26/02/2025 | Yazar: Umut Güven

“Herkes için sanat” diyerek yola çıkan Leyli Sanat Derneği’nden Ufuk Yeşil ile derneğin yolculuğunu ve çalışmalarını konuştuk: “İfade özgürlüğünün oldukça kısıtlandığı günümüz atmosferinde sanatı bir şekilde yaşatmamız ve geliştirmemiz gerekiyor.”

Alternatif üretim alanı: Leyli Sanat Derneği’nin hikayesi Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“Herkes için sanat” sözleriyle yola koyulan Leyli Sanat Derneği 2018 yılından bu yana yaşamlarımıza temas ediyor. Derneğin hikayesini ve çalışmalarını Leyli Sanat Derneği’nden Ufuk Yeşil ile bir araya gelerek konuştuk.

Selam Ufuk, seni tanıyalım mı? Neler yapıyorsun?

Merhabalar Umut. Öncelikle Kaos GL gibi kıymetli bir oluşumun içerisinde bana bu alanı ayırdığın için çok teşekkür ederim. Umarım dayanışmamız hep daim olur.

Ben teşekkür ederim teklifimizi kabul ettiğin için.

Ben doğma büyüme İstanbul’da yaşıyorum. 30 yaşıma doğru yol almaktayım, bunu cümle olarak sanırım ilk defa kullanıyorum. Sinema-TV alanından mezunum, birebir setlerde, sahada olmadım fakat o günden bu yana bazı kısa film ve belgeseller yönetme şansı buldum, bu eserler de yurtdışında farklı festivallerde seyircilerle buluştu. Bunun getirdiği mutluluk çok büyük, o nedenle sinemadan elimi ayağımı asla çekmiyorum. Bu alanda hem eğitmenlik hem de kolaylaştırıcılık yapıyorum. Birkaç yıldır sivil toplum ve medya alanları içerisinde hem gönüllü hem de profesyonel olarak çalışıyorum. Yaklaşık 1 yıllık -korkunç- ajans deneyimimden sonra sosyal medya uzmanlığımı sivil toplumda geliştirmeye ve bu alanda ilerletmeye gayret gösteriyorum. Boş kalan zamanlarımda da Leyli Sanat’ın faaliyetlerine destek oluyorum.

Peki Leyli Sanat’ın hikayesi nedir, nasıl başladı bu yolculuk?

Leyli Sanat benim üniversite son sınıf dönemime yani 2017-2018 yılına dayanan bir tarihe sahip. 1 Aralık gecesi, o zamanlar yalnız yaşıyordum, artık nasıl bir sıkıntı ve gelecek kaygısı kapladıysa içimi, “Mezuniyet sonrasında ne olacak?” sorusunun cevabıyla uğraştığımı gördüm. Türkiye’de birçoğumuzun bildiği gibi sinema-TV sektörü; yoğun çalışma koşulları, sonu belirsiz projeler, iş kazaları, taciz ve mobbing gibi birçok problemle dolu. Ben de böyle bir ortamın içinde kendimi iyi hissetmeyeceğimi fark ettim ve “Neden alternatif bir alan oluşturulmasın?” diye düşünüp bir Word dokümanı açıp yazmaya, kurgulamaya başladım. Leyli Sanat’ın temelleri o geceden sabaha kadar atılmış oldu. Leyli, Arapça ve Farsçada “kalıcı, yatılı, gece” gibi anlamlara sahip. Sonradan ne kadar uyumlu göründü gözümüze anlatamam.

O gece hiç uyumadan sabah okulun yolunu tuttum ve arkadaşlarımla paylaştım, çok heyecan duydular benim gibi. Sosyal medya kanallarımdan geri kalan çevreme de duyurup bu alana katkı sağlamak isteyenleri yanımda topladım. Sonra bir baktık, ilk toplantı gerçekleşmiş, çerçeve belirlenmiş ve bir topluluk oluşmuş. Topluluğumuz hem sanat üretimine teşvik edecek hem de üretilmiş eserleri birlikte inceleyerek tartışma alanına açacaktı. Sonra isim araştırmaları yaparken, Türkçe dışında farklı dillere de bakarak “Leyli” isminde karar aldık. 7 yıldır da uzun bir hikâyeyi birlikte yazıyoruz.

