13/05/2025 | Yazar: Kaos GL

“Aile Yılı Değil Direniş Yılı” açıklamasını yapmak isteyen kadınlara ve LGBTİ+’lara ülkücü çeteler saldırdı. Kadınlar ve LGBTİ+’lar tüm engellemelere rağmen basın açıklamasını okudu; “Kadınları ve LGBTİ+ları yaşatmak için mücadele edeceğiz” dedi.

Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde kadın ve LGBTİ+’lara saldırı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Görüntüler: KuirAnka ve Mülkiye Kadın ve LGBTİ+ Dayanışması

Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin arka bahçesinde kadınların ve LGBTİ+’ların “Aile Yılı Değil Direniş Yılı” başlıklı basın açıklamasına ülkücü çeteler saldırdı. Ülkücü grup, basın açıklamasındaki öğrencilerden birinin elindeki gökkuşağı bayrağına saldırdı; öğrencileri tehdit etti.

Kadınlar ve LGBTİ+’lar özel güvenlik birimlerinin ve ülkücü çetenin tüm engellemelerine rağmen basın açıklamasını okudu.

Basın açıklamasından satır başları şöyle:

“Bu siyasi iktidar, yıllardır kadınların ve LGBTİQ+’ların yaşamları üzerinden siyaset yapmaya devam ediyor. Her gün kadınlar öldürülüyor. Geçtiğimiz 2024 yılında 394 kadın öldürüldü. 259 şüpheli kadın ölümü var. Kadınlar her gün evlerinde eşleri, babaları, kardeşleri tarafından da öldürülürken bu siyasi iktidar ne yaptı? 2025 yılını aile yılı ilan etti. Bizler diyoruz ki sizin kadınları hapsederek ve LGBTİ+’ları yok sayarak kurmaya çalıştığınız o kutsal ailelerinize asla hapsolmayacağız. Her gün mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Her sene aile yılı değil direniş yılı olacak.

Geçtiğimiz ay Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmeliğe göre artık tıp merkezlerinde planlı sezaryen doğum yapılamayacak, onların deyimi ile yalnızca ‘’normal’’ doğum yapılabilecek. Kadınların bedenleri hakkında vereceği kararlara erkekler de devlet de karışamaz. ‘‘Doğal olan normal doğum’’ dayatması vajinal doğum dahi diyemeyen gerici ataerkil zihniyetin aynı zamanda kadınlar üzerindeki ‘’makul kadın’’ ve ‘’kutsal anne’’ olma dayatması olduğunu biz çok iyi biliyoruz. Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz, planlanması gereken kadınların hangi doğum yöntemini tercih edeceği değil jinekolojik sağlık hizmetlerinin erişebilirliği, bebeğin ve kadının doğum öncesi ve sonrası sağlığıdır. Doğan bebeklerin hastanelerde çeteler eliyle öldürülmemesini sağlamaktır normal olan. Bizler devletin kadınlar üzerindeki bu anormal politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.”

“Kadınları ve LGBTİ+ları yaşatmak için mücadele edeceğiz”

Basın açıklamasında Aile Bakanlığı’nın LGBTİ+ karşıtı talimatına da tepki gösterildi:

“Geçtiğimiz günlerde ise Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü aracılığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı olan kurumlara ' toplumsal cinsiyet ve bazı kavramların hakkında konulu bir yazı gönderdi. Açıkça LGBTİ+’ları hedef alan bu yazıda toplumsal cinsiyet kimliği, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimin gibi kavramların geleneksel aile yapısını bozduğu gerekçesiyle tüm kurumları bu kavramlara karşı ortak tutum almaya çağırdı. Nedir sizin geleneksel aileniz? Narin sizlerin güzellediği o geleneksel ailelerde öldürüldü, daha geçen hafta Bahar AKSU Şişli’de sokak ortasında öldürüldü. Daha 2 gün önce öğrendik ki, 1 yıldır kayıp olan Nagihan Uygur, kutsal dediğiniz ailede dayısı tarafından cinsel saldırıya uğradıktan sonra öldürülmüş ve bedeni yaşadıkları evin önündeki kuyuya atılmış.  İstediğiniz kadar aile yılı deyin, istediğiniz kadar toplumsal cinsiyet kavramını yasaklayın, kadınlar her gün geleneksel/ kutsal aileleriniz yüzünden, toplumsal cinsiyet eşitsizliği yüzünden öldürülüyor.

Bıkmadan usanmadan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini anlatmaya devam edeceğiz. O yasakladığınız kavramları dilimizden düşürmeden, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için, kadınları ve LGBTİ+ları yaşatmak için mücadele edeceğiz.”

“Varoluşumuzdan geri adım attıramayacaksınız”

Açıklamada HÜDA-PAR’ın Meclis’e sunduğu LGBTİ+ karşıtı kanun teklifine de yer verildi. Ayrıca 27 Nisan’dan bu yana tutuklu bulunan LGBTİ+ aktivisti Rojbin’in için de "Rojbin’i de, şu anda hakları, özgürlüğü ve geleceği için mücadele edip tutuklu olan tüm arkadaşlarımızı da alacağız" denildi.

“Geçtiğimiz ay dinci gerici HÜDA-PAR’ın meclise sunduğu “Türk Ceza Kanunu ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” adlı yasa teklifinde “biyolojik cinsiyet” ifadesinin Ceza Kanunu’na eklenmesini, kamusal alanda LGBTİ+’ların görünümünün ve ifade biçimlerinin cezalandırılmasını, trans+’ların cinsiyet uyum sürecine ilişkin yasal prosedürlerin zorlaşmasını öngörüyor. En temel insan haklarını ihlal eden bu yasa tasarısının sunulmasının sebebi ise yalnızca hetero erkeğin yaşam ve söz hakkı bulunan kutsal aile modelinin zarar görüyor olmasıymış. Bizler ne olursa olsun yönelimlerimizden, özel ve kamusal alanda varoluşumuzdan, her alanda mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Yaratmaya çalıştığınız nefret politikalarınızla bizleri ayrıştıramayacak, varoluşumuzdan geri adım attıramayacaksınız!

Ve tüm bu aile yılı ve nefret politikalarına karşı mücadele eden Tandoğan’dan sıra arkadaşımız Rojbin, depremde, yurtta, sokaklarda ölmek istemiyoruz dediği için; gençlik ayakta geleceği için yürüyor şiarıyla meydanlarda olduğu için 27 Nisan’dan beri tutuklu. Rojbin’i de, şu anda hakları, özgürlüğü ve geleceği için mücadele edip tutuklu olan tüm arkadaşlarımızı da alacağız.”


Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, eğitim
İstihdam