26/04/2025 | Yazar: Kaos GL
Ankara’da yapılan “Gençlik Ayakta” yürüyüşüne saldıran polis, bir trans kadını işkenceyle gözaltına aldı. Valilik, sosyal medyaya yansıyan şiddet görüntülerinin ardından “sözde kadın” diyerek işkenceyi savundu.

Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org
Ankara Valiliği, dün (25 Nisan) Ankara’da yapılan “Gençlik Ayakta” yürüyüşüne ilişkin polis saldırısını transfobiyle savundu.
Konur Sokak’ta yapılan eylemde 300 kişilik gruba saldıran polis, 30 kişiyi işkenceyle gözaltına aldı. Bir trans kadının işkenceyle gözaltına alınmasına dair görüntülerin sosyal medyaya yansımasının ardından açıklama yapan Ankara Valiliği, işkenceyi transfobiyle savundu.
Valilik açıklamasında şunları söyledi:
"Bazı basın ve sosyal medya organlarında, 'erkek polis memurlarının sözde kadın bir şahsı gözaltına aldıkları sırada vücudunun bir kısmının görüldüğü' görsellerin yer aldığı tespit edilmiştir. Konu ile ilgili yapılan görüntü incelemelerinde ve çalışmalarda, gözaltına alınan şahsın 1998 doğumlu M.B. isimli erkek şahıs olduğu, eylem sırasında yüzünü kırmızı kaşkol ile kapattığı, şahsın üzerinde kot pantolon, deri ceket ve tişört olduğu tespit edilmiştir. Ancak gözaltı işlemi sırasında ilgili şahsın polise direnmesi sebebiyle ortaya çıkan görüntülerinde kadın iç giyimi kullandığı anlaşılmıştır."
“Trans haklarının insan hakları olduğunu söylemekten vazgeçmeyeceğiz”
Kadın ve LGBTİ+ örgütleri ile pek çok sivil toplum örgütü, Ankara Valiliği'nin açıklamasının ardından sosyal medya hesaplarından tepki gösterdi:
TİP LGBTİ+ Bürosu: Ankara’da genç bir kadına yapılan darp ve işkence, devletin kolluk üzerinden tüm kadınlara şiddetinin vücut bulmuş halidir. Kişilik hakları ihlalinden, insanlık onurunu kasten çiğnemeyi hedefleyen açıklamalarla güya bunu aklama çabası, başkentin devlet memuru hesaplarından bunun yapılması büyük bir yozlaşmanın tekrar önümüze serilmesidir. Kadına şiddete karşı kılını kıpırdatmayanların, gözaltı sırasında insanlık onurunu ihlal eden görüntülere canhıraş kılıf bulma telaşının, aslında suç işleyenlerin yargılanacaklarını bilme telaşı olduğu apaçık ortadadır. Eylemlerde darp edilen ve işkence gören diğer tüm kadınlar gibi yurttaşımıza öncelikle geçmiş olsun diyoruz. Şiddeti ve işkenceyi, “ama bunu LGBTİ+ birine yaptık oh olsun” diye aklamak isteyecek zavallı zihniyetin de iki elimizle yakasındayız. İşkence suçtur ve yapanlar yargılanacaktır.
Ankara Barosu LGBTİ+ Hakları Merkezi: 25 Nisan 2025’te Çankaya’da gerçekleşen yürüyüşe kolluk kuvvetlerinin müdahalesi sırasında gözaltına alınan trans bir kadının beden bütünlüğü ve onuru ihlal edilerek gözaltına alındığı görüntüler kamuoyuna yansımıştır. Bu görüntüler, işkence ve kötü muamelenin açık göstergesidir. Olay sonrası Ankara Valiliği tarafından yapılan açıklama ise, cinsiyet kimliğini hedef alan, kişisel verileri hukuka aykırı biçimde ifşa eden ve nefret söylemi içeren ifadelerle doludur. Açıklamada kişinin cinsiyeti aşağılayıcı biçimde vurgulanmış, iç çamaşırına dair detaylar teşhir edilmiş, geçmiş yargılamaları hukuka aykırı biçimde kamuoyuna sunulmuştur. Bu tutum, Anayasa’ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na aykırıdır. İşkence mutlak olarak yasaktır. Gözaltı işlemleri hukuka uygun ve insan onurunu gözeterek yapılmalıdır. Barışçıl gösteri hakkını kullanan bireylere yönelik orantısız güç kullanımı ve hedef gösterme kabul edilemez. Ankara Barosu LGBTİ+ Hakları Merkezi olarak sürecin takipçisi olacağımızı, trans haklarının insan hakları olduğunu söylemekten vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha kamuoyuna duyururuz.
UKaLA: Dün Ankara'da 30 arkadaşımız işkenceyle gözaltına alındı. Arkadaşlarımızdan biri, polis tarafından üstü başı zorla çıkarılmaya çalışılarak açıkça cinsiyet kimliğine yönelik şiddete maruz bırakıldı. Bu açık insan hakkı ihlali karşısında Ankara Valiliği'nin yaptığı açıklama ise transfobik diliyle işkenceyi meşrulaştırmaya ve toplumu manipüle etmeye çalışan bir söylemden ibarettir. Bu işkenceyi uygulayanlar kadar buna göz yuman, sessiz kalan, inkâr eden ve meşrulaştırmaya çalışan herkes suç işlemektedir. İnsan haklarını ihlal eden bu düzenden hesap soracağız. Her türlü erkek devlet şiddetine, nefret politikalarına ve transfobiye karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Alışın buradayız, alışın bir aradayız! Bedenlerimiz, kimliklerimiz ve mücadelemiz üzerinde kurmak istedikleri tahakküme boyun eğmiyoruz. Sokaklar da, meydanlar da, kampüsler de bizim! Erkek devlet şiddetine karşı susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!
