10/04/2025 | Yazar: Kaos GL
KuirFest, 11-13 Nisan tarihlerinde “4444. İstanbul KürFest: Burdayız Aşkım” başlığıyla gerçekleştireceği bir özel seçkide, İstanbul'da sinemaseverlerle buluşuyor.

İstanbul Film Festivali'nin senelerdir programında bulunan "Nerdesin Aşkım?" bölümünün bu sene festival programından çıkarılmasının ve İstanbul Trans ve LGBTİ+ Onur Haftası komitelerinin aldığı boykot kararının ardından harekete geçen KuirFest, 11-13 Nisan tarihlerinde “4444. İstanbul KürFest: Burdayız Aşkım” başlığıyla gerçekleştireceği bir özel seçkide, İstanbul'da sinemaseverlerle buluşuyor. Festival bu seçkiyle, kuir sinemanın gücünü ve çeşitliliğini görünür kılmayı, yasak ve sansürlere karşı LGBTİ+'ların dayanışmasını ve sesini yükseltmeyi hedefliyor.
Programda, festivalin İstanbul’da gerçekleşmediği son iki yıl içerisinde öne çıkan filmlerden, bu yıla özel olarak planlanan özel bir seçki ile birlikte protesto ve kaybedilen alanlar üzerine gerçekleşecek olan Yuvarlak Masa Buluşması, Kuir Hikâyelerin Kurguyla Buluştuğu Anlar: Kuir Sinemada Kurgu başlıklı söyleşi ve Kolaj Atölyesi yer alıyor. Program Goethe-Institut İstanbul ve Kaos GL desteğiyle gerçekleşiyor.
Festival programcıları, bağımsız sinema temsilcileri, kuir film yapımcıları ve izleyiciler ile birlikte düşünmeyi, üretmeyi ve dayanışma içinde alternatif yollar geliştirmeyi amaçlayan Yuvarlak Masa buluşması; sahneleri birleştirirken yalnızca görüntüleri değil, hisleri, kimlikleri ve hayatları da yan yana getiren kurgucularla birlikte temsilin sınırlarını zorlayan kurgu tercihleri, hikâye anlatımında kuir bakışın rolü ve perde arkasındaki yaratım süreçlerinin ele alınacağı Kuir Hikâyelerin Kurguyla Buluştuğu Anlar: Kuir Sinemada Kurgu ve Şafak & Otis yürütücülüğünde gerçekleştirilecek olan, yasaya karşı kuir bir ifade alanı yaratmayı amaçlayan Kolaj Atölyesi, festivalin heyecanla beklenen etkinlikleri arasında.
İstanbul Film Festivali'nin sessizleştirmeye çalıştığına dair eleştirilerin ardından KuirFest LGBTİ+ var oluşunu ve mücadelesini beyazperdeye taşıyacak. Birbirinden değerli ve nitelikli kuir filmleri bir araya getirirken, yalnızca bir sinema buluşması değil, aynı zamanda kolektif bir hatırlama, direniş ve varoluş pratiği öneriyor.
Festival, herhangi bir yasak ihtimaline karşı takipçilerine sosyal medya hesaplarının anlık bir şekilde kontrol edilmesi çağrısında bulunuyor.
Festival programı şöyle:
11 Nisan:
4444. KürFest İstanbul, 11 Nisan Cuma günü Kino-Kuir seçkisiyle başlıyor. Almanya’dan iki güncel kısa filmle şekillenen Kino-Kuir seçkisi, kuir yaşamların göç, yas, dayanışma ve direnişle kesişen katmanlarını görünür kılıyor. Ahmed Awadalla’nın Queer Exile / Sol Yanım Sürgün filmi, 2011 devrimi sonrası Mısır’dan Berlin’e uzanan kişisel bir sürgün hikâyesi anlatırken; Sarnt Utamachote’nin I Don’t Want to Be Just a Memory / Yalnızca Bir Anı Olmak İstemiyorum filmi, Berlin’in kuir gece hayatında yaşanan kayıplar üzerinden kolektif bir yas ve topluluk oluşturma pratiğine odaklanıyor.
Kino-Kuir seçkisinin hemen ardından ise yönetmenliğini D. Smith'in gerçekleştirdiği Kokoma City / Kokoma Şehri, seyirciyle buluşacak. Film, Dört siyah transseksüel seks işçisinin New York ve Georgia'daki yaşamlarına dair derin bir bakış sunuyor. Siyah-beyaz çekilen bu film, kadınların hayatlarının cesur ve sarsıcı gerçeklerini konu alıyor.
