06/03/2025 | Yazar: Kaos GL
Merkez, sosyal medya hesaplarından yayınladığı metinde Medeni Kanun ve Ceza Kanunu’nda yapılması öngörülen LGBTİ+ karşıtı düzenlemeleri değerlendirdi.
Ankara Barosu LGBTİ+ Hakları Merkezi, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımla Türk Ceza Kanunu’nda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklif Taslağı’na ilişkin değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaştı.
Merkez, değerlendirmesinde değişiklik yapılması öngörülen Türk Medeni Kanunu’nun 40’ıncı maddesi ve Türk Ceza Kanunu’nun 93’üncü ve 225’inci maddelerini değerlendirdi.
Merkez’in değerlendirmesinden satırbaşları şöyle:
“Taslak ile düzenlenmesi önerilen ve LGBTİ+ları doğrudan ilgilendiren üç maddeden ilki Türk Medeni Kanunu’nun ‘cinsiyet değişikliği’ başlıklı 40. Maddesidir. Halihazırda çağdaş ülkelerdeki standartların oldukça gerisinde olan ve kişilerin temel haklarını ihlal eden cinsiyetin hukuken tanınması sürecine dair mevcut düzenleme, tasarıyla beraber biçimde daha da zorlaştırılmaktadır.”
Değerlendirmenin tamamı için tıklayın.
“Translar doğumda kendilerine atanan cinsiyet kimliğinden başka bir cinsiyet kimliğini benimseyen kişilerdir. Transların benimsedikleri cinsiyet kimliğiyle uyumlanma süreci LGBTİ+ hakları hareketi tarafından cinsiyet uyum süreci olarak ifade edilir. Bu süreç hormon kullanmayı ve ameliyatları içerebileceği gibi sosyal uyum olarak ifade edilen farklı bir isim kullanma, farklı cinsiyet ifadelerini kullanma gibi şekillerde de olabilir. Dolayısıyla cinsiyet uyum süreci herhangi bir medikal süreci içermek zorunda değildir; bu tarz bir süreçte olmayan kişiler de aynı şekilde trans cinsiyet kimliğine sahiptir. İnsanların cinsiyet kimliğine ilişkin hakları en temel kişisel haklardan biridir. Cinsiyet uyum süreci, kişinin kendini ifade etme biçimidir ve bu sürecin, tıbbi müdahalelerle veya yasal engellerle kısıtlanması, kişinin özgürlüğüne müdahale anlamına gelir.”
Değerlendirmenin tamamı için tıklayın.
“Taslak metin kapsamında LGBTİ+’ları doğrudan ilgilendiren üçüncü değişiklik önerisi hayasızca hareketler suçuna ilişkin ceza kanunundaki maddeye ilişkindir. Önerilen düzenleme ile herhangi bir gerekçe belirtilmeden hayasızca hareketler suçunun cezası arttırılmakta ve ayrıca iki yeni fıkra önerisiyle “doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunmayı alenen teşvik eden, öven veya özendiren kişiler”in ve “nişan veya evlenme töreni yapan aynı cinsiyette kişiler”in cezalandırılması öngörülmektedir. Madde gerekçesinde değişikliğin amacı “tek tipleştirme ve cinsiyetsizleştirme akımlarıyla daha etkin mücadele edilmesi” ve “fiziki ve ruhsal açıdan sağlıklı bireylerin ve nesillerin yetiştirilmesi ile aile kurumunun ve toplum yapısının korunması” olarak ifade edilmektedir. LGBTİ+ların devlet tarafından hastalık ve tehdit olarak değerlendirilmesi Anayasaya ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırılık teşkil etmektedir.”
Değerlendirmenin tamamı için tıklayın.
Etiketler: insan hakları, siyaset, sağlık hakkı
1720430400.jpg)