Ağustos 2012 Medya Raporu Yayınlandı

Kaos GL, yaklaşık dört yıldır düzenli olarak medyayı izliyor ve kaosgl.org web sitesinden kamuoyu ile paylaşıyor. Raporlar her yıl kitaplaştırılıyor. Ağustos ayına ait aylık raporun verileri de aşağıda sıralanmakta.

 

 

Ay içerisinde yapılan bu 183 haberden 63 tanesi insan haklarına duyarlı. 10 tanesi uzman ve LGBT görüşlerine yer veriyor, ayrıca 14 haber eşcinsel bireyleri olumlu yönlendiriyor. 28 haberde kullanılan kelimeler yanlış. Bunlar “gay, homoseksüel, cinsel tercih,” ifadeleri. 11 haber LGBT bireyleri cinsel obje olarak gösteriyor. 21 haberde eşcinseller kriminalize ediliyor. 63 haber eşcinselliğe ilişkin streotipleri güçlendirecek şekilde hazırlanmış, yaklaşık 28 haberde de homofobik bir dil kullanılmış.

 

Akşam gazetesinin 3 Ağustos tarihinde manşet olarak verdiği haber AK Parti’nin aile kurumunun korunmasına yönelik verdiği kanun taslağı ile ilgili.”Aile’yi devlet güvencesine alan yasa önerisinde şu düzenlemeler dikkat çekti: 1- Devlet, insan neslinin devamı ve korunması için gerekli tedbirleri alır. 2- Aile, evlilik kurumu, annelik babalık hakları devletin koruması altındadır. 3- Her çocuğun anne babasını bilme hakkı vardır. "Bu maddelerin anlamı ne ?” “Uzmanlara göre; 1- Devlet kürtaj dahil her konuya müdahale edebilecek. 2- Eşcinsel evlilik yolu kapanacak”

 

Hacettepe Üniversitesi, öğrencilerinin, akademik ve idari personelin yerleşkede birlikte yaşamalarını düzenlemek için " Birlikte Yaşam Bildirgesi "hazırladı. Hacettepe Üniversitesi Senatosu’nun onayından geçen bildirgede, birlikte yaşama ilişkin etik ilkeler belirlendi, uygun olmayan nitelikteki davranışlar ve bu davranışlar gösterildiğinde uygulanabilecek yaklaşımlar sayıldı. Etik ilkelere üniversite ve dışında tüm yaşam alanlarında uyulması gerektiği ifade edilen bildirgede, etik ilkeler arasında " hiçbir şekilde ırk, dil, cinsiyet, medeni durum, engellilik, din, politik görüş, cinsel yönelim konularında ayrımcılık yapmamak", "kopya çekmemek", "başkasının yerine sınava girmemek", "plagiarism, copy / paste yapmamak”, "hastane kıyafetleri ile yerleşke dışına çıkmamak" yer aldı. Bildirgede uygun olmayan davranışlar da tanımlandı.

Bu haber 22 Ağustos tarihinde Bizim Anadolu gazetesinde, Milliyet gazetesinde, 23 Ağustos tarihinde Sabah, 24 Ağustos tarihinde Posta gazetesinde yer aldı.

Vietnam’da ilk onur yürüyüşü gerçekleşti. Taraf gazetesi 6 Ağustos tarihinde haberi “Gay ve neşeli Vietnam” başlığıyla verdi. Ayrıca Adalet bakanı tarafından sarfedilen “Eşcinsel Evliliğin yaşallaşması gerektiği” sözlerine de haber içeriğinde yer verildi: “Vietnam’da ilk onur yürüyüşü. Vietnam tarihinde ilk kez eşcinsel yürüyüşü düzenlendi. Bisikletleriyle sokaklara dökülen eşcinseller ve destekçileri renkli balonlar ve gökkuşağı bayraklarıyla geçit törenine katıldı. Başkent Hanoi’deki küçük ama destek gördükçe gelişen bir LGBT topluluğu tarafından düzenlenen yürüyüşe yaklaşık 100 aktivist katılırken, polisin eylemcilere herhangi bir müdahalede bulunmadığı belirtiliyor. Komünist Vietnam’da eşcinsellik halen tabu ve eşcinseller medyada sürekli birer komedi unsuru ya da tedavi edilebilir bir hastalıktan mustarip insanlar olarak tasvir ediliyor. Ancak geçen ay Adalet Bakanı Ha Hung Cuong, eşcinsel evliliğini yasallaştırmayı düşünmenin zamanının geldiğini söyleyerek sürpriz bir hamle yaptı. Gay evlilik yasallaşırsa, Vietnam, Asya’da buna izin veren ilk ülke olacak”

