21/02/2018 | Yazar: Kaos GL
Kaos GL Medya İzleme Raporu’na göre 2017’de gazetelerde yayınlanan metinlerin sadece yüzde 46’sında LGBTİ hakları gözetildi.
.png)
Kaos GL Medya İzleme Raporu’na göre 2017’de gazetelerde yayınlanan metinlerin sadece yüzde 46’sında LGBTİ hakları gözetildi. Ayrımcı dil, nefret söylemi ve önyargı LGBTİ’lerin medyada temsilini engelledi.
Kaos GL Derneği, LGBTİ’lerin gazetelerde nasıl yer aldığına ilişkin 2017 Medya İzleme Raporu’nu yayınladı. Dokuz yıldır medyada LGBTİ temsilini mercek altına alan derneğin 2017 yılı raporu için araştırmayı Ali Özbaş, Aslı Alpar ve Yıldız Tar yürüttü. Raporu ise derneğin Medya ve İletişim Program Koordinatörü Yıldız Tar yazdı.
Medya İzleme Raporu bugün (21 Şubat) IPS İletişim Vakfı’nda düzenlenen basın toplantısında kamuoyu ile paylaşıldı. Toplantıda Kaos GL kurucularından Ali Özbaş ve derneğin Medya ve İletişim Program Koordinatörü Yıldız Tar, hem raporu sundu hem de derneğin medya izleme çalışmalarını aktardı.
80’lerden günümüze medyanın seyri
Ali Özbaş, basında LGBTİ gerçekliği ile ilk olarak 1980’li yılların başında Tan gazetesinin manşetinde karşılaştığını söyledi:
“Çok net hatırlıyorum, 1980’li yılların başlarında teyzem elinde Tan gazetesi ile yanımıza gelmişti. Haber de teyzem de aynı cümleyi tekrarlıyordu, ‘Eşcinsellerden kan almayın, hastalık bulaştırıyorlar’. O günlerden bu günlere elbette medya da değişti, LGBTİ hareketi de güçlendi. Ancak hâlâ medyada nefret söylemi ve ayrımcılık devam ediyor. 1 Aralık Dünya HIV/AIDS Günü haberleri incelendiğinde 1980’li yılların yaklaşımının sürdüğünü de gördük.”
Özbaş, medya izleme çalışması yürütürken aynı olayı farklı gazetelerin farklı haberleştirdiğini söyledi. Medyada görmezden gelme ve sansürün güçlendiğini vurgulayan Özbaş, “Nefret söylemi çok hızlı yaygınlaşabilen ve saldırılara çanak tutan bir olgu. Bu haliyle bir gazetedeki nefret söylemi ya da ayrımcılık salt o gazete okurlarını etkileyen bir mesele değil” dedi. Özbaş son olarak medyanın nefret saldırılarını haberleştirirken sıklıkla meseleyi salt adli bir vaka olarak ele aldığını, toplumsal boyutunu ihmal ettiğini söyledi.
“LGBTİ’ler özne olarak yer almıyor”
Yıldız Tar ise araştırma sonuçlarını şöyle değerlendirdi:
“Toplama bakıldığında rapor medyanın 2017 yılında LGBTİ’ler söz konusu olduğunda ayrımcılık ve nefret söylemini kullanmaktan çekinmediğini, LGBTİ’lerin gazetelerde özne olarak yer alamadığını ve daha yürünecek çok yol olduğunu ortaya koyuyor…”
Medyanın insanların hayatlarını, gündelik yaşamlarını, hayatın birçok alanını belirleyen bir güce sahip olduğunu söyleyen Tar, Türkiye medyasında LGBTİ’ler açısından tablonun olumlu bir yerde durmadığını belirtti. Özellikle Türkiye’de haberciliğin LGBTİ’leri özne olarak görmeyen bir dil kullandığını belirten Tar, LGBTİ’lerin dışlandığı bir sistemin sürdürülmesi ile LGBTİ’lere dönük bir ayrımcılık ideolojisinin yerleştiğini ifade etti. Ayrımcılığın toplumsal adaleti zedelediğini hatırlatan Tar, “Ayrımcılık bazen görmezden gelme bazen de farklı muamele ile kendini gösterir. Her iki biçimde de ayrımcılığa uğrayan kişinin toplumsal hayatın bütününe katılımını zedeler, imkansız kılar en iyi ihtimalle görünmezliğe hapseder” şeklinde konuştu. Görünmez kılınmaya karşı, basının sorumluluğuna değindi.
Rapor hakkında
Raporda, genel tablonun yanı sıra gazete bazlı incelemeler de yer alıyor. Yerel basın için ayrı bir başlıkla şehirlere ve o şehirlerde yayınlanan haberlere odaklanılıyor. Medya izleme araştırma sonuçlarına ilişkin sonuçların yanı sıra seçilen haberler detaylıca inceleniyor. Raporun son iki bölümünde hem LGBTİ odaklı habercilik kılavuzu hem de nefret suçu ve söylemine ilişkin bilgiler yer alıyor.
