05/06/2023 | Yazar: Gözde Demirbilek

“Devlet ve onun kollarının yarattığı baskı ve şiddet ortamı sonucu 6 yıllık bir aranın yaşandığı Trans Onur Haftası, “dönmeyiz, buradayız” demek için sokaklara dökülecek.”

9. Trans Onur Haftası’nın sana selamı var lubunya! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

6. Trans Onur Yürüyüşü (İstanbul, 2015)

En son 2017 yılında İstanbul Valiliği’nin son dakika yasağına rağmen gerçekleşen ve bu yıl 12 – 18 Haziran’da dokuzuncusunda bir arada olacağımız Trans Onur Haftası’nden selam getirdim sana lubunya.

9. Trans Onur Haftası Komitesi’ne sayılı günler kalan haftanın hazırlık sürecinin nasıl gittiğini, “her şeye rağmen” birbirimizi ve alanlarımızı korumanın motivasyonunu, hangi etkinliklerde buluşup gullümümüzden aldığımız mücadele gücümüzü büyüteceğimizi sordum.

Sen çoktan (belki de sayfayı açar açmaz) “Kim okuyacak şimdi bu uzun uzun yazıları” demiş ve belki fark etmeden de buraya kadar gelmişsindir bile. Eğer şu an, devamını okumadan sayfayı kapatmaya niyetleniyorsan senden tek bir ricam var: Sayfanın sonunda 9. Trans Onur Haftası Komitesi’nden sana (evet ayol sana) bir mesaj var. Ona göz atmadan çıkma bu sayfadan yoldaşkım.

Keyifli okumalar!

“Yalnızlaşmış hisseden her bir trans+’nın, lubunyanın sesini bir aradalığımızla yükselteceğiz”

6 yıl sonra yeniden organize edilen Trans Onur Haftası’nın hazırlık süreci nasıl gidiyor?

6 yılın ardından Trans Onur Haftası zemininde yeniden bir arada olmanın verdiği heyecan ve mutlulukla yaptığımız toplantılar, dayanışma partileri, etkinlik ve atölyeler; oldukça verimli ve coşkulu geçiyor. Az kişi ve çok emek ile örgütlemeye çalıştığımız Trans Onur Haftası ve Yürüyüşü, açık çağrılarını da çıktığımız gönüllü toplantıları ile örülmeye başlandı, öyle de devam ediyor. Hafta ve yürüyüşe çok az bir vakit kalmışken, deneyim aktarımı alıp sonucunda bir yol çizebileceğimiz yeterli imkan ve alanımız olmamasına rağmen gün geçtikçe artan transfobi ve nefret politikalarının bizleri öfke ve umutta birleştirmesiyle birbirimize trans+’lar olarak sımsıkı kenetlendik; bu yolda birlikte mücadele vermeye karar verdik. Geçilen yollarda birçok zorluk ve engelle karşılaşmış olsak da pes etmeden, sinmeden, susmadan bu zeminde bir arada olmaya önem verdik. Burada olan, olmayan her birimizle birlikte onurumuzla direnmeyi sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.

Zorlaşan koşulları ve zayıflayan diyalog ortamını düşündüğümüzde; bir araya gelmelerde yaşanan sorunlar oldu mu?

Elbette oldu. Öznelerin geçmiş yıllarda bu gibi zeminlerde yaşadığı olumsuz deneyimlerin ve bu coğrafyada gün geçtikçe güvenli alanların azalışı sonucunda örgütlenmekten, bir arada olmaktan, birlikte söz üretmekten uzak kalışı ile ortak bir mücadele için bir araya gelmek çok zorlaştı. Güvenli alanların ihlal edilişi, yalnızlaştırma politikalarının her bir alana sirayet ettirilişiyle kalabalıklığımız engellenmeye, dağıtılmaya çalışıldı. Bu uygulamalar bizim iç alanlarımıza da girerek bizlerin korku aracılığıyla mücadele alanlarından uzak tutulması gerçekleşmeye çalışıldı. Korkunun hakim kılınmaya çalıştığı bu zeminlerimiz bizim kalabalıklığımıza, bir aradalığımıza da ket vurmaya yönelikti aslında. Hem bu uygulanan baskılar sonucu hem de yaşanan iç tartışma ve kimi ifşalardan ötürü birçoğumuz mücadele edecek bir zemin bulamadı kendine. Trans Onur Haftası’nın yeniden örgütlenmeye, yeniden sokaklara çıkmaya ihtiyaç duyuşu tam da bu noktadan kaynaklandı.

Alanları trans dışlayıcılara, fobiklere, sözde feministlere bırakmamak için bizler, transfobik sistemin her bir koluna karşı omuz omuza ve kimi zaman da bacak omuza mücadele vermeye devam edeceğiz. Yalnızlaşmış hisseden her bir trans+’nın, lubunyanın sesini bir aradalığımızla yükselteceğiz.