 

Haber Türk

Akşam 12 Ağustos

LÜBNAN’ın başkenti Beyrut’ta protestocular bu sefer, ülkedeki cinsiyetçi uygulamalar sebebiyle eylem yaptı. Eşcinsellere utanç verici muayeneler ve hakaretler edildiğini söyleyen onlarca kişi basın açıklaması yaptı. Göstericiler, hükümetin evli olmayan kadınları bekâret testine zorladığını belirtti. Basın açıklamasında Arap ülkelerinde benzer türden olayların yaşandığını ve eşcinselliğin ya da evli olmaksızın bakire olmamanın cezalandırıldığı ifade edildi. Arap dünyasının ilk ve tek LGBT grubu olan HELEM, bu tür testlere karşı olduklarını belirtti. Yapılan testlerin tecavüzden farksız olduğu ve psikolojik travma yaratacak nitelikte olduğu belirtilen açıklamada bu tecavüzün resmi fiyatının 85 dolar olduğu da ifade edildi. (Birgün-13 Ağustos)

 

Moskova Yüksek Mahkemesi’nin kararı ile eşcinsel onur yürüyüşünün önümüzdeki 100 yıl süresince Rusya’nın başkentinde yapılması yasaklandı. Rusya’da eşcinsel haklarının önde gelen savunucularından Nikolay Alekseyev, bu kararın geri çekilmesi için çalışmalara başladıklarını açıkladı. Mayıs ayında meclis önünde bir grup aktivistin düzenlemek istediği onur yürüyüşüne polisin tepkisi sert olmuş, onlarca kişi gözaltına alınmıştı. Uluslararası Af Örgütü, Moskova’da yetkililerin, kentin lezbiyen, gay, biseksüel ve trans bireylerinin (LGBT) toplanma ve ifade özgürlüğü hakkını gözetmesi gerektiğini dile getirerek Rus hükümetini düzenleme yapmaya davet etmişti. 25 Mayıs’ta St. Petersburg Şehir Mahkemesi bir LGBT hakları kuruluşunun ’eşcinselliği yayma’ ya getirilen yasağa yönelik bulunduğu şikayeti geri çevirmişti. (Milliyet-19 Ağustos)

 

“İsveç’in en büyük organizasyonu ve Avrupa’nın en büyük LGBT etkinliği Stockholm Onur Yürüyüşü haftasonu gerçekleşti. 50 bine yakın kişinin yürüdüğü ve 500 bin kişinin izlediği yürüyüş, Stockholm Onur Haftası için kurulan festival alanında sonlandı. Alanda konserler ve eğlence gece boyu devam etti. Yürüyüş , Onur Haftası organizatörlerinin geçitiyle başladı. Onları, ülkenin en büyük LGBT kuruluşu olan RSFL, "Yürüyemeyenler için yürüyoruz" afışiyle takip etti. Ağızları bantlı grup, eşcinselliğin suç sayıldığı ülkelerle ilgili pankartlar taşıdı. Hıristiyan Demokratlar dışında tüm siyasi partilerin, parti liderleriyle katıldığı geçit töreninde Gey Polis Derneği, LGBT askerler, doktorlar, sporcular, göçmen, müslüman, yahudi ve hristiyan grupları, öğrenci dernekleri, lise müdürleri, LGBT bireylerin aile grubu Proud Parents, hayvan hakları savunucuları, Vikingler, Kürdistanlı Gey Dostları, gey hristiyan din insanları vardı.

Milliyet gazetesi (3 Ağustos) ABD’de Eşcinsel Evlilik Karşıtı Kampanya’ya destek veren Chickfil restoranını haberleştirdi: “Gay düşmanı tavukçu Amerika’yı böldü” “Eşcinsel evlilik karşıtı kampanyaya milyonlarca dolar bağış yapan tavuk restoranı zinciri ABD’nin gündemine oturdu”. Bu haberde “Gay” kelimesinin yanlış yazımı dışında sorunlu bir yer bulunmamakta.

