıkmaya devam edeceğiz.

Kadın Savunması: Bu sabah İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve aralarında belediye başkanları, belediye çalışanları, gazetecilerin de olduğu 107 kişi gözaltına alındı. İstanbul'da metro kapatıldı, yollar tutuldu, eylem yasağı ilan edildi, sosyal medyaya ulaşım engeli getirildi. Bu faşizmin karşısında hiç kimse yalnız ve güçsüz değil. Susmayacağız, korkmayacağız, itaat etmeyeceğiz!

Erdoğan, iktidarını korumak için elindeki bütün zor gücünü kullanıyor, sıkı yönetimle, darbeyle yönetmeye çalışıyor. Bir gecede İstanbul Sözleşmesi'ni fesheden, kaybettiği seçimleri iptal eden, yargıyı itiraz eden herkese karşı sopaya çeviren, LGBTİ+'ların yaşam hakkını ortadan kaldırmaya çalışan, ülkenin bütün kaynaklarını halka karşı savaşa seferber eden bir diktatörlük!

Biz kadınlar, feministler bu faşizme biat etmedik, etmeyeceğiz. Yasaklara, ulaşım engellerine, gözaltılara rağmen faşizme karşı sokakta omuz omuza mücadele ettik, edeceğiz.

GSÜ Lion Queer: Dün gece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik hukuksuz diploma iptalini ve ardından sabah saatlerinde gerçekleştirilen operasyonları reddediyoruz! Aralarında gazetecilerin, belediye yöneticilerinin ve akademisyenlerin de bulunduğu yaklaşık 100 kişinin ev baskınlarıyla gözaltına alınması, iktidarın baskıcı politikalarının bir göstergesidir.

Bu saldırılar yalnızca İmamoğlu'na değil, akademiye, basına, yerel yönetime ve toplumun tüm muhalif kesimlerine yöneliktir! Bugün İstanbul Üniversitesi'nin hukuksuz iptal kararına karşı ses çıkarırken, aynı zamanda Galatasaray Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Naciye Aylin Ataay'ın diplomasının gasp edilmesini de kabul etmiyoruz! Akademiyi susturma girişimlerine, liyakatin yok sayılmasına ve üniversitelerin siyasi vesayete teslim edilmesine karşı direnişimizi sürdürüyoruz! Kayyuma, operasyonlara ve bizi susturmaya çalışan herkese karşı mücadele etmek için buradayız! "Aile yılı" ilan edip ilk olarak LGBTİ+'ları hedef alan hükümet, şimdi hepimizi susturmaya çalışıyor! Ancak ne akademiyi ne de direnişimizi teslim alabilecekler!

Havle Kadın Derneği: Türkiye'de bağımsız yargının çoktan tarihe karıştığını en iyi biz, kadınlar ve lubunyalar biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararıyla hafızalarımıza kazınan bu akıl almaz süreçte her zaman demokrasinin ve direnişin yanında olduk. Hakkari'de, Van'da, Mardin'de, Dersim'de irademiz yok sayıldığında olduğu gibi bugün de direnişin olduğu her yerde; sokaklarda, meydanlarda, camilerde olacağız. Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz! Jin jîyan azadî!

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği: 21 Ağustos 2011'de yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi, 20 Mart 2021'de bir gece yarısı kararnamesiyle hukuksuzca feshedildi. Kadınları ve LGBTİ+’ları şiddetten koruma yükümlülüğünden vazgeçildi, tüm bu cezasızlık politikalarından güç alan failler cesaretlendirildi. Şiddete Karşı Mücadele Mekanizmaları Tehdit Altında! Ancak saldırılar bununla sınırlı kalmadı. Belediyelere yönelik hukuksuz müdahaleler, halkın seçme ve seçilme hakkını gasp ettiği gibi, cinsel şiddetten hayatta kalanların destek hizmetlerine erişimini de engelliyor. Kayyum atamalarıyla kadın dayanışma merkezleri, LGBTİ+ danışma hatları, sığınma evleri ve şiddetle mücadele eden hizmetler kapatılıyor veya etkisiz hale getiriliyor. Bugün anayasa değişikliği tartışmalarıyla birlikte, haklarımız daha da kısıtlanmak isteniyor. Kadın ve LGBTİ+ haklarını hedef alan düzenlemelerle varoluşumuz kriminalize edilmeye çalışılıyor, örgütlenme özgürlüğümüz kısıtlanıyor. Şiddeti önleme mekanizmalarını kapatarak, zarar verici davranışta bulunan kişileri koruyan bir sistem inşa ediliyor! Seçilmişleri serbest bırakın, belediyelere yapılan hukuksuz kayyum müdahalelerine son verin! İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe koyun! Haklarımızı ve hayatlarımızı savunmaya devam ediyoruz!

