16/04/2024 | Yazar: Boran Mergen
Keskesor Amed LGBTİ+ Oluşumu'ndan Ronya ve Deniz, Amed Newrozu öncesinde ve sonrasında yaşananları KaosGL.org’a anlattı.
İzmir ve İstanbul’da LGBTİ+’lara polis ve nasyonalist grupların saldırmasının ardından, Keskesor Amed LGBTİ+ Oluşumu’ndan Ronya ve Deniz ile Amed’te bir araya gelerek Newroz öncesinde ve sonrasında yaşanan gelişmeleri konuştuk.
Newroz’un onlar için ne ifade ettiğini sormamız üzerine Keskesor’dan Deniz, Newroz'un tüm kesimler için birleştirici bir güç olduğunu ve aynı zamanda özgürlük mücadelesi için bir araya gelen milyonların umudu olduğunu belirterek “Newroz benim için baharın gelişini ifade ediyor ama diğer yandan da bunun içerisinde direnişler var. Özgürlük için, özgürlük mücadelesi için bir araya gelen milyonlar var. O milyonların umudu var. Ve farklı farklı kesimlerin de aslında bir araya geldiği bir gündür Newroz günü.” dedi. Keskesor’dan Ronya ise “Benim için Newroz yeniden doğuşu ifade ediyor diyebilirim.” dedi.
Newroz lubunyaların da özgürlük ve direniş bayramı
Newroz’un Keskesor ve LGBTİ+’lar için ne ifade ettiğini sorduğumuzda ise Deniz, Newroz’un barış, demokrasi ve özgürlük taleplerinin dile getirildiği bir alan olduğunu ifade ederek, “Bu direniş bayramında lubunyalar olarak var olmak, alanda kendi rengimizle yer almak bizim için çok önemli. Çünkü alanda hem bir Kürt olarak oradayız hem de LGBTİ+ kimliğimizle oradayız. İki kimliğin kesişimselliğinin bir alanıdır Newroz. Biz Kürt LGBTİ+lar bu coğrafyada, bu kentte yaşıyoruz. Ve evet Newroz, lubunyaların da bayramı, bizim de direniş bayramımız” ifadelerini kullandı.
Lubunyaların sadece Newroz alanlarında değil hayatın her alanında görünür olmanın önemini vurgulayan Ronya ise, “Özellikle sosyal medyada herkesin söylem haline getirdiği bir soru var, “Niye oradasınız?”. Bizim yerimiz zaten aslında orası. Sırf heteroseksüel olmadığımız için bizi alan dışında bırakamazsınız. Aynı taleplerle oradayız. Biz Kürt özgürlük mücadelesinin bir parçasıyız, tarafıyız. Ulusal özgürlük mücadelesi bizim de mücadelemiz” dedi.
“Aynı taleplerle o alana giriyoruz”
LGBTİ+’ların neden Newroz alanlarında olduklarına yönelik tartışmaları ve bu tartışmalar için ne düşündüklerini sorduğumuzda ise Deniz ve Ronya, Newroz’un Kürt LGBTİ+ların da bayramı olduğunu ve barış talebiyle orada olduklarını söylediler. Deniz, “Aynı talepleri istiyoruz. Senden bir iki tane fazla talebim var. O kadar. Bırak onu da ben orada dile getireyim yani. Hani Newroz birleştirici bir güç ya, bir başkaldırı günü ya. Ben de başkaldırıyorum seninle. Aynı derdi yaşıyoruz. Aynı taleplerle o alana gidiyoruz. Benim orada bulunmam seni rahatsız etmesin, seni daha da güçlendirsin. Beraber güçlenelim” dedi.
Ronya ise, “Hem bir Kürt olarak var olmam hem de lubunya olarak var olmam, Newroz alanında var olmamın temelini kapsıyor. Her ikisini birden içimde barındırdığım için özellikle orada olmam lazım diye düşünüyorum’’ diye konuştu.
Görünürlük kaygısı katılımı etkiliyor
Amed Newroz kutlamalarında lubunyaların katılımının az olduğunu ifade eden Ronya, bunun temel sebebinin görünürlük kaygısı olduğunu belirtti. Çevre illerden gelen lubunyaların olduğunu ancak bu grupların da görünürlük sorunu yaşadığını dile getirerek, “Çevre illerde lubunyalar var. Örneğin “Keskesor Van” da var. Ama şöyle ki, görünürlük sorunu var. Çok fazla lubunya var aslında ama görünürlük sorunu oluyor. Biz etkinlik yaptığımız zaman, Bitlis'ten, Batman’dan gelen oluyor. Van'dan, Mardin’den gelen oluyor. Ama işte onlar etkinlik, biz bize oluyoruz fakat Amed Newroz alanı öyle değil maalesef. Herkesin görünürlük noktasında kaygısı ve korkusu olabiliyor” dedi.
