13/06/2012 | Yazar: Kaos GL
1 Mayıs’ta bankalara saldırdıkları iddiasıyla gözaltına alınarak tutuklanan 15 kişiden 12’si, Metris Cezaevi’nde süresiz-dönüşümlü açlık grevine başladı.
1 Mayıs’ta bankalara saldırdıkları iddiasıyla gözaltına alınarak tutuklanan 15 kişiden 12’si, Metris Cezaevi’nde süresiz-dönüşümlü açlık grevine başladı.
1 Mayıs’ta bazı özel şirketlerin camlarının kırılması sebep gösterilerek "Terörle Mücadele" Polisleri tarafından 14 ve 28 Mayıs tarihlerinde yapılan ev baskınlarıyla gözaltına alınanlardan 14 kişi tutuklanmıştı. Geçen hafta bir kişinin daha tutuklanmasıyla toplam tutuklu sayısı 15 oldu.
“Özel Yetkili savcıların hayali terör örgütü”
Açlık grevine başlayan tutsak anarşistlerin Adalet Bakanlığı’na gönderdikleri dilekçede şu noktalar belirtildi:
“Bizler, Metris 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde A-7 nolu koğuşta, hakkımızda henüz iddianame oluşturulmamışken, 1 Mayıs 2012’de "Toplantı ve Yürüşlere Silah veya 23. Maddede Belirtilen Aletlerle Katılma", "Kamu malına zarar verme" suçlarını işlediğimiz iddiasıyla tutuklu olarak yargılanan 15 kişiyiz.
Söz konusu atılı suçlardan yargılanan insanlar Asliye Ceza Mahkemeleri’nce yargılanırken, bizim davamız, asılsız ve yetersiz delillere rağmen Ağır Ceza Mahkemeleri’nce ve Özel Yetkili savcılar tarafından hayali bir terör örgütü kapsamında değerlendirilmektedir. Üstelik dosyadaki gizlilik kararı sebebiyle biz ve avukatlarımız, hakkımızda sunulacak deliller hakkında bilgi sahibi olamıyoruz. Oysa aynı anda dosyada gizlilik kararı verilmesi ve tutuklama tedbirlerine başvurulması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılık teşkil etmektedir. Sorgulama sürecinde gözaltına alınan bireyler, mülakat adı altında, avukat nezareti olmadan, birbirilerini tanımamalarına rağmen "hayali terör örgütü" dahilinde birbirleriyle ilişkilendirilmeye zorlanmışlardır.
“Tutukluların aileleri baronun gönderdiği avukatlar ve polis memurlarınca asılsız beyanlarla korkutulmuştur”
Gözaltı ve sorgulama sürecinde, ortada bir örgüt olmamasına rağmen, sadece terör örgütü üyelerinin faydalanabileceği bir yasa olan "Etkin Pişmanlık Yasası" bireylere dayatılarak ifadeleri alınmıştır. Bireyler tanımadıkları insanlar hakkında, baronun gönderdiği avukatların yanlış yönlendirmeleriyle asılsız ifadeler vermeye zorlanmıştır. Bireylerin evlerine düzenlenen baskınlarda el konulan ve yasal gazete, dergi, kitap vb. materyaller örgütsel doküman sayılarak delil vasfıyla öne sürülmüştür. Kimi şahıslar etnik kimliklerinden ötürü bir örgüt ile bağlantılandırılmaya çalışılmış ve psikolojik baskıya maruz kalmışlardır. Birçoğunun aileleri baronun gönderdiği avukatlar ve polis memurlarınca asılsız beyanlarla korkutulmuştur. Gözaltı ve tutuklamalar sebebiyle lise ve üniversitelerde eğitim süreci devam eden kimi tutukluların sınavlara katılmaları lise ve üniversite idareleri tarafından engellenmiş, kimininse eğitim dönemi dondurulmuş, eğitim hayatları sekteye uğratılmıştır. Bunun yanı sıra aramızdaki çalışan, insanlar tutuklamalar gerekçe gösterilerek işten çıkarılmış, maddi ve manevi zarara uğratılmışlardır.