 

“Eşcinsel haklarının savunucuları, önceki gün, ülkenin en büyük tavuk zincirlerinden olan firmanın şubeleri önünde ’eşcinsel öpüşme’ eylemleri gerçekleştirdi. Eylemin fikir babası, Dallaslı aktivist Carly McGehee, 19 Temmuz’da sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta eylem için açtıkları sayfaya 15 binden fazla kişinin destek verdiğini söyledi. Eşcinsel örgütlerine diğer birçok sivil toplum kuruluşu da destek verirken Cathy’nin sözlerini onaylayan pek çok muhafazakâr da, restoran şubelerinin önünde karşı gösteriler düzenliyor.”

Türkiye kökenli Hollandalılar bugüne kadar kentte düzenlenen onur yürüyüşüne ilk kez kendilerine ait bir “kortej” teknesiyle katıldı. Bu haber Vatan gazetesinde, 5 Ağustos tarihinde “Türk Eşcinsellerden Botla Hollanda Çıkarması”, aynı tarihli Hürriyet gazetesinde “Türk Gay’ler Geçit töreninde” başlığıyla verildi. 9 Ağustos tarihinde Kaos GL web sitesi bu bota binenlerin tehdit edildiği yazdı: “Amsterdam Pride’da Türkiye Gemisinde Bulunanlara Tehdit” “Hollanda’nın Amsterdam şehrinde Eşcinsel, Biseksüel, Trans Onur Haftası kapsamında düzenlenen kanal geçidine katılan Türkiye gemisindeki kişilerin tehdit edildiği bildirildi.”

 

Meksika’da cinsiyet ile ilgili önyargılara karşı direnen ve efsaneleşen şarkıcı Chavela Vargas, 93 yaşında hayatını kaybetti (Kaos GL-9 Ağustos). Posta, Taraf ve Cumhuriyet gazeteleri Vargas’ın vefat haberini cinsel kimliğini uçlaştırmadan verdi. Cumhuriyet gazetesi örneği: “Ön Yargılara Meydan Okudu” başlığı kullanıldı. “Eşcinsel ilişkilerinin yaşamı boyunca bilinmesine karşın Vargas lezbiyen olduğunu ilk kez 81 yaşında yayımladığı ’Geçmişimi Bilmek İsterseniz’ adlı otobiyografisinde açıklamıştı: "Acı veren, eşcinsellik değil. Acı veren, eşcinsel olduğunuz için size vebalıymışsınız gibi davranılması!”. Haber, sanatçının kendi otobiyografisinden cümleler verilerek hazırlanmış.

 

Danimarka Başbakanı Helle Thörning Schmidt, Kopenhag’da Eşcinsel Onur Yürüyüşü’ne katıldı. Hürriyet gazetesi “Danimarka Başbakanı Eşcinsellerle Yürüdü” başlığını attı. Posta gazetesi yürüyüş esnasında bir gazetecinin sorusunu başlık olarak haberine taşıdı: “Kadın Başbakana Soru: Siz Hiç Başka Bir Kadınla Seviştiniz mi?” (20 Ağustos)

“Tazminat Davaları Yakıyor” Haber Türk gazetesinin 18 Ağustos tarihli haberi: “Eşcinsel öğrenciye 4.5 milyon dolar ABD’ de eşcinsel olduğunu açıklayan ilk öğrenci temsilcisi Christopher Armstrong, kendisini taciz eden Michigan Üniversitesi eğitmenlerinden Andrew Shirvell’e karşı açtığı tazminat davasını kazandı. Sanal ortamlarda Armstrong’a hakaret eden Shirvell, mahkeme tarafından 4.5 milyon dolar (8.1 milyon TL) tazminat ödemeye mahkûm edildi. Armstrong hakkında karalama kampanyası başlatan Shirvell, üniversiteden atılmıştı. Armstrong ’Bu davayı kazandığım için çok mutluyum. Davam benim gibiler için örnek teşkil edecek. Kimse eşcinsel olduğu için dışlanmayı hak etmiyor’ diye konuştu.”

