15/08/2017 | Yazar: Umut Güner
İstanbul’da yeni başlayan bekçilik uygulamasını yerel yönetimlerden LGBTİ+ aktivistlerine sorduk.
İstanbul’da yeni başlayan bekçilik uygulamasını yerel yönetimlerden LGBTİ+ aktivistlerine sorduk: “Doğru düzgün açıklanmadı”, “LGBTİ+lar için tehdit olabilir”, “Görev, yetki ve sorumlulukları belirsiz”…
İstanbul’da ‘Gece Kartalları’ ismi takılan 386 bekçi dün (14 Ağustos) göreve başladı. Özel harekat polislerinin de katıldığı derslerde araç durdurma ve silah kullanma dersleri alan bekçiler 386 kentin farklı noktalarında güneşin batışından (22.00-06.00) doğuşuna kadar görev yapacak. Bekçilere ilk gün devriyesinde polisler eşlik etti.
İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan bekçilere konuşmasında, “Silahınızı kullanmakta tereddüt etmeyin. Kanuni hakkınız doğduğunda, yetkiniz ne ise kullanmakta hiç tereddüt etmeyin. Mevzuatı iyi bilin. Mevzuatı iyi bilirseniz, özgüveniniz daha yüksek olur” dedi.
İstanbul’da hayata geçen bu uygulamayı yerle yönetimlerden LGBTİ+ aktivistlerine sorduk. Beşiktaş Belediye Meclis Üyesi Sedef Çakmak, Şişli Belediyesi Eşitlik Birimi’nden Elif Avcı ve Çelik Özdemir ile İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Yerel Yönetimler sorumlusu, Beşiktaş Belediyesi çalışanı Ejder Narsap uygulamaya ilişkin düşüncelerini KaosGL.org’a anlattı.
Doğru düzgün açıklanmayan yeni kolluk güçleri
Sedef Çakmak: Hükümet yetkililerinin bu yeni bekçilik sistemine neden ihtiyaç duyulduğunu iyi açıklayamadığını düşünüyorum. Hükümetin devletin tüm organlarını kullanarak yaptığı hak ihlalleri artık sıradan hale gelmişken, memlekette yaşayan herkesin tedirgin olduğu bir ortamda bu bekçilik sistemi "halkın yararına" bir olay olsa bile insanların haklı endişelerini dindirmek yerine arttırmaktadır.
Doğru düzgün açıklanamayan yeni kolluk güçleri yaratmak yerine devletin esas yapması şey acilen toplumun devlete olan güvenini yeniden inşa etmesidir. Bunun için de OHAL sürecinin sona erdirilmesi, devlet eliyle yapılan hak ihlallerine son verilmesi, bağımsız ve özgür basın ve medyanın yeniden canlandırılması ve bağımsızlığı iyice tartışmalı hale gelmiş olan mahkemelerin siyasi iradeden kurtarılması gerekmektedir. Hükümet devletin gücünü kullanarak bu süreci devam ettirdiği takdirde toplumdaki güvensizlik iyice artacaktır.
Bekçiler mahalle sakinleri ile nasıl ilişkilenecek merak ediyorum
Elif Avcı: Sistemin temel amacını uygulamada göreceğiz sanırım. Çünkü bir yandan mahalli güvenlik, artan mahalli suç oranları (sokakta yaşayan popülasyonun da artması vb.) akşam eve rahat dönmeniz için geçici özel önlem çerçevesinde yapıyoruz bunu da diyebilirler ki insanlarla konuştuğumda aktivist çevreler dışında olanlar bunun büyük bir ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Ben daha temkinli yaklaşma taraftarıyım. Mahalle "abilerine" dönüşür mü bu daha birkaç aylık eğitim ile silah verilen ve kullanmaktan çekinmeyin denilen bu bekçiler, yeni bir fişleme yolu mu olur, neden belediyelerin zabıta müdürlüklerine tanımlanan kadrolar arttırılarak mahalli olarak çözülmedi de polis teşkilatı altına bağlandı? Yetki kapsamları ne olacak?
Belli bir yaş grubunun bekçi kavramına yaklaşımı ile daha genç grupların yaklaşımı da bir değil. Mahalle sakini ile nasıl ilişkilenecek bu insanlar merak ediyorum.
LGBTİ+lar için nasıl bir tehdit oluşturacak?
Çelik Özdemir: FETÖ soruşturmalarıyla beraber emniyet personelinde ciddi bir kayıp yaşadılar. Yaşanan kaybı da hemen gideremiyorlar anladığım kadarıyla. Belki böyle bir ara çözüm bulmuş olabilirler. Fakat görev-yetki ve sorumlulukları belli olmadan, kime bağlı, kimden emir alacağı bilinmeyen, silahlı güçleri İstanbul sokaklarına salmak son derece tehlikeli bir geçiş.
Dikkat ederseniz, atamalarının yapıldığı gün öğrendik bu bekçileri. Nasıl bir eğitim aldılar, nerelerde görev alacaklar, neye müdahale edip neye karışmayacaklar gibi ciddi sorular var aklımda. Özellikle yalnız yaşayan kadınlar, LGBTİ+’lar, mülteci ve göçmenler için nasıl bir tehdit oluşacağını merak ediyorum. Geliş-gidişler, misafirler konularında da ''kızlı/erkekli'' yaşanan evlerle ilgili Gezi sonrası yapılan açıklamalar için atılmış bir adım mıdır ya da vatandaşlardan birbirlerini ihbar etmelerini istedikten sonra gerekli ihbar alınamadığı için mi bu yol seçilmiştir?
Bu grup daha sonra polis mi yapılacaktır? Neye göre terfi alacaklar, ödüllendirme sistemleri ''ihbar'' üzerine mi kurulu olacak henüz bilmiyoruz. AKP'nin kendi ordusunu oluşturmak için başka bir koldan da düğmeye basmış olma ihtimalini çok ama çok tehlikeli görüyorum.
“Neyimin bekçisi?”
Ejder Narsap: Yaş itibari ile mahalle bekçileri ile büyümüş ve onlarla yemeğini, çayını paylaşmış biri olarak şunu net belirtmeliyim ki günümüzde gündeme gelen ve faaliyete geçen bu “bekçi olayı” çocukluğumuzdaki “Bekçi Amca” değildir. Bunun eminim hepimiz farkındayızdır.
Aylar önce ilk duyduğumda aklıma İran’daki “Devrim Muhafızları” geldi. Ama açıkçası önce iyi düşünüp bu kadarını da yapamazlar demiştim. Bugünden itibaren artık gündemimizde ve hayatımızdalar. Kimlerden oluşuyor, ne zaman hizmet alımı yapıldı ve şartnamesi neler bilmiyorum açıkçası. Fişlenme korkusundan da BİMER’e sormaya çekiniyorum. Üniversitelerde ve birçok alanda özel güvenlik terörünü hepimiz gayet iyi bilirken, bellerinde silah ve ego ile mahallelerimizde devriye atacak olan günümüz bekçileri beni ürkütüyor.
Bekçilikle beraber lubunyaların ve kadınların hayatı daha da zorlaşacak. Meşhur muhtar toplantıları ile başlayan ihbarcılık sürecinin meyveleri aslında bunlar. Kim saat 22:00’den sonra alkol aldı, kim kiminle yürüyor, kim nasıl giyindi vb gibi örnekler… Alperenler ve Osmanlı Ocakları’na göz kırmalarının sonucu olarak devlet paramiliter güçlerini oluşturdu diyebiliriz.
Etiketler: insan hakları, kent hakkı