19/10/2019 | Yazar: Aslı Alpar
“LGBTİQ+’ların Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Özgürlüğü” çalıştayında Avukat Kerem Dikmen, Ankara yasaklarını ifade özgürlüğü bağlamında değerlendirdi.
Ankara Barosu LGBTİQ+ Hakları Merkezi ve Kaos GL Derneği’nin
düzenlediği “LGBTİQ+’ların Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Özgürlüğü” çalıştayının
üçüncü konuşmacısı Kaos GL ve İzmir Barosu’ndan Kerem Dikmen oldu.
“İfade özgürlüğü ve Ankara Yasakları“ başlığı ile konuşan
Av. Dikmen, Ankara Valiliği’nin LGBTİ+ yasaklarını ve ona karşı verilen hukuki
mücadeleyi aktardı.
Ankara Valiliği’nin 17 Kasım 2017 tarihli yasaklama kararının Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından kesin olarak kaldırıldığını hatırlatan Dikmen adli süreçte konunun kapandığı anlamına gelmediğine dikkat çekti.
“OHAL’den çıkmış olmamıza rağmen bu yasakla uğraşıyoruz”
Valiliğin 3 Ekim 2018 tarihli ikinci yasak kararının LGBTİ+’ların toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını engellediğini belirten Dikmen, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesinde mutlak hakların kısıtlanamayacağı yazılı. Taraf devletlerin diğer hakların kısıtlanmasına yönelik kriterler var. Biz İdare Mahkemesi’nin Olağanüstü Hal de (OHAL) dahi böyle bir yasak kararı alınamaz” kararına ve OHAL’den çıkmış olmamıza rağmen bu yasakla uğraşıyoruz” dedi.
“New York Belediyesi ‘siyahlar film gösteremez’ diye bir
açıklama yapsa bu kabul edilebilir bir durum mu? Bunu mağduriyetleri
yarıştırmak adına söylemiyorum ama ne yazık ki Ankara Valiliği’nin yasak kararı
aynı etkiye sahiptir. Çok açıkça ayrımcıdır” diyen Av. Dikmen sivil toplumun
LGBTİ+ yasaklarına yeterli tepkiyi göstermediğini belirtti.
Av. Dikmen “Ankara Valiliği’nin yasak kararı kanunda yeri
olmayan kolektif bir cezalandırma aracına dönüştü” diyerek sözlerini
sonlandırdı.
Etiketler: insan hakları