Hürriyet okur Temsilcisi Faruk Bildirici’nin hazırladığı köşede (6 Ağustos) yer alan şikayet olumludur. Temmuz ayında “Bir Garip Aşk” başlığıyla verilen haberde iki kadın eşcinsellin ilişkisi marjinalleştirilmiş, haber ayrımcı bir dille verilmiştir. “İki kadın arasındaki ilişki, 28 Temmuz’da, "Bir garip aşk" ve "Kızınızı kızımıza istiyoruz " başlıklarıyla haberleştirilmiştir. 19 yaşındaki kızlarının bir erkeğe kaçtığı şikâyetiyle polise başvuran aile. gerçeği öğrenince tepki göstermiş, kızlarını eve kapatmıştı. Ancak kızlarının ısrarına dayanamamış, " Evlenmek istiyoruz " diyen iki genç kızın birlikte yaşamasını kabullenmişlerdi. Esra Cansunar adlı okur, bu haberin içeriğinden değil ama başlıklarından rahatsız olmuş. Son derece sağduyulu bir yaklaşımla eleştirdi başlıkları: " Haberin başlıklarının yanlış seçildiği kanısındayım. Eşcinsel ilişkilerin sıklıkla aile tarafından reddedildiği veya cinayet ile sonuçlandığı bir ülkede yaşadığımız unutularak, bu durumu olgunlukla kabullenen aileyi takdir etmek yerine aşağılayıcı bir başlık seçilmiş. Bu aile aslında zor/üzücü olabilecek bir durumu kızları için kabullenmiş ve belki de birçok kişiye örnek olmuşlardır. "Cansunar’ın bu eleştirisini ilettiğim Hürriyet Yayın Direktörü Fikret Ercan da okura hak verdi:" Okurumuzun eleştirisi haklı. Bu konuda yorum yapmamak, sadece olayı olduğu gibi vermek gerekirdi. Bu gibi konularda daha duyarlı olmamız gerekiyor. " Öyle ya, lezbiyen ilişki neden "garip" olsun? Eşcinsel ilişkileri "normal olmayan" olarak gören anlayışlar eski dünyada kaldı artık. Haberlerimiz de arınmalı bu ayrımcı bakıştan ve de önyargılı dilden”

 

“Beyoğlu’nda hâlen açık bir şekilde bizzat işletmecilerin kendileri gelip LGBT bireylerine, özellikle de trans kadınlara “Servis yok!" diyebiliyor. Bildiğim kadarıyla Sayın Başkan, bu işletme yerlerine ruhsatları siz veriyorsunuz. Tabii ki o ruhsatlarda buna ihtimal bile vermek istemiyorum, " işyerinize şu kişiyi alacaksınız, bu kişiyi almayacaksınız" demiyorsunuz. Ruhsatı verirken yazılı olmasa da umarım bunu sözlü de dile getirmiyorsunuz. Efendim durum böyle iken bu adamlar nereden bu cesareti alıyorlar, bu nasıl bir cürettir ki gelip insanlara" Servis yok" diyebiliyorlar? Çünkü bu yerler onların özel mülkiyetinde değil, belediyenin denetiminde olan "halka açık yerlerdir. Dolayısıyla, dolaylı yollardan sizler de yani belediye de bizi kovmuş oluyor. Biz de her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi bu ülkede yaşıyoruz, vergimizi ödüyoruz. T.C kimliği hepimizin cebinde! Zaten Anayasa’nın 10. maddesinde belirtildiği gibi" Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir". Bu madde birçok başka konuda da geçerli olmakla birlikte kamuya açık yerlerde de söz konusudur. Dolayısıyla bu İşletme sahipleri sizin verdiğiniz ruhsatlarla suç işliyorlar ve bu suç, ruhsatlarını iptal edilmesini gerektirmektedir"

 

Milliyet gazetesinin 2 Ağustos tarihli Spor haberlerinde Londra 2012 olimpiyatlarında binicilikte bronz madalya kazanan Mark Todd ile ilgili bir haber de yan tarafta bir ekleme yapılmış ve geçmiş yıllardan bir haber tekrar gündemleşmiş ve cinsel yönelimi belirtilmiş. “Sidney’de kazandığı bronz ortaya atılan söylentilerle gölgelendi. Todd’un finaller öncesi eşcinsel partneri ile kokain partisi yaptığı yazıldı”