Bir yıl boyunca sürdürülen araştırma kapsamında Ajanspress’in belirlenen anahtar kelimelerden taradığı haber ve köşe yazısı metinlerini incelendi. Yazılı basında lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, homofobi, transfobi, queer ve kuir gibi kelimelerin yanı sıra “ibne, nonoş, ters ilişki, ahlaksız teklif, gay, homoseksüel” gibi LGBTİ’leri tanımlamak için sık kullanılan negatif kavramlar da araştırmaya dahil edildi.
2704 metin incelendi
Yirmiden fazla değişken ile yazılı basını inceleyen araştırma kapsamında 2704 metin incelendi. Bu metinlerin yaklaşık yüzde 58’i (1579 metin) ulusal medyada yayınlanırken; yüzde 42’si (1125 metin) yerel medyadaydı. 2017 yılı boyunca belirlenen anahtar kelimeler üzerinden ulusal ve yerel medyada yer alan 2704 haber, söyleşi ya da köşe yazısı mercek altındaydı. Metinlerin 316’sında (yüzde 12) LGBTİ’ler metnin konusu değildi, sadece isim olarak yer alıyordu. Bu haberler çıkartıldığında 2017 yılında toplam 2388 haber, söyleşi ya köşe yazısında LGBTİ’ler yer aldı.
Yüzde 46’sı hak haberciliği
Araştırmanın genel sonucu 2017’de yazılı basında yayınlanan haber, söyleşi ya da köşe yazılarının yüzde 46’sının (1097) hak haberciliği ilkelerine uygun olduğunu ortaya koyuyor. Bütün metinlerin yüzde 54’ünü oluşturan 1291 metinde ise LGBTİ’lerin temel hakları ihlal edildi, nefret söylemi ve/veya ayrımcı dil kullanıldı ya da LGBTİ’lere ilişkin önyargıları besleyen içerik tercih edildi.
Haberler LGBTİ’lerin insan haklarına saygılı olmakla yetindi
Rapora göre; hak haberciliği kapsamında değerlendirilen 1097 metin detaylıca incelendiğinde haberlerin büyük bir çoğunluğunda (851 metin, yüzde 78) sadece LGBTİ’lerin temel insan haklarına saygılı olmakla yetindiği açığa çıkıyor. Yine 2017’de hak haberciliği kapsamında değerlendirilen haberlerin yüzde 33’ünde (361 metin); yayınlanan bütün haberlerin ise sadece yüzde 15’inde LGBTİ’lerin yaşadığı ayrımcılık, nefret saldırısı gibi hak ihlallerini hak temelli habercilik ilkeleri çerçevesinde görünür kılındı. Sadece 80 haberde bu ihlallere karşı mücadele yöntemlerinden bahsedildi.
LGBTİ örgütlerinin LGBTİ haklarına ilişkin görüşleri 2017’de yazılı basında kendisine ancak 73 metinde yer bulabildi. Bu, hak haberciliği kapsamında değerlendirilen haberlerin yüzde 6’sını oluştururken, bütün haberlerin ise sadece yüzde 3’üne tekabül ediyor. Yazılı basında yer alan LGBTİ örgütlerinin LGBTİ haklarına ilişkin görüşlerinin yarısına yakınını ise Kaos GL Derneği’nin çalışmaları ve dernek temsilcilerinin basına verdikleri demeçler oluşturdu.
Ayrımcı dil ve nefret söylemi
Hak haberciliği kapsamında değerlendirilmeyen haberlerin yüzde 86’sında (1112) LGBTİ’leri hedef alan hak ihlali tespit edildi. Hak ihlali alt kategorilerinde ayrımcı dil ve nefret söylemi öne çıktı. 2017 yılında 833 haber, söyleşi ve köşe yazısında LGBTİ’ler ayrımcı bir dille temsil edildi. Bu, LGBTİ’leri konu edinen bütün içeriklerin yüzde 35’ini oluşturuyor.
Bütün metinlerin yüzde 28’ine tekabül eden 680 metinde nefret söylemi tespit edildi. 328 metinde ise (yüzde 14) LGBTİ kişiler ya da dernek, kurum ve kuruluşları hedef gösterilerek nefret suçu işlendi. 668 metinde (LGBTİ’leri konu alan metinlerin yüzde 27’si) lezbiyen, gey, biseksüel, trans ya da interseks olmak “suç” gibi gösterildi. 462 metinde (yüzde 19) LGBTİ’ler “ahlaksız” olarak işaretlendi. Bu oranlar “sapkınlık”, “hastalık” ve “günah” olarak işaretlenmede ise şöyleydi: “Sapkınlık”, 409 metin, yüzde 17; “Hastalık”, 290 metin, yüzde 12; “Günah”, 349 metin, yüzde 14.
LGBTİ kimlikler suç olarak gösterildi
Rapor; 2017 yılını yazılı basında LGBTİ kimlik ve varoluşunun “suç” olarak gösterildiği bir yıl olarak değerlendiriyor. Yazılı basında ayrımcı dil çok sık bir biçimde kullanıldı. Nefret söylemi LGBTİ’lerin konusu olduğu bütün metinlerin yüzde 28’inde yer alarak LGBTİ’lerin medyada eşit temsilini hedef aldı. Yine LGBTİ’lerin konu edildiği metinlerin yüzde 16’sına tekabül eden 373 metinde LGBTİ’lerin düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü hedef alındı.
