23/03/2021 | Yazar: Kaos GL
Ankara Barosu LGBTİQ+ Hakları Merkezi: “Anayasa'ya aykırı olarak İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kararını tanımıyoruz, haklarımız için mücadeleye devam edeceğiz!”
Ankara Barosu LGBTİQ+ Hakları Merkezi, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararını tanımadığını, LGBTİQ+ hakları için mücadeleye devam edeceğini duyurdu:
“Bugün eşitliğe, özgürlüğe ve hukuk devletine inanan her kişi ve kurumu Cumhurbaşkanı Kararı ile Anayasa'ya aykırı şekilde feshedilen İstanbul Sözleşmesi'nin hak mücadelesindeki öncü rolü ve büyük bir birikim içeren tarihi ile birlikte kazanılmış haklarımızı savunmaya çağırıyoruz.
İstanbul Sözleşmesi LGBTİQ+’ların, kadınların, mültecilerin, çocukların, yaşlıların yaşam hakkı başta olmak üzere birçok hakkını temel alan, şiddete karşı koruyan hukuki bir metindir. Bu sözleşme ile cinsel yönelimi, cinsiyet kimliği çeşitliliği şiddete karşı korunarak güvence altına alınmaktadır.
Kadına ve LGBTİQ+’lara karşı sistematik şekilde yürütülen şiddet sarmalı günden güne artarak devam etmektedir. Şiddetin ve nefret söyleminin artışı ve yaşam hakkı ihlallerinin önüne geçebilmek adına mücadele sonucunda yürürlülüğe giren İstanbul Sözleşmesi, şiddet karşısında zarar gören tüm bireyleri korumak üzere yürürlülüğe girmiş uluslararası insan hakları sözleşmesidir.
Bu sözleşmeden çıkılması her gün nefret suçları, sistematik şiddet ile karşı karşıya kalan LGBTİQ+ların yaşam haklarına yönelik tehlikenin resmileştirilmesi demektir.
Anayasa'ya aykırı olarak İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kararını tanımıyor, haklarımız için mücadeleye devam edeceğimizi belirtiyoruz. Homofobi ve transfobiye karşı İstanbul Sözleşmesi’ni savunacağız!”
“Sözleşme, toplumun tamamının temel insan haklarını korumayı hedeflemektedir”
Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi ise Sözleşme’nin temel insan haklarını korumayı hedeflediğini, mevcut Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde Cumhurbaşkanlığı kararı ile Sözleşme’den çıkılmasının mümkün olmadığını belirtti:
“Unutulmamalıdır ki, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadın, erkek, çocuk ve LGBTİ+ bireylerin tamamına zarar veren ve temel hak ve hürriyetlerini hiçe sayan bir sorundur. Bu yönüyle İstanbul Sözleşmesi, toplumun tamamının temel insan haklarını korumayı hedeflemektedir. Bu Sözleşme’den bir idari işlem niteliğindeki Cumhurbaşkanlığı kararı ile çıkılmasının yasama yetkisinin devri ve fonksiyon gaspı anlamına geleceği ve mevcut Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi açısından da bunun mümkün olmadığı ortadadır.”
Etiketler: insan hakları