01/08/2024 | Yazar: Yusuf Çelik

Ailesi tarafından askere gitmeye ikna edilen Ahmet, askerlik sürecinde yaşadıklarını KaosGL.org’a anlattı.

"Hiç askere gitmemeyi ve bunları yaşamamayı çok isterdim" Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Resim: Erinç Seymen

Türkiye'de askerlik, 19-40 yaş arasındaki tüm erkekler için zorunlu bir hizmet olarak kabul ediliyor. Ancak, bu zorunluluk LGBTİ+’lar için birçok karmaşık sorunu beraberinde getiriyor. Ahmet’in yaşadığı deneyimler, bu sorunların derinliğini ve sistematik doğasını açıkça gözler önüne seriyor. Ahmet’in hikayesi, LGBTİ+’ların askerlikte yaşadığı zorlukların yalnızca kişisel travmalarla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda sistematik bir ayrımcılığın göstergesi olduğunu da ortaya koyuyor.

Askere gitmeye karar verdiğinde, toplumun ve ailesinin baskısıyla hareket eden Ahmet, askerliğe başladıktan sonra kimliğini gizlemek zorunda kaldığını aktarıyor. Ahmet, askerlik sürecinde yaşadıklarını şu şekilde anlatıyor:

“Askerde akranlarım tarafından zorbalığa uğradım. Bu yüzden sonraki süreçte kimliğimi gizledim. Cinsel yönelimimi komutanlarıma belirttiğimde, ‘biz sana elimizden gelen her türlü imkânı sağlamaya çalışacağız’ dediler.”

Ancak, Ahmet’in yaşadığı zorluklar bununla sınırlı kalmıyor. Psikiyatriste yönlendirilen Ahmet’in yaşadığı ayrımcılıklar devam ediyor. Yönlendirildiği psikiyatrist, Ahmet’e “Bunların çözümü var, istersen tedavi ederiz” diyor. Usta birliğine geçtikten sonra cinsel yönelimini üstlerine aktardığını belirten Ahmet, “hava değişimi” alarak evine döndüğünü belirtiyor. 20 gün sonra birliğe dönen Ahmet, ardından yaşananları şöyle anlatıyor:

“Rapor uyum bozukluğu olarak düzenlendi. Ancak üç komutan tarafından askerliğe elverişli olduğum yönünde oy kullanıldı. Tekrar bir talep oluşturdum ve burada kalamayacağımı belirttim. Komutan, ‘istersen burada da tek kişilik oda ayarlarız sana’ dedi.”

“İki aylık zorlu bir süreçti”

Ahmet’in yaşadığı süreç, askerliğin LGBTİ+’lar için ne denli travmatik olabileceğini gözler önüne seriyor. Ahmet, doktoruna yaptığı “İntihar edecek düzeye geldiğim ve gönderilmezsem hayatıma son vereceğim” şeklindeki açıklamalarının ardından kurula yönlendirildiğini belirtiyor:

“Doktoruma intihar edecek düzeye geldiğimi ve gönderilmezsem ‘hayatıma son vereceğim’ dedim. Bu sözlerim üzerine ‘kurula seni yönlendireceğim’ dedi. Kurulda, ‘cinsel kimlik ve davranış bozukluğu yazacağım, bunu kabul ediyor musun?’ diye sordular. Ben, bir bozukluğum olmadığı halde sisteme bu şekilde girildiğini belirttim.”

Uluslararası alanda, askerlik ve vicdani ret hakkı üzerine birçok düzenleme mevcut. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, zorunlu askerliği bir hak ihlali olarak değerlendiriyor. Danimarka, Avusturya ve İspanya gibi ülkeler, vicdani ret hakkını tanırken, Türkiye bu konuda oldukça katı bir tutum sergiliyor. Türkiye’de, askere gitmek istemeyen LGBTİ+’lar için vicdani ret hakkı bulunmuyor; askerliğe uygun olmadığını kanıtlamak zorundalar.

Ahmet’in hikayesi, LGBTİ+’ların askere gitmeyle beraber yaşadığı zorlukları ve ayrımcılığı en iyi şekilde yansıtıyor. Ahmet, askere gitmeden önce yaşadığı sıkıntıları ve askerlik sürecindeki zorlukları şu sözlerle özetliyor:

“Benim yaşadığım deneyim iki aylık zorlu bir süreçti. Hiç askere gitmemeyi ve bunları yaşamamayı çok isterdim.”

17 Mayıs ve Kaos GL derneklerinin "Askerlikte Muafiyet Süreçlerine İlişkin Bilgi Notu"

17 Mayıs ve Kaos GL derneklerinin hazırladığı "Askerlikten Muafiyet Süreçlerine İçin Bilgi Notu", LGBTİ+'ları askerlikten muafiyet süreçlerine ilişkin bilgilendirmeyi amaçlıyor. Bilgi notunda; "Askerlikten Muafiyet Mevzuatta Nasıl Düzenlenmiştir?", "LGBTİ+’ların Askerliğe Elverişsiz Raporu Almalarına İlişkin Süreç Nasıl İşleyecektir?", "Sürece İlişkin Önemli Bilgiler", "Aile Hekimi ya da Sağlık Kurulu Tarafından Verilen Raporlara İtiraz" başlıkları yer alıyor. 

Bilgi notunda şu ifadeler yer alıyor:

"Askerlikten muafiyet sürecine ilişkin ilgili yasal mevzuat sıklıkla değişime uğramaktadır. LGBTİ+’ların sağlık muayeneleri sonucunda “askerliğe elverişli değildir” raporu alabilmelerine ilişkin prosedür de zaman içinde değişikliğe uğramıştır. Mevzuat değişikliği öncesi kişilerin beden muayeneleri çıplak olarak yapılıyordu ve “yaşamlarını eşcinsel olarak devam ettirdiklerine dair” fotoğraflı deliller istenmekteydi. Söz konusu bu durumlar askerliğe elverişli olunmadığına dair rapor alınmasını zorlaştırmaktaydı. Yakın tarihlerde ilgili mevzuatta yapılan değişikliklerle çıplak muayene ve fotoğraflı delil uygulamaları kaldırıldı ve süreç daha çok ruh ve sinir hastalıkları alanına taşındı. Mevzuatta, LGBTİ+ olma durumunu ruh ve sinir hastalıkları kapsamında değerlendirilmektedir."

Bilgi notuna ulaşmak için tıklayın.


Etiketler: insan hakları, askerlik, özel haber
2024