09/09/2021 | Yazar: Kaos GL
Spor medyasındaki cinsiyetçiliğe karşı toplumsal cinsiyet odaklı habercilik yapmayı amaçlayan Alan Savunması’ndan veda: “Bugüne kadar bizleri takip edip destekleyen herkese kucak dolusu sevgilerimizle teşekkür ederiz. Daha barışçıl bir ortamda buluşmak dileğiyle.”
Spor medyasındaki cinsiyetçiliğe karşı toplumsal cinsiyet odaklı habercilik yapmayı amaçlayan, Yayınlarında kadın ve LGBTİ+ sporcuların haklarını gözeten ve hayatın her alanında olduğu gibi sporda da homofobik, bifobik ve transfobik yaklaşımlara karşı bir yayıncılığı ilke kabul eden Alan Savunması Platformu veda metni yayınladı.
Alan Savunması Platformu adına Ali Safa Korkut’un kaleme aldığı metin, LGBTİ+’ların ve kadınların spor hakkı vurgulanarak “Daha eşit, daha kapsayıcı ve daha çeşitli bir spor ortamı için mücadele eden spor kulüpleri, sporcular, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve gazetecilerin yanı sıra izleyicilerin de olduğunu ve bu kimselerin; daha kavgacı, daha eril, daha beyaz ve daha heteronormatif bir spor ortamının var olması için mücadele eden kötü niyetli insanlardan daha güçlü ve başarılı olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz” denerek daha barışçıl bir ortamda yeniden buluşmak dileğiyle sona erdi:
“2019 yılında çok büyük bir heyecanla başlayıp 2 yıl boyunca aynı heyecan ve istekle sürdürdüğümüz Alan Savunması projesinin ne yazık ki sonuna geldik.
Sadece Türkiye'de değil dünyada da toplumsal cinsiyet odaklı spor haberciliği yapan ilk ve tek platform olan Alan Savunması da pek çok genç platformun karşılaştığı engele takıldı: Sürdürülebilirlik. Zira ne yazık ki geride kalan 2 yıllık süreçte elimizden gelen tüm imkanları kullanıp tüm kapıları zorlasak da herhangi bir kaynak yaratamadık, bir gelir modeli oluşturamadık.
Alan Savunması için her ne kadar gece-gündüz demeden büyük bir istekle çalışıp çabalasak da hayat gailesi her zaman bir köşeden göz kırptı bizlere.
Bu sebeple çok keyif alıp severek yaptığımız, bize kendimizi iyi hissettiren Alan Savunması projesi, her geçen gün kötüleşen ülke ekonomisinin merkezinde bizleri gelir elde edebileceğimiz işlere yönelmekten de alıkoymaya başlayınca bu işin sonuna geldiğimizi anladık.
Geride kalan 2 yıllık süreçte çalışmalarımız beğenilmiş ve ilgi görmüş olmalı ki verdiğimiz her röportajda bize haber odamız ve burada kimlerin hangi görevlerde bulunduğu soruldu.
Ancak haber toplamadan editörlüğe, sosyal medya yöneticiliğinden muhabirliğe, grafik tasarımdan video editörlüğüne kadar her şeyi yalnızca iki kişi, hatta çoğu zaman da tek kişi olarak yaptık.
Şimdi geride kalan iki yıla baktığımızda, herhangi bir finansal desteğimiz olmadan yaptıklarımızla bizimle aynı zamanda medya sektörüne giren ve gerek maddi gerek manevi gerekse de tecrübe konusunda bizden çok daha güçlü olan insanlar tarafından yönetilen pek çok girişimden daha etkili olduğumuzu görebiliyoruz.
Web sitemiz ve sosyal medya hesaplarımızın aldığı etkileşimin yanı sıra bu 2 yıl boyunca iletişim kurduğumuz, tanıştığımız, birlikte hareket ettiğimiz insanlar bizler için bunun en büyük göstergesidir.
Bu süreçte spor ve toplumsal cinsiyet ilişkisi üzerine yaptıkları çalışmalarla bizleri her zaman destekleyip dostlukları ve mentörlüklerini esirgemeyen BoMoVu Derneği ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi İlknur Hacısoftaoğlu ile web sitemizin teknik işlemleri için IT uzmanlığı konusundaki desteğini bizden hiçbir zaman esirgemeyen Metehan Türkdönmez'e özel bir teşekkür her zaman borç biliriz.
Özel haberlerimizle ulusal olarak Muğla'dan Hakkari'ye, Samsun'dan Adana'ya kadar pek çok kadın ve kız çocuğu ile LGBTI+'nin sesini duyurmak için gayret ederken uluslarası olarak da Danimarka'dan Afganistan'a kadar bu sporun içinde olma mücadelesi veren pek çok kadın ve LGBTI+'nın sesine ses olma mücadelesi verdik.
Bu haberleri yaparken bizi geri çevirmeyip yardımcı olan tüm haber kaynaklarımıza gönülden teşekkürlerimizi iletirken Alan Savunması'nda yer almanın kendisi için bir problem teşkil etmeyeceğini ancak sosyal çevresinin durumu anlamayıp kendisine tepki gösterebileceğini söyleyerek kibarca reddeden spor paydaşları da oldu. Bu da ülke genelinde toplumun büyük bir kısmının kadın ve LGBTI+ sporculara olan yaklaşımını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Ancak bu süreçte bizi en çok üzen şey, ülkemizin kadın futbolu konusunda önde gelen kulüpleri ile erkekler futbol ligi olan Süper Lig'in bazı köklü kulüplerinin, sporcularıyla röportaj yapma taleplerimizi "kulübümüz, sporcularımızın yalnızca kulübe bağlı yayım organlarına görüş vermesine müsaade ediyor" diyerek reddetmelerinin ardından takip eden günlerde pek çok basın kuruluşlarında sporcularının röportajlarını görmek oldu.
Ki bunu, sporcuları röportaj taleplerimizi kabul etmelerine rağmen yapmaları bizleri ayrıca üzdü. Kulüplerin, kız çocukları ile toplum baskısı nedeniyle haklı olarak gizlenmek zorunda kalan bazı LGBTI+ spor paydaşlarının bir rol modele kavuşmalarını engelleyen bu davranışlarının da içinde bulunduğumuz cinsiyetçi ve LGBTI+ fobik spor ortamının oluşması ve sürdürülmesine katkı sunduğunu söylemek de sanıyoruz ki yanlış olmaz.
Bu veda metninde şimdiye kadar okuduklarınızla biraz olumsuz bir tablo çizmiş olsak da daha eşit, daha kapsayıcı ve daha çeşitli bir spor ortamı için mücadele eden spor kulüpleri, sporcular, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve gazetecilerin yanı sıra izleyicilerin de olduğunu ve bu kimselerin; daha kavgacı, daha eril, daha beyaz ve daha heteronormatif bir spor ortamının var olması için mücadele eden kötü niyetli insanlardan daha güçlü ve başarılı olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz.
Bugüne kadar bizleri takip edip destekleyen herkese kucak dolusu sevgilerimizle teşekkür ederiz. Daha barışçıl bir ortamda buluşmak dileğiyle, hoşça kalın.”
Etiketler: medya, spor