 

Habertürk gazetesi (3 Ağustos) İlahiyatçı Ali Rıza Demircan’ın kadınlara yönelik “Kadınlar birbirlerinin yanında bikini giyemezler” açıklamasını nedeniyle Esra Elönü’ye mikrofon uzatmış. Bu açıklamanın “Kadınları ’ günahkâr ’ ilan etti” “Kadınları lezbiyen olarak gören zihniyetin ürünü”. “Bu tarz yorumlar kadını potansiyel lezbiyen olarak gören zihnin ürünü değil de nedir? Ben böyle bir ayet görmedim, duymadım, bilmiyorum”

 

 

 

Park Magazin dergisinde Gossip grubunun solisti Beth Ditto ile görüşen Cenk Erdem röportajında “Eşcinsel hakları konusundaki duruşunuz ve desteğinizle de tanınıyorsunuz; sizce hala insanların kendilerini oldukları gibi ifade edebilmeleri için daha fazla cesaretlendirilmeye ihtiyaçları yok mu ?” sorusunu yöneltiyor. “Elbette! Gençler ait olmak için müzik dinliyor, kendilerini nasıl gördüklerinin bir tür yansıması gibi, ya da nasıl olmak istediklerinin. Bu yüzden eşcinsel, lezbiyen, hangi cinsel kimlikte, hangi kiloda, her kim olurlarsa olsunlar kendilerini harika hissetmelerini sağlayacak rol modellerine ihtiyaç duyuyorlar. Gossip olarak bu amaçla Portland ’ daki " Kızlar için Rock and Roll " Kampı ’ ndaydık, genç kızları müzik işine girmeleri ve seslerini duyurabilmeleri için cesaretlendiren bir projeydi”

 

MATRİX filminin yönetmenlerinden Lana Wachowski, cinsiyet ameliyatı oldu. Bu açıklaması Takvim gazetesinde 1 Ağustos tarihinde yer aldı. Haberde cinsiyet operasyonu sanki bir seçimmiş gibi verildi. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği bir seçim değildir.“Açıklamayı bizzat yapan Wachowski, adının da artık "Lana" olduğunu söyledi . Hollywood ’ da meslektaşları arasında, bilindiği kadarıyla böyle bir seçim yapan ilk yönetmen olan Lana Wachowski, uzun yıllardır kadın olabilmek için hormon tedavisi görüyordu”

 

 

İzzet Çapa ile serdar Turgut’un temmuz ayında gerçekleştirdiği bir söyleşi de “Siz nasıl İbnedir, o
Herkes gizli eşcinsel olabilir. Ertuğrul ise özellikle olabilir. Onun da benim de kadın yönümüz vardır. Kendi yazdığı için söylüyorum” demesi üzerine Ertuğrul Özkök kendi köşesinde “Evet, gizli Eşcinselim” başlıklı yazısında “Peki gizli eşcinsel miyim? Ne bileyim kardeşim, kendi kendimi divana yatırıp, psikanalizimi yapsam bile bu soruya nasıl cevap verebilirim? Adı üstünde " gizli "cevabını verdi.

 

Bu yazı üzerine Radikal’den Orhan Kemal Cengiz ve Sabah Gazetesinden Nazlı Ilıcak konuyu köşelerine taşıdılar. Nazlı Ilıcak Türkiye’nin onca gündemi varken bu konunun açılmasından rahatsızlık duyduğunu belirtti.”Gizli eşcinsellik Cesaret mi cüret mi. pervasızlık mı yoksa meydan okuma mı? Size bir köşe verilmiş; Türkiye kaynıyor; siyasi olaylar gündeme bütün ağırlığıyla damgasını vurmuş durumda. Siz , " gizli eşcinsellik " meselesini tartışıyorsunuz”

Orhan Kemal Cengiz ise Bu konuyu açanlara teşekkür etmiş,”Gizli eşcinsel miyiz? Serdar Turgut verdiği bir röportajda Ertuğrul Özkök ’ ün ’ gizli eşcinsel ’ olduğunu öne sürdü . Özkök ’ ün bu ’ iddiaya ’ ne yanıt vereceği merakla bekleniyordu. Benim fevkalade ’ delikanlıca ’ bulduğum bir yazıyla Özkök " Evet gizli eşcinselim " dedi. Özkök, eğer böyle bir yanı varsa, bundan gocunmayacağını söylüyor, ben bu sözlerini çok takdir ettim”

16 ağustos

 

Vogue Türkiye Dergisi Ağustos sayısında LİSTAG annelerinden Sema Yakar ile gerçekleştirdiği söyleşiye “Benim Çocuğum” başlığı ile yer vermiş, Söyleşi insan haklarına saygılı bir biçimde verilmiş.