Önyargı üreten içerik
Hak haberciliği kapsamında değerlendirilmeyen haberlerin yüzde 97’sinde (1249) LGBTİ’lere yönelik önyargı tespit edildi. Önyargı başlığının alt kategorileri arasında LGBTİ’lere ilişkin yanlış bilgiler öne çıktı. 2017’de yazılı basında yüksek oranda LGBTİ’ler hakkında yanlış bilgiler yer aldı. Yıl boyunca 824 metinde (yüzde 35) LGBTİ’lerle ilgili yanlış bilgiler dolaşıma girdi. Yine, LGBTİ’ler bütün haberlerin yüzde 13’ünde (540) magazinel bir dille ele alındı. LGBTİ kimlikleri magazinleştirildi.
En çok haber Bursa’da ama…
LGBTİ içerikli haber ve köşe yazıları en çok Bursa’da yayınlanan yerel medya organlarında kendisine yer bulabildi. Bursa’yı Antalya ve İstanbul takip etti. Bursa’daki haberlerin dağılımı incelendiğinde şehirde 2017’de yayınlanan konusu LGBTİ’ler olan haberlerin çok büyük bir çoğunluğunun ya LGBTİ’lere yönelik hak ihlali içerdiği ya da önyargıyı yaygınlaştırdığı açığa çıkıyor. Şehirde yayınlanan haber, köşe yazısı ya da söyleşilerin yalnızca yüzde 14’ü (30) hak temelli haber örneği olarak değerlendirildi. Haberlerin yüzde 86’sında ise (188) ayrımcı dil, nefret söylemi ve/veya önyargı tespit edildi.
Rapor bütün bu verilerin yanı sıra gazete bazlı analizleri, LGBTİ’lerin en çok hangi konularda gazetelerde haber olabildiğini, bu haberlerin kaynaklarını, haberlerin yayınlandığı sayfaları ve daha birçok değişkeni analiz ediyor.
Araştırma yöntemi
Ajanspress tarafından günlük olarak süzülen haberler, oluşturulan ölçeğe göre tasnif edildi. Ölçeklendirmede metinler; başlık, yayınlandığı gazete, yayınlandığı sayfa, metnin konusu, metnin türü (haber, söyleşi ya da köşe yazısı) gibi teknik özelliklerin yanı sıra LGBTİ odaklı habercilik ve hak haberciliği kapsamında değerlendirildi.
Araştırma yöntemine göre bir metnin hak haberciliği kapsamında değerlendirilebilmesi için aşağıda sıralanan niteliklerden en az birisini taşıması gerekiyor:
*LGBTİ’lerin insan haklarına saygılı haber yapılmış
*LGBTİ örgütlerinin LGBTİ haklarına ilişkin görüşlerine yer verilmiş
*LGBTİ örgütlerinin diğer hak alanlarına ilişkin görüşlerine yer verilmiş
*Kaos GL’nin LGBTİ haklarına ilişkin görüşlerine yer verilmiş (Dernek ya da dernek adına konuşan bir kişinin görüşleri haberde çarpıtmadan yer almış)
*Kaos GL’nin diğer hak alanlarına ilişkin görüşlerine yer verilmiş (Dernek ya da dernek adına konuşan bir kişinin görüşleri haberde çarpıtmadan yer almış)
*LGBTİ’lerin yaşadığı ayrımcılık, nefret saldırısı gibi hak ihlallerini hak temelli habercilik ilkeleri çerçevesinde görünür kılmış
*Başarı hikayesi doğru biçimde aktarılmış
*LGBTİ örgütlerinin düzenlediği etkinlikler doğru bir biçimde görünür kılınmış
*LGBTİ’lere yönelik insan hakları ihlallerine karşı mücadele yöntemlerinden bahsedilmiş
Hak haberciliği kapsamında değerlendirilmeyen metinler ise 3 ayrı başlıkta incelendi. Bu başlıklar sırasıyla şöyle: “Bu metin, konu edindiği LGBTİ’lerin temel hak ve özgürlüklerini ihlal ediyor mu?”, “Bu metin LGBTİ’lere yönelik önyargıları besleyen içerikte mi”, “Görsel temsil”.
Bir metinde homofobik, bifobik ya da transfobik nefret söyleminin olması; LGBTİ kimlik ve varoluşların “hastalık”, “suç”, “günah”, “ahlaksızlık”, “sapkınlık” olarak tanımlanması; metnin dilinde ayrımcılık olması o metinde hak ihlalini tespit ederken kullanılan alt başlıklardan birkaçı.
Önyargı başlığında ise LGBTİ’lerin stereotipler üzerinden temsil edilip edilmediğine bakıldı. Bu başlık karikatürleştirme, marjinalleştirme gibi yöntemleri tespit edip görünür kılmayı amaçlıyor.
Yayının online ve basılı haline ulaşmak için web@kaosgl.org adresine mail atabilirsiniz.
Etiketler: medya