13/05/2025 | Yazar: Kaos GL
Duruşma, 25 Eylül’e ertelendi. Trans Onur Haftası Komitesi, “Arkadaşımızın yanındayız. Mücadelesine ortağız. Asılsız polis beyanlarıyla değil adil ve eşit yargılanma hakkını savunuyoruz” dedi.

Fotoğraf: İstanbul Trans Onur Haftası'nın sosyal medya hesabından
İstanbul Trans Onur Haftası’nın 10 Şubat 2024 tarihinde Kadıköy Süreyya Operası önünde “Depremde Yitirdiklerimiz İçin” başlığıyla basın açıklaması yapmıştı. Avukatlar ve basın emekçileri, polis tarafından oluşturulan çemberin dışında bırakılmış ve 11 kişi gözaltına alınmıştı.
Gözaltına alınan 11 LGBTİ+ aktivistinden birisi “6 Şubat’ı Unutma, Unutturma” sloganı attığı için “terör örgütü propagandası yapma” iddiasıyla bir gece nezarethanede tutulmuş ve çıkarıldığı mahkemece yurtdışı yasağı verilerek adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Anmaya yönelik polis saldırısının ardından Trans Onur Haftası Komitesi, ilerleyen günlerde 11 LGBTİ+ aktivistine 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet gerekçesiyle dava açıldığını duyurmuştu. Davanın ilk duruşması, 13 Kasım’da İstanbul Anadolu Adliyesi 54. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmüş ve 11 aktivist “2911 sayılı kanuna muhalefet suçundan” beraat etmişti.
Anmada “6 Şubat’ı Unutma, Unutturma” sloganı attığı için “örgüt propagandası” iddiasıyla mevcutlu tutulan ve çıktığı mahkemece serbest bırakılan LGBTİ+ aktivistine “terör örgütü propagandası yapma” gerekçesiyle dava açıldı. Açılan davada, iddianame sadece polis ifadelerinden oluşuyor.
Bugün, 6 Şubat’ı unutma unutturma dediği için örgüt propagandası iddiasıyla yargılanan trans aktivistin davasının ilk duruşması görüldü. Mahkeme salonunda 10 Şubat’taki anmada gözaltına alınan LGBTİ+ aktivistlerine işkence uygulayan polisin bulunmasına itiraz eden aktivistlerin talebi reddedildi. Mahkeme, duruşmayı 25 Eylül’e erteledi.
“LGBTİ+’ları bir örgütle ilişkilendirme çabasının devamını görüyoruz”
KaosGL.org’a konuşan dosyanın avukatı, “Bu slogan sanki depreme yönelik bir slogan değilmiş gibi bir suç uydurma çabası var” diyerek şunları söylemişti:
“Bu davada da barışçıl eylemlerde bulunan LGBTİ+’ları kriminalize etmek için onları sürekli bir örgütle ilişkilendirme çabasının devamını görüyoruz. Devlet, bu sloganın depremlere ilişkin olduğunun farkında ama yargı tehdidiyle aktivistleri korkutmak, sindirmek, hareketsizleştirmek istiyor. Dosyada bir delil yok, sadece polislerin ifadeleri var. Bu durum da aktivistlerin yargılandığı dosyalarda çok yaygın. Polis fezlekeleri bir delilmiş gibi kullanılıyor. Hatırlanacağı üzere; benzer şekilde Trans Onur Haftası’nda gözaltına alınan iki arkadaştan birisi sokakta yürürken birisi de kafede kahve içerken gözaltına alınmıştı.”
Etiketler: insan hakları, nefret suçları, dava