Maddi sebeplerden dolayı özel avukat talebinde bulunamayan bireylerin barodan talep ettikleri avukatlar, ifade süresince müvekkillerinin aleyhinde tutum ve davranışlar sergileyerek yargılanma sürecini olumsuz yönde etkilemişlerdir. Kimi avukatlar dosyanın terör kapsamında olduğunu öğrenince davadan çekilmiş, kimi avukatlar ise "Tutuklansın" diyerek avukatlık etiğine sığmayan söylemlerde bulunmuşlardır.
“Polis memurlarının hayal ürününden ibaret olması kuvvetle muhtemel bir gizli tanığın yalan ve asılsız ifadeleri”
Kimliği açıklanmayan, hatta iddianamede açıklanacağından dahi emin olmadığımız, polis memurlarının hayal ürününden ibaret olması kuvvetle muhtemel bir gizli tanığın yalan ve asılsız ifadeleri aleyhte delil olarak sanıklara sunulmuş ve birçoğunun tutuklanmasında etkili olmuştur.
Yukarıda belirttiğimiz tüm bu hukuksuzluklar göz önünde bulundurularak biz on beş kişi, tutukluluğumuzun keyfi olduğunu düşünüyor, serbest bırakılmayı talep ediyoruz. Tüm bu haksızlıklardan dolayı aşağıda ismi geçen on iki kişi olarak 11 Haziran 2012 tarihinden itibaren dönüşümlü olarak süresiz açlık grevinde olduğumuzu bildiriyoruz.”
11 Haziran’da açlık grevine başlayan tutsak anarşistler şunlar: Beyhan Çağrı Tuzcuoğlu, Burak Ercan, Emirhan Yavuz, Hasan Savcı, İshak Tayak, Savaş Düzdaş, Sinan Gümüş, Oğuz Topal, Murat Gümüşkaya, Tayfun Kılıç, Umut Çelik ve Yenal Yağcı.
Anarşist tutsaklarla dayanışma için mektup ve kart kampanyası: Bilgi için tıklayın

Ne oldu…
12 Haziran Salı: Yaşanan hukuksuz, asılsız iddialarla dolu sürece ve baskılara karşı 12 anarşist tutsak dönüşümlü olarak süresiz açlık grevine girdiklerini duyurdu.
9 Haziran Cumartesi: Operasyonlar kapsamında tutuklu bulunan 15 kişi arasındaki 3 lise öğrencisi, muhalif kamuoyuna seslenen bir mektup gönderdi. Mektup için tıklayın
6 Haziran Çarşamba: 1 Mayıs operasyonları kapsamında bir kişi daha gözaltına alınması ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Toplam tutuklu sayısı 15 oldu. Tutuklanan: İshak Tayak
2 Haziran Cumartesi: Tutuklu aileleri ve yakınlarının oluşturduğu "1 Mayıs Tutsaklarıyla Dayanışma İnisiyatifi" Taksim’den Galatasaray Meydanı’na bir yürüyüş yaparak basın açıklaması gerçekleştirdi.
1 Haziran Cuma: Anarşist gözaltı operasyonlarının ikinci dalgasında 7 kişi gözaltına alınarak adliyeye sevk edildi. Mahkemeye sevk edilen 5 kişiden 5’i de tutuklandı. Tutuklu isimleri: Hasan Savcı, Savaş Düzdaş, Tayfun Kılıç, Tugay Serin, Umut Çelik.
27 Mayıs Pazar: 9 Anarşist tutuklu Metris Cezaevi’nden mektup gönderdi.
17 Mayıs Perşembe: Evleri basılarak gözaltına alınan 45 kişiden adliyeye sevk edilen 35 kişi arasından 20 kişi serbest bırakıldı. Tutuklanmaları talebiyle mahkemeye çıkan 15 kişiden 9’u tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderildi. Tutuklananlar: Beyhan Çağrı Tuzcuoğlu, Burak Ercan, Deniz, Emirhan Yavuz, Murat Gümüşkaya, Oğuz Topal, Sinan Gümüş, Ünal Can Tüzüner, Yenal Yağcı.
Etiketler: insan hakları