12/09/2008 | Yazar: KAOS GL

İzmir’de 5 Ekim 2007 tarihinde oluşturulan İzmir Yurttaş Meclisi, uzun bir çalışmanın ardından hazırladığı, temel hak ve özgürlükleri içeren Anayasa metnini 11 Eylül 2008 tarihinde basına ve kamuoyuna

İzmir’de 5 Ekim 2007 tarihinde oluşturulan İzmir Yurttaş Meclisi, uzun bir çalışmanın ardından hazırladığı, temel hak ve özgürlükleri içeren Anayasa metnini 11 Eylül 2008 tarihinde basına ve kamuoyuna açıkladı. Açıklamayı İzmir Yurttaş Meclisi Sekreteryasından Prof. Dr. Melek Göregenli, Haluk Tekeli, Coşkun Üsterci, Melih Yalçın ve Doç. Dr. Nilgün Toker Kılınç yaptılar. Konak Belediyesi Kültür Merkezi Nevzat Benal salonunda yapılan basın toplantısında Anayasa metni basına ve katılımcılara dağıtıldı.

Coşkun Üsterci, ‘İzmir Yurttaş Meclisi’nin temel amacı bir anayasa biçimlendirmek değil, daha çok anayasanın içermesi gereken hak ve özgürlükleri ifade etmektir. Dolayısıyla söz konusu metin, bir anayasa taslağı olmaktan çok anayasanın özgürlükçü ve demokratik bir niteliğe sahip olması için taşıması gereken asgari unsurları göstermeye çalışan bir metindir.’ dedi.

Toplantıda yapılan açıklamanın tam metni aşağıda sunulmaktadır;
‘Bugün ülkemizdeki var olan hukuk düzeninin ve onu belirleyen12 Eylül Anayasası’nın, yapılan tüm değişikliklere karşın "siyasal istikrar ve temsilde adalet konusunda" yeterli olmadığı, toplumsal gelişmeye hizmet etmediği ortadadır. Bu durumdan çıkışın yolu bir takım kısmi değişikliklerden çok yeni bir anayasa yapma sürecinin tasarlanmasıdır.

Toplum, bir yandan devleti topluma ve bireye karşı koruma esasına dayalı bir otoriterlik ile diğer yandan toplumu tek biçim ve değerli bir ‘birlik-bütünlük’ olarak gören dinsel ya da etnik özcülüğün tahakkümcülüğü arasına sıkıştırılmıştır.

Açıktır ki bu kriz ve sıkıştırılmışlık halinden çıkışın tek yolu hak ve özgürlükleri genişletmekten ve böylelikle demokratik bir toplumsallığın tesisinden geçer. Aksine içinde bulunduğumuz durumun asıl nedeni olan 12 Eylül korku rejimi vb. her türden otoriter ve dinsel ya da etnik özcülüğe dayalı çözüm arayışları yeni sorun ve krizlere neden olarak çıkışı imkansız hale getirecektir.

Bu bakımdan demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi yeni bir anayasa talebinde bulunmak ve bunun gerçekleştirilmesi için çalışmak, ülkede demokratik bir toplumsallığın tesisi için önemli bir imkan ve zemin oluşturacaktır.

Çünkü, anayasa yurttaşların bir arada nasıl yaşayacaklarına karar verdiği ve bu kararı bir ortak akıl/ortak bağ olarak ürettiği bir metindir. Dolayısıyla da anayasa yapmak bir onaylama/reddetme pratiğinin ötesinde esasen herkesin eşit yetki ve kanaat gücüyle katılabildiği bir yurttaşlar arası müzakere sürecini gerektirir. Hegemonik yapıların dışardan ve önceden bir belirlemesi/müdahalesi olmaksızın yurttaşların doğrudan kurucu unsur olarak yer aldığı bu kamusal müzakere alanı ise demokratik toplumsallılığın bizatihi kendisidir. Başka bir deyişle yurttaşların kendi müşterek yaşam formunu belirleme iradesini ortaya koymadığı bir anayasa yapma süreci her türlü ‘sivillik’ iddiasına rağmen anti-demokratik olacaktır.