Ardından, BELLEKVARİ, filmi ile Türkiye’nin ilk ve tek LGBTİ+ film festivali olarak başlayan KuirFest’in 2011’deki kuruluşundan bugüne uzanan hikayesini anlatıyor. Pembe Hayat Derneği ile öz örgütlenme bağlarını, Ankara lubunyasıyla ilişkisini ve kültür-sanat alanında bir direniş pratiği olarak yükselişini gözler önüne seriyor. Belgesel, KuirFest’in 2017’den bu yana süren yasaklara ve sansüre rağmen direnişteki ısrarı ve lubunyalara alan açan örgütlenme modeli tanıklıklarla aktarıyor. “Burdayız aşkım!” diyerek İstanbul lubunyalarıyla buluşmaya hazırlanan 4444. İstanbul KürFest’te kolektif hafızaya katkıda bulunmayı ve kültürel direnişin köklerini hatırlatmayı hedefliyor.
12 Nisan:
Cumartesi gününe (12 Nisan), üç interseks aktivistinin günlük yaşamlarına, geçmişte yaşadıkları hak ihlalleri ve tıbbi istismar ile interseks olma deneyimlerine odaklanan SÜPER KAHRAMAN İNTERSEKS ile başlayan festival, güne Hevi Nimet Gatar'ın yönettiği GOTÛBEJİN filmi ile devam ediyor. Film, Dersim, Amed ve Van'da kadınlarla yapılan sinema gösterimlerinde kurulan diyalogları ve kadınların patriyarka karşısındaki eleştirilerini konu alıyor.
12 Nisan Türkiye’den Kuir Kısalar Seçkisi ile devam edecek. 15.15’te başlayacak. Seçki, 18.00’de Açık Yuvarlak ile devam edecek.
Açık Yuvarlak: “Kuir Sinema, Temsiliyet ve Kaybedilen Alanlar”
"Kuir sinema, yıllardır yok sayılan varoluşları görünür kılma çabasıyla yalnızca sanatsal değil, aynı zamanda politik bir alan yaratıyor. Ancak son yıllarda artan sansür uygulamaları, yalnızca sanat üreticilerini değil; ifade özgürlüğünü ve kuir varoluşları da hedef alıyor. Film festivallerinde kuir temsillerin sistematik olarak dışlanması, görünmez kılınması ve kimi zaman açıkça engellenmesi; sadece bir programlama tercihi değil, aynı zamanda toplumsal ve tarihsel bir alan kaybı anlamına geliyor.
“Kuir Sinema, Temsiliyet ve Kaybedilen Alanlar” başlıklı yuvarlak masa buluşması, bu çok katmanlı kayıpları birlikte tartışmak, değerlendirmek ve yeni direniş yolları örmek üzere düzenleniyor. Festival programcıları, queer film yapımcıları ve bağımsız sinema temsilcilerinin bir araya geleceği bu açık buluşmada şu sorulara hep birlikte yanıt arıyor.
“Sansür ve baskı karşısında kuir sinemayı nasıl koruyabiliriz?”
“Kaybedilen temsiliyet alanlarını yeniden nasıl inşa edebiliriz?”
“Boykot, yaratıcı protesto ya da alternatif ağlar nelerdir?”
“Hangi stratejiler daha kapsayıcı ve dönüştürücü olabilir?”
Türkiye’de kuir ve bağımsız sinemanın süregelen yapısal sorunlarını, ilişkilenme biçimlerini ve içerik politikalarını tüm açıklığıyla konuşmaya, düşünmeye ve birlikte dönüştürmeye davet ediyor.
Bu bir yıkama/üstünü örtme/geçmişten kaçma etkinliği değildir. Bu alanı yaratırken, Türkiye’de kuir, bağımsız ve/veya özel; sinemanın izleyiciyle buluştuğu tüm mecralarda süregelen yapısal sorunları, ilişkilenme biçimlerini ve içerik politikalarını birlikte konuşmaya, düşünmeye ve dönüştürmeye dair bir ihtiyaçtan yola çıkıyor. Açık Yuvarlak, KuirFest’i de çuvaldızın ucuna koyuyor.
Yuvarlak Masa Buluşması,”12 Nisan Cumartesi 18:00’da gerçekleşecek.