Kuir Marmara, Bilkent Renkli Düşün, KuirAnka, Aydın LGBTİ+ Dayanışması, Kuir Yıldız, OZU LGBTIQ+, BAU İnsan Hakları, Bilgi Gökkuşağı, Kadir Has İnsan Hakları Kulübü, Bilgi İnsan Hakları Kulübü, Kadir Has Aktivizm Kulübü, Queer Deer, Van Eşitlik, ODTÜ LGBTQİ+ Dayanışması, İstanbul Bilgi Üniversitesi Ceza Hukuku Kulübü, Kuir Baykuş, Kalabalık LGBTQI+, Kuir Uşak, 7 Tepe 7 Renk, Mersin Kuir, DTCF LGBTQİA+ Dayanışma Ağı, Lavender:  İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibi, asılsız suçlamalarla gözaltına alındı. Bu olay, antidemokratik uygulamaların ve hukuksuz soruşturmaların bir devamı niteliğindedir. Bu tür uygulamalar, tarihe kara bir leke olarak geçmeye devam etmektedir. Geçmişten bugüne, benzer baskıcı ve hukuk dışı uygulamaların toplumun her kesimini hedef aldığını ve temel haklarımızı tehdit ettiğini biliyoruz. Yakın geçmişte halkın seçme ve seçilme hakkına ipotek koyan benzer antidemokratik kayyım uygulamalarının yanında; İstanbul Barosu'na açılan asılsız soruşturma, TCK'nda yapılması planlanan LGBTİ+'ları kriminalize eden kanun değişiklikleri ve özgür basına yönelik artan baskılar artık bir eşikte olduğumuzun kanıtıdır. Bu durum, sadece bir kişi ya da bir grubu değil, tüm toplumu ilgilendiren bir meseledir. Biliyoruz ki; tarih, haksızlıklara karşı duranların yanında yer alacaktır. Bugün, bu antidemokratik uygulamalara karşı çıkmak, yarınlarımızı özgür ve adil bir şekilde inşa etmek için atılacak bir adımdır. Bu antidemokratik uygulamalara karşı sesimizi yükseltelim ve hep birlikte hukukun üstünlüğünü savunalım! Bizler, çeşitli üniversitelerden öğrenci kulüpleri olarak; bu hukuksuzluklara ve antidemokratik uygulamalara karşı sesimizi yükseltiyoruz. Tüm öğrencileri, akademisyenleri, sivil toplum örgütlerini ve her bir yurttaşı, bu hukuksuzluklara karşı ses çıkarmaya davet ediyoruz.

SPoD: Demokrasinin temel taşlarından olan seçme ve seçilme hakkımıza yönelik saldırıların karşısındayız. İstanbul Büyükşehir, Şişli, Beylikdüzü Belediye Başkanlarını ve çok sayıda kişiyi kapsayan cadı avı soruşturmalarıyla anti-demokratik uygulamalar iktidar tarafından toplumsal muhalefete bir baskı aracı olarak kullanılıyor. LGBTİ+’lar olarak korku iklimini yayan, halkın iradesini yok sayan kayyum politikaları dahil her türlü girişime karşı durduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz.

Eskişehir Onur Haftası: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun görevden alınması ile başlayan ve kampüslerden kent meydanlarına doğru bir direnişe dönüşen bu süreçte İstanbul’dan-Eskişehir’e, Akdeniz’den-ODTÜ’ye direnişi ve isyanı büyütenlerdeniz. Eskişehir’de üniversite kapılarına kurulan barikatlar gibi tek adam rejimi de yıkılmaya mahkumdur. Özellikle ODTÜ’de orantısız polis işkencesine maruz kalan tüm arkadaşlarımızın mücadelelerini selamlıyor dün olduğu gibi bugün ve yarın sokaklarda olacağımızı, kayyumlara geçit vermeyeceğimizi duyuruyoruz. LGBTİ+’ların, gençliğin, demokratik kitle örgütlerinin, Sosyalistlerin, Yurtseverlerin, işçilerin, kadınların direnişi geziden bugüne kalan mirastır. O zaman tekrar edelim; KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ!


Etiketler: siyaset
İstihdam