“Leyli Sanat, 2021 Ocak’tan bu yana resmi bir dernek” 

Şu an neler yapılıyor, nasıl çalışmalarınız mevcut?

Leyli Sanat, 2021 Ocak’tan bu yana resmi bir dernek ve geçmişten getirdiği tüm deneyimleriyle sivil toplumda “sanatta ifade özgürlüğü” hak temelli çalışmalarla yer alıyor. Derneğimiz üç ana alanda faaliyet gösteriyor: İlki SİYAH (Sanat, Adalet, Yaşam, Adalet, Hak) adını verdiğimiz e-dergi yayını. Bu yayın aslında 6 yıllık bir dijital yayıncılık deneyiminin son versiyonu diyebiliriz. Bu e-dergiyle sivil toplum ve sanat dünyasını bir araya getiren makaleler, denemeler, röportajlar sunuyoruz. Yaklaşık 15 kişilik bir gönüllü ekibiyle iki ayda bir yayımladığımız, çok emek verdiğimiz iş. İkincisi ise dernek ofisimizde ve farklı mekanlarda gerçekleştirdiğimiz etkinlikler. Bu etkinliklerde; film ve kitap incelemeleri, okuma grupları, gösterimler, Çay Sohbetleri adını verdiğimiz yuvarlak masa buluşmaları, söyleşi ve imza günleri, tiyatro, sinema ve müzik alanında farklı atölyeleri ve daha fazlasını gerçekleştiriyoruz. Genelde dernek ekibi hafta içi kendi işiyle ilgilenirken Leyli Sanat’ta hafta sonları daha aktif olabiliyor ya da çevrim içi olarak derneğe destek sağlayabiliyoruz. Üçüncü olaraksa proje geliştirmeye gayret gösteriyoruz. İlk projemizi AB Sivil Düşün Programı üzerinden derneğin kapasite geliştirme ve dijitalleşme süreci üzerine tamamladık. Bir yandan da hibe sağlayabilecek başka kurumlara proje yazımında bulunuyoruz.

Leyli Sanat’ın açtığı bu alanların önemli olduğuna inanıyorum, sence nasıl bir önemi ve değeri var bu çalışmaların?

7 yıllık deneyime geriye dönüp baktığımda, binlerce farklı insanla, yüzlerce farklı etkinlikte bir araya gelmek ve onlar arasında etkileşim sağlamak bizim için en önemli çıktı. Şayet dijital dünyanın yaşamlarımıza bu denli nüfuz ettiği şu zamanda fiziksel olarak bir araya gelmek bizim için mutluluk verici. Bu bir araya gelişler bazen amaçsız veya çok basit amaçlarla sağlansa da sonunda katılımcılarımızın, misafirlerimizin o bir araya gelişten bir şeyler aldığını, mutlu gittiğini görmek bizim en büyük motivasyon kaynağımız. Öte yandan ifade özgürlüğünün oldukça kısıtlandığı günümüz atmosferinde sanatı bir şekilde yaşatmamız ve geliştirmemiz gerekiyor. Bunu sadece sanat üreticileri perspektifiyle değil sanatsever, tüketici kişileri de dahil ederek yapıyoruz. Zaten dernek üyelerimizin neredeyse yarısından fazlası direkt bir sanat alanıyla uğraşmadan, sadece sevdiği, içinde mutlu ve özgür hissettiği için derneğimizde yer alıyor.

Sivil toplum da sanat alanında yapılan çalışmalar da Türkiye’de günden güne daralıyor. Sizleri etkiliyor mu bu? Çalışmalarınızda sürdürülebilirliği nasıl sağlıyorsunuz?

Etkilemiyor diyen bir sivil toplum üyesi var mıdır bilmiyorum.  Tabii ki etkiliyor. Öncelikle katılımcıların ön yargıları bence en büyük etken. “Dernek” kelimesi başlı başına ürkütücü geldiği için birçok insanın üye olmakta ya da başka türlü ilişkilenmede tereddüt gösterdiğini gözlemliyoruz. Öte yandan derneğimizin kirasını ve diğer giderlerini yönetim kurulu başta olmak üzere üyelerimizle birlikte çıkarmaya çalışıyoruz. Sivil topluma verilen hibelerin azalması, sanat alanında bunun daha da belirgin görülmesi maalesef farklı kaynaklar yaratmamızı engelliyor. Şu an için küçük bir ofiste, yüksek enerjiyle çalışmalarımızı sürdürmeye çalışıyoruz ve bir şekilde çark dönüyor. Belirgin bir gelecekten söz edemesek de üyelerimizin desteği ve sanata olan bağlılığı enerjimizi kesinlikle yükseltiyor.