Türkiye’de Kuir Kısalar seçkisi şöyle:
Cio Akdere’nin yönettiği BUL BENİ / FİND ME, kendini arayan ve bu süreçte çevresindekilerden saklanan ama bu süreçte ruh eşini de keşfeden genç bir LGBTİ+ bireyin hikayesine odaklanıyor.
Selin Kara’nın yönetmenliğini yaptığı kısa belgesel ZERYAM bizi seks işçiliği yaparak hayatını kazanan Zeryam’ın gündelik hayatına davet ediyor. Zeryam TikTok’ta videolar çekiyor, canlı yayınlar açıyor, ailesiyle zaman geçirip onlarla birlikte sarma sarıyor. Böylelikle film, bir kadın olarak Zeryam’ın farklı yer ve zamanlardaki portresini izleyicisine yansıtıyor.
Ceren Özkanlı Samlı ve Erinç Durlanık'ın yönettiği KRALİÇE’NİN İLLÜZYONU / QUEEN’S ILLUSION filmi, artan siyasi baskılar ve toplumsal muhafazakarlık döneminde hızla gelişen İstanbul drag queen sahnesini mercek altına alıyor. Belgesel, drag queen’lerin hayatlarındaki zorluklar ve sahneye çıkmanın getirdiği illüzyonu masaya yatırıyor.
Melisa Kenanoğlu’nun yönettiği HATIRLADIKLARIN / REMEMBERINGS filmi ise genç bir kızın kendini keşfettiği bir dönemde en yakın arkadaşının annesine aşkını ve hayranlığı, onun gibi olma arzusunu konu alıyor.
Nurcan Çoban’ın yönettiği GÜVENLİ ALAN / SAFE SPACE belgeseli, İstanbul lubunyalarının, farklı geçmişlerden gelen deneyimleriyle gece hayatında ve sokaklarda kendilerine ve birbirlerine nasıl güvenli alanlar yarattıklarını ele alıyor.
Aycan Karadağ ve Fevzi Efe Sekitmez’in birlikte yazdığı, Aycan Karadağ’ın yönettiği, DÖNÜŞÜM: BORNOVA SOKAĞI / TRANSFORMATION: BORNOVA STREET belgeseli, İzmir’in Bornova Sokağı’nda zamanla şekillenen kültürel dönüşümü keşfediyor. Bu sokak, çeşitli topluluklara ev sahipliği yaparken, aynı zamanda dışlananlar, egemenlere karşı mücadele edenler için bir sembol olmuştur. Belgesel, bu dönüşümü sokaktaki ana figürlerin ve dönüşümü uygulayanların gözünden aktarıyor.
cey-t’nin yönetmenliğini gerçekleştirdiği tengrism s iii, Cadılar Bayramı döneminde bir YouTube skeci olarak başlayan Tengrisms serisinin parçası olan Through the Window, 2022 yılında video art formuna evrildi. İzolasyon, öfke, yas ve nevroz temaları etrafında şekillenen bu çalışma, metinle doğrudan ilişkili ya da bütünüyle bağımsız ilerleyen görüntülerle kurduğu katmanlı yapısıyla dikkat çekiyor. cey-t, kişisel kaosunu parçalı bir anlatıyla aktarırken, izleyiciyi kendi iç dünyasının karanlık ve çarpıcı bir yansımasına davet ediyor.
Burcu Güler’in yönetmenliğini üstlendiği “İRİS YÜRÜYÜŞÜ / WALK of IRIS” İstanbul’da yaşayan direngen trans aktivist İris’in hayatını ve mücadelesini anlatan bir yapım. Film, 1.5 yıl süren çekimler boyunca İris’in eşitlik mücadelesinin yanı sıra, kamusal mücadelesinin arkasındaki kişisel zorlukları da derinlemesine inceliyor. İris’in sesini duyuran bu belgesel sadece İris’in hayatına tanıklık etmekle kalmıyor, aynı zamanda seyirciyi onun gözünden dünyayı deneyimlemeye davet ediyor.
13 Nisan:
13 Nisan ise saat 12.00 Kolaj Atölyesi ile başlayacak. Atölyenin ardından “Yasa Forumundayız” etkinliği ile devam edecek. 19.00’da Kuir Hikayelerin Kurguyla Buluştuğu Anlar: Sinemada Kurgu etkinliği ile devam edecek.
Etiketler: medya, kültür sanat, yaşam, etkinlik duyuru