 

Hürriyet İzmir gazetesi Taraftar gruplarının Halil İbrahim Dinçdağ için organize edilen futbol maçını gündeme getirmiş ve insan haklarına duyarlı bir haber hazırlamış. Haber içerisinde sadece cinsel yönelim yerine cinsel tercih yazılmıştır.

“Taraftar Hakları Derneği, hayatı karartılan eşcinsel hakem Halil İbrahim Dinçağ’ın düdük çalması için özel futbol turnuvası düzenledi. Cinsel tercihi nedeniyle TFF tarafından futbol hakemliği görevinden men edilen ve kâbus gibi günler geçiren Halil İbrahim Dinçağ’a, Taraftar Hakları Derneği’nin desteği çığ gibi büyüyor. Haber portalı Egedesonsöz ’ ün haberi, sağduyunun en güzel örneklerinden birini gözler önüne serdi. FOÇA ’ da gerçekleştirilen RockA 2012 Festivali ’ ne futbol götüren dernek tarafından düzenlenen anlamlı turnuvada, eşcinsel olduğunu açıkladığı için meslekten dışlanan hakem Halil İbrahim Dinçağ düdük çaldı. Bir anlamda, futbolla " Şikeye, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı omuz omuza " mesajı verildi. FESTİVAL alanına kurulan atölyede düzenlenen söyleşide Dinçağ’ın dertlerini dinleyen Göztepe, Karşıyaka, Altay ve Bucasporlu taraftarlarının yanı sıra Beşiktaş, Galatasaray ve Kasımpaşa tribünlerinden taraftarlar da ’ futboldaki kirliliğe ve nefrete ’ karşı durma konusunda fikir alışverişinde bulundu” .

 

“Devlet, LGBT’leri yok sayma eğilimi gösteriyor” İzmir Siyah Pembe Üçgen ve Hebun LGBT Oluşumu Diyarbakır’da bir araya geldi, Gündem gazetesi (16 ağustos) örgüt avukatlarından görüş alarak haberini hazırlamış.

 

“Ötekileştiren Zihniyet, Muhafazakarlık” Cumhuriyet gazetesinin başlattığı yazı dizisinde Kaos GL Derneğinden Remzi AltunPolat ile yapılan söyleşi 27 Ağustos tarihinde yer aldı. “Muhafazakar Politikalar, Farklı Cinsel Kimliklere De Yaşam Hakkı Tanımıyor” Ötekiler gettolaşıyor Kaos GL sözcüsü Remzi Altunpolat , muhafazakârlığın seküler hayata taarruz ettiği , onun alanını daralttığı bir dönemden geçtiğimizi belirtiyor . Muhafazakâr aklın; eşcinsellik, biseksüellik, transseksüellik gibi cinsel kimlikleri toplumsal yapıya tehdit olarak gördüğünü belirten Altunpolat , " Asıl sorun olan ise dinsel geleneksel referanslara dayanmayan bir yaşantının belli merkezlere, belli mekânlara, belli semtlere hapsolması yani gettolaşma " diyor " Öteki " olmak sadece milli ya da dini farklılıklarla sınırlı değil, cinsel farklılıklar da muhafazakâr politikaların hedefinde. Zaten " eşcinselliği hastalık, translığı sapkınlık " olarak gören bir toplumsal algının yoğun olduğu bir ülkede, politikalarla da iyice derinleştiriliyor bu düşmanlık. Sonuç, sadece cinsel kimliklerine sahip çıktıkları için öldürülen onlarca insan. Üstelik sesleri bile duyulmuyor. Muhafazakâr politikaların cinsel kimlikler üzerindeki etkisini Kaos GL sözcüsü Remzi Altunpolat anlatıyor”