“Birbirimizden güç buluyor ve yaşamda öyle kalıyoruz”

Peki Leyli Sanat için “kapsayıcılık” kavramı ne ifade ediyor?

Kurulduğumuzdan bu yana dikkat ettiğimiz, önemsediğimiz, hatta özümsediğimiz bir kavram “kapsayıcılık”. Tabii bunu hangi perspektiften görüp değerlendirdiğimiz de önemli. Biz yola çıkarken “herkes için sanat” mottosunu duyurduk ve sloganımızı “Gelin, birlikte üretelim!” şeklinde paylaştık. Burada “birlikte” vurgusu çok önemli, şayet birbirimizden güç buluyor ve yaşamda öyle kalıyoruz. Bunu yaparken de herhangi bir ayrımcılık ve fobi ögesini içimizde bulundurmamaya gayret gösteriyoruz. Bizim için kapsayıcılık; derneğimizin bünyesinde yer almak, üretmek veya üretileni desteklemek amacını taşıyan herkesi bir araya getirmek anlamına geliyor.

Ayrıca dernek olarak toplumsal cinsiyet eşitliğine dair bir politika belgesi de yayımladık. Burada gönüllüler, üyeler, katılımcılar ve ilerde bizimle çalışacak kişilerin haklarını koruyacak birtakım maddelere yer verdik ve yaptığımız tüm faaliyetlerde uygulamayı hedefliyoruz. Özetle, herhangi bir kimlikten bağımsız, bir “insan” olarak kişiyi sanatla buluşturuyoruz.

Bundan sonrası için Leyli Sanat’ta nasıl çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?

Dernek ofisimizi Şubat 2024’te Kadıköy’ün merkezine, Osmanağa Mahallesi’ne taşıdık ve o günü bizim için bir dönüm/sıçrama noktası diyebiliriz. Çünkü insanların kolayca erişebildiği ve küçük, samimi havasını kolayca alabildiği bir ofis oluşturduk. 8 ay içinde hiç abartmıyorum, 500-600 kadar katılımcıyı ofisimizde etkinliklerimizde ağırlamış olabiliriz. Bu sirkülasyonu yıllar içinde daha da artırmak ve kaynaklarımız el verirse ofisimizi genişletmek istiyoruz. Aynı zamanda proje yazımı süreçlerinde kendimizi daha da güçlendirmek ve kültür-sanat alanında öne çıkan bir sivil toplum kuruluşu olarak konumlanmak nihai hedeflerimizden.

Peki sizleri nereden takip edebiliriz?

Öncelikle Kadıköy’de bulunan dernek ofisimiz, Leyli Sanat’ın dışında diğer sivil toplum kuruluşlarının da kullanabileceği bir alan paylaşıyor. O nedenle bu bilginin altını özellikle çizmek isterim. Bize merhaba@leylisanat.org e-posta adresi üzerinden yazabilirler. Sosyal medyada kendi profesyonel deneyimimden ve gönüllü diğer arkadaşlarımızın katkılarından ötürü oldukça aktifiz, oralardan da bizleri takip edebilirler. LinkedIn, Instagram, Facebook, X ve YouTube üzerinden bizi Leyli Sanat Derneği yazarak kolayca bulabilirler. Tekrardan desteğin ve görünürlüğümüze katkın için teşekkür ederim.

Sevgi ve dayanışmayla!

Kaos GL Dergisine ulaşın

Bu yazı ilk olarak Kaos GL Dergisi'nin Cinsel Sağlık dosya konulu 199. sayısında yayınlanmıştır. Dergiye kitapçılardan veya Notebene Yayınları’nın sitesinden ulaşabilirsiniz. Online aboneler dergi sitesinden dergiyi okuyabilir.

*KaosGL.org’ta yayınlanan köşe yazıları, KaosGL.org’un editoryal çizgisini yansıtmak zorunda değildir. Yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.



Etiketler: medya, kültür sanat, yaşam, özel haber
2024