“Hepimizin barışa ihtiyacı var, en çok da biz lubunyaların”
Newroz alanında hak ve taleplerin dile getirilmesi açısından lubunyaların da olmasının önemini vurgulayan Deniz, “Lubunyalar Amed Newrozu’na ilk 2007-2008 senesinde katılmış. İlk gökkuşağı o yıllarda dalgalanmış Newroz alanında. Newroz günleri, kitlesel taleplerin dile getirildiği günler aynı zamanda. Bizim alandaki varlığımızda LGBTİ+’ların hak taleplerini dile getirmek açısından çok önemli bir yere sahip. Keskosor’un katıldığı 2013 yılındaki Newroz barış sürecinin başladığının duyurusunun yapıldığı bir gündü. Bu nedenle de çok önemli bir yerde duruyordu bizim katılımımız. Sonuçta hepimizin barışa ihtiyacı var, en çok da biz lubunyaların” dedi. Ronya ise “Barış süreci olmadan lubunyalar da hiçbir şekilde maalesef özgürce yaşayamayacaklar. Tek çözüm yolu barış” ifadelerini kullandı.
“Ötekinin ötekisiyiz”
Amed Newroz etkinliklerinin geçmişte lubunyalar için güvenli bir alan sunduğunu belirten Deniz, 2019 yılından sonra fobik saldırılarla karşılaştıklarına değindi. Hep beraber halaylar çekip, gökkuşağı bayraklarını dalgalandırdıklarını dile getiren Deniz, “2019 senesinde attığımız sloganları bahane gösteren lubunyafobikler bizlere saldırdı ve alandan çıkmak zorunda kaldık. Sonrasındaki seneler de bu saldırıların devam ettiği Newrozlara dönüştü bizler için.” dedi. “Ötekinin ötekisiyiz” diyen Ronya ise, “Gerekirse Newrozlara daha güçlü, daha kalabalık bir şekilde gideceğiz. Evet alanın önlemini alacağız ama Newrozlara da beş kişiyle, on kişiyle gitmeyeceğiz. Belki elli kişiyle, belki yüz kişiyle gideceğiz ama hep gideceğiz” dedi.
“İstanbul ve İzmir’de yaşanan saldırılardan sonra Amed’te Tertip Komitesi bizlere bir adım attı”
İzmir ve İstanbul’daki Newroz etkinliklerinde polis ve nasyonalist gruplar tarafından LGBTİ+’lara yönelik gerçekleştirilen saldırılar hakkında ne düşündüklerini ve olayların Amed Newrozu’na nasıl yansıdığını sorduğumuzda ise, Ronya saldırıların Amed Newrozu’ndaki önlemleri arttırdığını dile getirerek, “İstanbul ve İzmir'de yaşanan saldırılardan sonra bu sefer onlar da şapkayı önlerine bıraktılar. Amed’te de aynı saldırılar yaşanırsa, bu sefer onlar da büyük tepkiler alabilirlerdi. Bunun için aslında tertip komitesi de bu sefer bize doğru bir adım attı. İstanbul ve İzmir’de yaşanan olaylar burada da yaşanmasın diye” dedi.
“Hepimizi onaran bir Newroz’du”
Tertip komitesinin LGBTİ+’lar için bir arama kontrol noktasına X-ray cihazı koyduğunu ifade eden Deniz, kendilerini polise aratmak istemeyen translar ve non-binarylerin o cihazı kullanılarak aramalardan geçebildiğini belirtti ve “Barış anlamına gelen Kürtçe “AŞİTİ”nin harflerinin yazdığı tişörtler giyen arkadaşlarımız vardı. Newroz alanın farklı bölgelerinden bir araya geldiler ve “AŞİTİ” yazısı ortaya çıktı. Kendi renklerimizle orada barış talebimizi dile getirmiş olduk. Gökkuşağı bayrağımızı da açtık. Alandaki insanlar da dayanışma gösterdi. Çok güzel bir Newroz’du kısacası. Ve hepimizi gerçekten onaran bir Newroz’du” dedi.
Nasyonalist grupların, insanların motivasyonlarını ve morallerini bozmak amaçlı provokasyonlarla alanlara gönderildiğini söyleyen Deniz, “Bu sene Amed Newrozu’nda alınan önlemlerin, bütün kentlerde alınması gerekiyor. Bunda da Newrozu örgütleyen tertip komitesinde çok fazla iş düşüyor. Buradaki pratikler, umarım diğer tertip komitelerine de örnek olur” dedi.
“Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”
Son olarak “LGBTİ+ hareketine ve lubunyalara ne söylemek istersiniz?” sorusuna Ronya,
“Newroz herkes içindir. Newroz kucaklayıcı bir alandır. O nedenle herkesin mutlaka hayatında en az bir kere Amed Newrozu’na gelmesi, o ruhu ve heyecanı yaşaması gerekiyor. Ayrıca
Newroz kutlamalarında artan LGBTİ+’lara yönelik bu şiddete karşı başka LGBTİ+ örgütleri olmak üzere tüm dost kurumların başta Newroz olmak üzere özel günlerde, kitlesel buluşmalarda LGBTİ+larla alanlarda dayanışma göstermesi, yan yana durması gerekiyor. Durmalılar da. Newroz alanında attığımız bir slogan vardı “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” Bu sloganı yaşatmalıyız” dedi.
*Bu haber, Avrupa Birliği’nin maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla KaosGL.org’un sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.
Etiketler: insan hakları, nefret suçları, beda