Aralık Feminist Kolektif: "İşkenceye sıfır tolerans” diyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a soruyoruz: Ankara’da üniversitelileri tekmeleyerek, kadınları kıyafetleri üzerinden çıkacak kadar yerlerde sürükleyip gözaltına alan polislerin yaptığı işkence değil mi? Soruyoruz: Görüntülerdeki polisler bu emri kimden aldı? İşkence uygulayan bu polisler hakkında soruşturma başlatılacak mı? Soruyoruz: Yüzlerce insanın arasında, kameralar önünde kadınlara bunları yapan polisler gözaltı araçlarında, emniyette, kamerasız alanlarda neler yapıyor? Ankara Valiliği suç işliyor! İşkenceyle gözaltına alınan insanların kimliklerini ve adli sicillerini ifşa etmeniz *işkence suçu işlediğiniz gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Üstüne bir de nefret suçu işliyor, işkenceyi nefretle, transfobiyle meşrulaştırmaya çalışıyorsunuz. Bu şiddete hem maruz kalan hem de tanık olan feministler olarak işkenceyi, cinsel şiddeti, çıplak aramayı normalleştirmiyoruz!
Kadının İnsan Hakları Derneği: Dün akşam Ankara’da öğrencilerin düzenlediği eylemde eylemcilerin tekmelenerek, sürüklenerek, işkenceyle gözaltına alınmasına hepimiz tanık olduk. Ankara Valiliği, kıyafetleri çıkacak kadar yerde sürüklenen bir kadına yapılan işkenceyi transfobik bir açıklamayla, kişinin adli sicil kaydını paylaşarak meşrulaştırmaya çalışıyor, haklı olduğunu ima ediyor. Görüntülerde açıkça gördüğümüz, işkencedir! Trans kadınlar kadındır. Cinsiyet kimliğinden bağımsız kimse işkenceye maruz bırakılamaz, bu zaman aşımı olmayan bir suçtur. Eylem yapmak, haklarımız için sokakta olmak anayasal bir haktır. Biz haklarımızı savunmaya, suçu ve suçluyu işaret etmeye devam
ÖHD Ankara: Hedef gösterme ve nefret söylemi içeren bu açıklama, işkence faillerinin cezasızlığa duyduğu güvenin açık metnidir. İşkence görüntülerini yurttaşların cinsel/cinsiyet kimlikleri üzerinden transfobik ifadelerle meşrulaştırmaya çalışan Ankara Valiliği suç işliyor. Anayasal hakkını kullanan yurttaşlara yönelik işkence, kötü muamele ve ayrımcılık fiillerinin sıradanlaşmasına izin vermeyeceğiz!
ÇHD Ankara: Dün akşam eyleme hukuksuz biçimde saldırarak gençleri işkence ile gözaltına alan polis kuvvetlerinden sonra, Ankara Valiliği işkenceyi savunuyor! Üstelik bunu trans bir kadının cinsiyet kimliğine, vücut bütünlüğüne, onuruna saldırarak; hakkındaki geçmiş soruşturmalarını kullanarak meşrulaştırmaya çalışıyor. Geçtiğimiz ay gözaltında çıplak arama işkencesini reddedenler, bu kez inkar edemedikleri işkencenin savunusunu yapıyor. Bu açıklama, gözaltındaki kimsenin en temel hukuki güvencelere dahi sahip olmadığını bir kez daha göstermiştir. Sizin suçlarınızı ifşa etmeye, işkencenizi tespit etmeye, takipsiz bırakmamaya devam edeceğiz! Tepeden tırnağa bu ayrıştırıcı ve çirkin dilinizi, anlayışınızı, ahlakınızı reddediyoruz!
Toplumsal Hukuk Kadın: 25 Nisan 2025 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen eylemde, bir trans kadın kolluk tarafından orantısız müdahale uygulanarak, kötü muamele ve işkence yasağı ihlal edilerek gözaltına alındı. Bu konunun sosyal medyada yer etmesi üzerine Ankara Valiliği; kişinin cinsiyet kimliğini hedef alan, kişisel verilerini ifşa eden, geçmiş yargılamalarını teşhir eden ve iç çamaşırına dair ayrıntıları paylaşan bir açıklama ile şiddeti meşrulaştırmaya çalışarak kişiyi kamuoyunda açık bir hedef haline getirdi. Bir kamu kurumunun cinsiyet kimliğini ve bedeni denetleme; teşhir etme yönündeki bu tutumu Anayasaya’ya ve İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olup; nefret söylemini kurumsallaştırmaktadır. Bedenlerimiz iktidarın teşhirine, denetimine ve şiddetine açık değildir. İşkence suçtur. Teşhir suçtur. Nefret suçtur.
Adalet İçin Hukukçular: Ankara Valiliği'nin işkence iddialarına vermiş olduğu yanıt yanlış bilgiler, hedef gösterme ve nefret dili içermektedir. İnsanlık onurunu zedeleyen, işkenceyi meşrulaştıran bu zihniyete geçit vermeyeceğiz!
Etiketler: insan hakları, nefret suçları