23/01/2024 | Yazar: Gözde Demirbilek
Hevi LGBTİ+ Derneği’nden Av. Yağmur Birdal’a Ahmet Yıldız davasının son duruşmasıyla ilgili görüşlerini ve davanın seyrini sorduk.
2008 yılında babası tarafından eşcinsel olduğu için katledilen Marmara Üniversitesi öğrencisi Ahmet Yıldız için adalet arayışı 15. yılında başladığı yerde. 8 Eylül 2009’da ilk duruşması görülen davada firari katil baba Yahya Yıldız’ın bulunması bekleniyor.
Davanın 39. duruşması 11 Ocak’ta İstanbul Anadolu Adliyesi Kartal 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkemenin hiçbir gerekçe göstermeden basını ve izleyicileri salona almadığı, davaya müdahillik ve ailenin dinlenmesi taleplerinin reddedildiği duruşmayla ilgili görüşlerini Hevi LGBTİ+ Derneği’nden davanın avukatı Yağmur Birdal’a sorduk.
Ailenin dinlenmesi talebinin defaatle reddedilmesi süresince geçen duruşmalarda hakimin tavrında değişiklik oldu mu?
Yargılamanın başlangıcından itibaren avukatlar tarafından ailenin dinlenmesi talep edildi ancak mahkeme tüm duruşmalarda hiçbir gerekçe göstermeden ailenin dinlenmesi talebini reddetti. Değişen, emekli olan tüm mahkeme heyetleri aynı kanaati sürdürdü. Ve ailenin üyelerinin ifadesine başvurmadı.
İlk duruşmalardan birinde sanığın olaydan sonra irtibata geçtiği kişilerin dinlenmesine ilişkin talebi değerlendiren mahkeme, sanık yakalandıktan sonra dinlenilmesine karar vermişti. 2022 yılında sanığın uzun yıllardır yakalanmadığı göz önüne alındığında, bu ara karardan dönmek zorunda kaldı ve tanıkları dinledi. Ancak gerekçesiz bir şekilde aile üyelerinin dinlenmesine ilişkin talepleri reddettiğinden bu karardan dönmemekte ısrarcı. Bunu bir tavır değişikliği mi ya da gerekçesizliğin arkasına sığınma ve kalkan olarak düşünmek mi gerekiyor bilemiyoruz.
11 Ocak’taki 39. duruşmada ailenin dinlendiği bir emsal sunmuştunuz, mahkemenin değerlendirmesi ne oldu?
Olayın gerçekleştiği 2008 yılından itibaren ne soruşturma aşamasında ne de kovuşturma aşamasında sanığın eşi ve kızlarının ifadesi alınmadı ve mahkemece de dinlenilmedi. Mahkeme resen araştırma ilkesi gereği cumhuriyet savcısının ortaya koyduğu delillerle bağlı olmadığı gibi, savcı olmasa bile kendiliğinden, hüküm için gerekli tüm araştırmaları yapmak ve tarafların haklarını korumak zorundadırlar. Ancak mahkeme resen araştırma ilkesini ısrarla gözetmiyor. Bu nedenle neredeyse birebir emsal niteliğinde bir olayda annenin ifadesinin alındığı bir kararı mahkeme heyetine sunduk. Resen araştırma ilkesini gözetmiyorlar belki böyle bir emsal ile değerlendirirler diye düşünmüştük. Maalesef sadece karara bakarak reddettiler.
“Duruşma salonunun önü kalabalıklaştıkça polis sayısını artırıyorlar”
Mübaşirin duruşmada izleyici ve basına karşı alenileşen saldırgan tavrını, duruşmayı takip etmeye gelen hak savunucularını her seferinde takip eden polis sayısındaki artışı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mahkeme heyetinin tavrından ayrı düşünülemez mübaşirin tutumu. Çünkü mahkeme heyeti ona bu yetkiyi vermese basına, izleyicilere bu denli sert bir şekilde yaklaşamaz. Heyet başkanının “Basının ne işi var? 5 dakika sürecek zaten” gibi bir söylemleri zaten mübaşirin tavrını da meşrulaştırıyor. Davaya önem verilmesini, takip edilmesini istemiyorlar. Duruşma salonunun önü kalabalıklaştıkça sertleşiyorlar, polis sayısını artırıyor, göz hapsine alıyorlar.
27 Haziran'da gerçekleşecek 40. duruşma için dayanışmak ve davayı birlikte takip etmek isteyen hak savunucuları nasıl bir yol izleyebilir?
Ahmet Yıldız’ın hatırasına ve davasına sahip çıkmak zorundayız. Eşcinsel olduğu için oğlunu öldürürse bir baba, cezasız mı kalacak? Aylar sonra mı hakkında yakalama kararı çıkacak? Yakalanması için hiçbir çaba gösterilmeyecek mi?
Hak savunucuları olarak toplumun hafızasına bunu işletmemek için mücadele ediyoruz. Zor olabilir ama olacak. Sırf LGBTİ+ olduğu için bir kişi bile öldürülmeyene kadar bu davanın sadece bir cinayet olmadığının bilincinde olan herkes o gün bizim yanımızda daha güçlü ve kalabalık bir şekilde var olsun istiyoruz. Basın veya izleyiciler alınmasa da bu davayı takip eden onlarca avukatın o duruşma salonunda olmasını istiyoruz.
Ahmet Yıldız davasının 40. duruşması 27 Haziran Perşembe günü 13:35’te İstanbul Anadolu Adliyesi Kartal 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Etiketler: insan hakları, nefret suçları, dava, özel haber