İstanbul’da yaşayan trans+’ları bu yıl hangi etkinlikler bekliyor?

12-18 Haziran arası düzenlenecek olan Trans Onur Haftası’nda; dahil edilmediğimiz “sol” örgütlenme zeminlerini, mülteci LGBTİ+’ların yaşadığı fobi ve ırkçılığı, Kürt mücadelesi ile LGBTİ+ mücadelesinin kesişimselliğini, biz trans+ların barınma sorunu, neden Trans Onur Haftası’nda olduğumuzu ve neden transfeminizmi savunduğumuzu irdeleyeceğimiz atölye ve etkinliklerimiz olacak. Film gösterimi, sticker atölyesi, kimlik atölyesi gibi başlıklarda da etkinlikler yapıyor olacağız. Tüm trans+’ları, lubunyaları ve daha nicelerini birlikte mücadele edebilmek adına bu etkinliklerimize de bekliyoruz. Zorluklara, baskılara, transfobiye ve şiddete birlikte göğüs germek istiyoruz.

9-trans-onur-haftasi-nin-sana-selami-var-lubunya-1

6. Trans Onur Yürüyüşü (İstanbul, 2015)

“Transfobiye karşı yaşamı, hakları, trans+’ları savunmaya sokakta da devam edeceğiz”

Trans Onur Haftası’nın İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’ndan ayıran, özelleşen yanları neler oluyor?

Trans+’ların salt bu içinde bulundukları kimlikler sebebi ile başa çıkmak zorunda bırakıldıkları engeller, yaşadıkları transfobi, maruz kaldıkları nefret söylemleri, karşısında mücadele verdikleri transfobik yasa ve madde önerileri… Tüm bunlar ve sayamadığım daha birçok şiddet ve baskı yöntemi, trans+’lara yıllardır dayatılan politikaların uygulamalı bir sonucu aslında. Trans+’lar özelinde nefretin bu kadar körüklenişi, barınma hakkına ket vuruluşu, öznelerin cinsiyet/cinsiyetsizlik beyanından uzak politika ve uygulamalarla karşı karşıya kalışı; LGBTİ+ Onur Haftası’nın yanında Trans Onur Haftası’nı örgütlemenin gerekliliğini de kıldı. 2010 yılında İstanbul’da yapılan ilk Trans Onur Yürüyüşü’nden beri bu baskı ve yıldırmalara karşı güçlü bir aradalıkla mücadele verilmesi de bu saydığım sebeplerin bir sonucudur. Devlet ve onun kollarının yarattığı baskı ve şiddet ortamı sonucu 6 yıllık bir aranın yaşandığı Trans Onur Haftası, son yıllarda daha da artan transfobik alanlar karşısında trans+ ve lubunyalar ile “dönmeyiz, buradayız” demek için sokaklara dökülecek. Transfobiye karşı yaşamı, hakları, trans+’ları savunmaya sokakta da devam edecek.

Haftada örgütlenmeyi düşünen ama çeşitli sebeplerden cesaret edemeyen trans+’lar için Komite olarak mesajınız ne olur?

Süregelen transfobik, ırkçı, ayrımcı, heteronormatif uygulamalar karşısında her zaman “burada” olduğumuzu, olacağımızı söylemek için bir araya geliyoruz. Yalnız değil, örgütlü olduğumuzu haykırır ve “dönmeyiz, buradayız” şiarıyla sokaklarda yürürken sen yanımızda yoksan çok eksiğiz. Öfkemizden, korkumuzdan, umudumuzdan aldığımız güçle bir araya gelirken yalnız olmayışımızı fark ettiğimiz an mücadelemizin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha fark ediyoruz. Bizi polis şiddeti de, türlü tehditler de, alaycı bakışlar da yıldırmadı. Bir değil iki kişi olmak dahi zaman zaman nasıl güçlü hissettiriyor sana, biliyorum. Burada yüzlerce, binlerce kişi olduğumuzda, seni “sen” olarak kabul eden binlerle bir aradayken benliğinle çatışmak durumunda bırakılmamanın ne kadar güçlü hissettirdiğini de biliyorum. Bizi sokaklardan, meydanlardan, üniversitelerden, kampüslerden, evlerden, mekanlardan uzaklaştırmak isteyenlere inat ait hissettiğin halinle gel, birlikte sokakları dolduralım. Şarkılar söyleyerek, sloganlar atarak, birlikte polise karşı direnerek mücadelemizi sürdürelim. Ben de yalnız olmak istemiyorum, senin de yanımda durmanı ve birlikte mücadele ederken ne kadar güzel olduğumuzu sokakta haykırmak istiyorum.

Çok güzelsin, iyi ki kendinsin.


Etiketler: insan hakları, kültür sanat, yaşam
nefret