18/04/2025 | Yazar: Kaos GL
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Bursa Gençlik Dayanışması tarafından düzenlenen “Türkiye’de Güncel Gelişmeler ve Gençlik Hareketinin Olanakları” etkinliğinde konuştu.

Fotoğraf: Evrensel
Bursa Gençlik Dayanışması (BGD) tarafından düzenlenen “Türkiye’de Güncel Gelişmeler ve Gençlik Hareketinin Olanakları” başlıklı etkinlik, 12 Nisan 2025 tarihinde gerçekleştirildi.
Özgür Renkler’den Ecmel Deniz’in haberine göre; etkinliğe CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan konuşmacı olarak katıldı. Etkinlikte gençlik mücadelesinin güncel politik gelişmelerle ilişkisi ele alınırken, katılımcıların yönelttiği sorularla çeşitli toplumsal mücadele başlıkları da tartışıldı.
Etkinlikte yöneltilen sorulardan biri, LGBTİ+ haklarının mevcut politik iklimdeki yeri ve nefret yasası taslağına karşı muhalefetin tutumuna dair oldu. LGBTİ+’ların yıllardır iktidarın sistematik nefret politikalarına maruz kaldığı, 2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesinin ardından transların hormona erişiminin yasaklanması ve mart ayında nefret yasası taslağının sızması hatırlatıldı. Meclis’e henüz gelmemiş olmasına rağmen taslakta yer alan birçok düzenlemenin fiilen uygulanmaya başladığı belirtilerek, bu yasa teklifinin yalnızca LGBTİ+ örgütlerini ve LGBTİ+ları değil; aynı zamanda örgütlenme hakkını kullanan her kesimi tehdit ettiği vurgulandı. Yasada toplumsal cinsiyet eşitliğine açıkça saldıran maddelerin de bulunduğu belirtilerek, milletvekillerinden beklentinin bu yasa Meclis’e gelmeden önce güçlü bir muhalefet sergilemeleri olduğu ifade edildi.
Ayrıca, Orhan Sarıbal’a 2016 yılında Bursa’da LGBTİ+’larla bir araya gelerek destek sözü verdiği hatırlatılarak, geçen süreçte bu alanda ne gibi çalışmalar yürüttüğü ve nefret yasasına karşı nasıl bir pozisyon alacağı da soruldu. Soruda, LGBTİ+’ların eşit yurttaşlık hakkı temelinde siyasi konjonktür ne olursa olsun geri planda bırakılmaması gerektiği vurgulandı. İskender Bayhan’a ise Aile Yılı ilanının ardından X üzerinden yaptığı açıklamalar hatırlatılarak, bütünleşik mücadele için neler yapacakları soruldu.
“Bu meseleye çok net ve sert bir şekilde karşı koymak, güçlü bir mücadele sergilemek gerekir”
EMEP Milletvekili İskender Bayhan, söz konusu yasa taslağının iktidarın dikkat saptırma stratejisinin bir parçası olduğunu vurguladı. LGBTİ+’lara dönük saldırıların yalnızca bu kesimi hedef almadığını, aynı zamanda toplumu kutuplaştırmak ve ortak mücadele alanlarını parçalamak için bilinçli olarak kullanıldığını ifade etti. Bayhan, bu süreci emekçiler, kadınlar, gençler ve tüm muhalif toplumsal kesimlerin bastırılması yönünde bir strateji olarak değerlendirdi:
“Meclise henüz gelmedi, ancak geldiğinde de göreceğiz; bu meseleye çok net ve sert bir şekilde karşı koymak, güçlü bir mücadele sergilemek gerekir. Ancak diğer konularda olduğu gibi, burada da kitlesel ve güçlü bir örgütlenme gerçekleştirebilir miyiz, göreceğiz. Bu kolay değil; çabalamamız ve uğraşmamız şart. “Aile Yılı” meselesi de LGBTİ+ konusu da Cumhur İttifakı’nın bilinçli ve planlı bir şekilde ortaya koyduğu bir stratejinin parçası. Amaçları son derece açık: Türkiye’de milyonlarca işçinin, halkın ve gencin iktidara duyduğu öfkeyi bastırmak, dikkatleri başka yöne çekmek, bu öfkeyi parçalamak ve etkisiz hale getirmek.
Peki, neden birkaç yıl önce bu mesele bu kadar öne çıkmıyordu? Neden beş yıl önce böyle bir gündem yoktu? Hatta geçmişte, belediye başkanlığı ve başbakan adaylığı dönemlerinde, kendisinin videoları dolaşıyordu. Ne kadar “demokratik”, sureti haktan görünüyordu, değil mi? Ama şimdi bambaşka bir tabloyla karşı karşıyayız.
Bu noktada açık konuşmamız gerekiyor: LGBTİ+ karşıtı yasa teklifine karşı mücadele eden arkadaşlarımız çok değerli bir iş yapıyor. Ancak dürüst olmak gerekirse, bu yasayı püskürtemeyiz; çünkü bugüne kadar hiçbir yasayı püskürtemedik. Fakat bu, mücadeleden vazgeçmemiz gerektiği anlamına gelmiyor. Aksine, gücümüz bu yasayı doğrudan durdurmaya yetmese bile, bu tür yasalarla yoluna devam eden bir iktidarın beklediği etkiyi yaratamayacağını; halkı kandıramayacağını ve bir yanılsama oluşturamayacağını gösterebiliriz. Bu yanılsamayı kesebiliriz. “Püskürtemeyiz” diyorum çünkü bazen süreç öyle işliyor ki yasa, son anda Meclis’e geliyor ve hemen geçiriliyor. Bu yüzden, daha güçlü bir eylem hattını konuşmamız gerekiyor.”
“Bu konudaki tutumumuz çok net”
CHP Milletvekili Orhan Sarıbal ise yanıtında LGBTİ+ haklarına bireysel olarak herhangi bir mesafesi olmadığını, bu alandaki etkinliklere katılmaya açık olduğunu belirtti:
“Arkadaşlar, bireysel olarak hiçbir sorunumuz yok. Zaten böyle bir derdimiz de bulunmuyor. Ancak dediğim gibi, ben bir partinin milletvekiliyim ve partinin bütünlüğü adına alınacak politikaların kararını verecek konumda değilim. Yine de kendi adıma konuşacak olursam, süreç içinde bu tür olaylarla ilgili açıklamalar yapmaya ve destek olmaya çalışıyoruz.
Eylemde, alanda bulunan arkadaşlar, “Bizim de yakında bir yürüyüşümüz olacak, gelir misiniz?” diye sordular. “Elbette gelirim,” dedim. Ancak şu ana kadar bana ulaşan herhangi bir bilgi olmadı. Doğal olarak, bu katıldığım dördüncü etkinlik oluyor; fakat gitmeyi planlayıp da katılamadığım sekiz etkinlik daha var.
Yine de bize haber verilirse, elbette katılırız. Bu konuda herhangi bir rahatsızlığım yok. Özellikle belirtmek isterim ki, bu konudaki tutumumuz çok net. En azından kendi adıma bunu açık bir şekilde ifade edebilirim.”
Etiketler: insan hakları, aile, siyaset