14/02/2024 | Yazar: Kaos GL

Mahkeme, 3.Eskişehir Onur Yürüyüşü davasına izleyici kısıtlaması getirdi. Dava, 1 Mart’a ertelendi.

3. Eskişehir Onur Yürüyüşü davasına izleyici kısıtlaması! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: MLSA

3. Eskişehir Onur Yürüyüşü davasının ilk duruşması bugün Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Geçtiğimiz yıl Valiliğin ayrımcı ve hukuksuz yasağı sebebiyle Eskişehir Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınan 18 kişinin yargılandığı davaya İHD Genel Merkezi, İHD Ankara Şubesi, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği ve Yaşam Bellek Özgürlük katıldı.

MLSA’dan Hayri Demir’in haberine göre; duruşma başlamadan önce herhangi bir yazılı karar olmamasına rağmen mahkeme görevlisi tarafından basın mensupları ve gözlemcilerin duruşma salonuna alınmayacağı bildirildi. Ancak avukatlar dosyaya dair gizlilik kararı olmadığını ifade ederek, tutuma tepki gösterdi. Avukatların mahkeme hâkimi ile görüşmesinin ardından salona sadece 10 kişilik bir izleyici alındı. Duruşmayı takip etmek isteyen diğer izleyiciler, duruşma salonu önünde bekledi. Duruşmaya sınırlı sayıda izleyici alınmasına gösterilen tepkilerin ardından duruşma salonu önünde bekleyenlerin duruşmayı ayakta izleyebileceği belirtildi.

“Savcı belli ki evrakları bile incelememiş”

Savunma yapanlar,  anayasal haklarını kullanmak için olay yerinde olduklarını ve polislerin ilk ihtarda müdahale ederek gözaltına alındıklarını söyledi. Aynı zamanda iddianamede ileri sürüldüğü haliyle herhangi bir flama açılmadığını ve dağılmak üzereyken polislerce kötü muamele ile gözaltına alındıklarını söyledi:

“İddianameyi savcı hazırlar deniliyor ama belli ki evrakları bile incelememiş. Görüntüleri izleseydi polislerin hazırladığı tutanakların yalan olduğunu görecekti. Flama açılmış deniliyor ama görüntüler izlenseydi flama açılmadığını da görecekti. Slogan atıldı deniliyor, yine herhangi bir slogan atılmadı. Pankart ve flamanın imha edilmesine karar verilmiş. Bu kadar büyük bir nefret olabilir mi? Hiçbir şekilde suç unsuru oluşmadı. Dağılma yönünde beyanlarımız olduğuna rağmen ona bile izin verilmedi.”

“Türkiye ve birçok ülkenin terör olarak kabul ettiği cihat bayrakları açılırken, bunlara herhangi bir işlem yapılmamıştır. Bugün bu flama sadece bu flama mevzusu değil, o gün gözaltına alan polislerde biliyor. Dağılmak için süre istememize rağmen önce şiddetle gözaltına aldılar. Daha sonrasında da otobüsün içerisinde işkence devam etti. İddia makamı bu görüntüleri bile izlemeden iddianame hazırlamış. Bu davada iddianame bile düzenlenmemeliydi. IŞİD saldırılarında gerekli önlemi almayan devlet, bizim gayet barışçıl şekilde yapmak istediğimiz açıklamayı suç göstermesi gayet ironi bir durumdur. 

Savunmaların ardından konuşan Avukat Hasan Çayır, iddianamenin ayrımcı bir dille hazırlandığına dikkat çekti:

“İstinatlar tamamen ayrımcı ve gerçek dışıdır. Suça konu olduğu iddia edilen eşyanın mahkemenin vereceği hükme kadar muhafaza edilmesi gerekmektedir. Fakat bu yönüyle düzenlenen iddianame ve iddianamenin kabulü kararı hukuka aykırıdır. Burada yargılanması gerekenler LGBTİ+ bireyler değil, polis memurları ve yasaklama kararı alanlardır”

Duruşma, savunması alınmayan üç kişinin savunmalarının alınması için 1 Mart 2024’e ertelendi.

Ne olmuştu?

9 Temmuz’da Eskişehir Hasan Polatkan Kültür Merkezi önünde saat 14:00’te bir araya gelen ve Onur Yürüyüşü’ne katılan 18 kişi Valiliğin ayrımcı ve hukuksuz yasak kararı nedeniyle gözaltına alınmıştı. Okunması polis tarafından engellenen basın açıklamasında şu ifadeler yer almıştı:

“Bizleri gettolara sıkıştırmaya çalışanlara inat gettolar değil tüm kent bizim diyoruz. Kampüslerden sokaklara varoluş mücadelemizi büyütüyoruz! AKP iktidarının 90’lardaki faşist cuntanın mirasçısı olduğunu biliyoruz. Devlet-çete işbirliği ile Bayram Sokak’ta, Bornova Sokak’ta evlerinden sürgün edilmeye çalışılan transları görmeyenlere de öfkemiz ve isyanımız büyüyor. Hükümet her bir nefret söylemiyle anayasayı açıkça ihlal ediyor, eşit yurttaşlık ilkesini çiğniyor. Bugün oturduğunuz o koltuklar üzerinden kesilen ahkamınız yarın o koltuklardan indiğinizde sizleri yargılanmaktan kurtaramayacak. Barışın yolunu ilmek ilmek örmeye devam ettiğimiz süreçte sizleri uyarmayı kendimize borç biliyoruz. Bulunduğunuz konumların gerekliliği olarak yapılması gereken baskı, yasak ve şiddet değil, Anayasanın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin gereğini yerine getirmektir.”

 


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, onur yürüyüşü
İstihdam