Bu bakımdan bir anayasanın niteliğini belirleyen şeyin aslında onun yapılma biçimi olduğunu düşünen farklı meslek ve görüşlerden kadınlar ve erkekler, 05.10.2007 tarihinde İzmir Yurttaş Meclisi adı altında bir araya gelerek aşağıdaki ilkeler çerçevesinde anayasa yapma sürecine müdahil olmaya karar vermiştir.

Buna göre 12 Eylül Anayasası’nın tüm sonuçlarıyla ilgası için oluşturulacak yeni demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasa;

• Militarist devlet ve toplum düzeni ya da günümüzde ikame edilen güvenlik rejimi anlayışı zihniyetinden arınmış;

• Yurttaşlığı, herkesin etnik kökeni, dinsel inançları, mezhebi, cinsiyeti, cinsel yönelimi, siyasal görüşleri nedeniyle ya da başkaca bir nedenden dolayı ayrımcılığa uğramaksızın, eşit hak ve sorumluluklar ile donatılacağı biçimde yeniden tanımlayan;

• Eşitlik ilkesini, yalnızca ‘hukuk önünde eşitlik’ statüsü olarak görmeyen; Sosyal adalet ve dolayısıyla eşitliğin sağlanması için çalışanların ekonomik ve sosyal haklarını neo-liberal saldırganlık karşısında koruyan, güçlendiren ve güvence altına alan; bu yolla toplumda bir ortak adalet ülküsünün paylaşılmasını sağlayan;

• Yurttaşı bir düzen mantığı içinde ‘uyruk’ durumuna düşürmeyen;

• Hak ve özgürlükleri sınırlandırmayan; güvence altına alan;

• Özgürlük ilkesini, yurttaş özgürlüğünün kayıtsız şartsız tesisi olarak yapılandıran;

• Adalet ilkesinin hak ve yasaya uygunluk olarak tesisi için yargı bağımsızlığının kayıtsız şartsız sağlayan;

• Doğal ve kültürel varlıkları tüketilecek bir kaynak olarak görmeyen; insanlarla birlikte tüm canlıların yaşam sürekliliğini güvence altına alan bir anayasa olmalıdır.

Böylesi ilkelerden hareketle İzmir Yurttaş Meclisi geçtiğimiz kış ve bahar aylarında gerçekleştirdiği bir dizi toplantı ve çalıştay sonucunda ekteki anayasa metnini hazırlamıştır.
Ancak hemen belirtmek gerekir ki, İzmir Yurttaş Meclisi’nin temel amacı bir anayasa biçimlendirmek değil, daha çok anayasanın içermesi gereken hak ve özgürlükleri ifade etmektir. Dolayısıyla söz konusu metin, bir anayasa taslağı olmaktan çok anayasanın özgürlükçü ve demokratik bir niteliğe sahip olması için taşıması gereken asgari unsurları göstermeye çalışan bir metindir.

Sonuç olarak; İzmir Yurttaş Meclisi böylesi bir içerikle oluşturulacak anayasanın bir daha asla darbelere izin vermeyecek şekilde bir geçmişle hesaplaşma ve geleceği kurmanın yanı sıra her türlü özcülüğü toplumsal ilişkilerden bertaraf etmenin politik zeminini oluşturacağına inanmaktadır. Bu inançtan hareketle de 12 Eylül askeri darbesinin yıldönümünde ‘bir daha asla’ demek üzere tüm yurttaşlarımızı Eşitlikçi, Özgürlükçü ve Demokratik Bir Anayasa yapma sürecinde oluşturmaya çalıştığımız bu irade ve güç birliğine katılmaya davet ediyoruz.

11 Eylül 2008 / İzmir

İZMİR YURTTAŞ MECLİSİ

http://www.izmiryurttasmeclisi.org

Etiketler: insan hakları
nefret