13/10/2016 | Yazar: Gözde Demirbilek

İlan edilmiş OHAL ile kendine meşru zemin bulan transfobi Ankara sokaklarında kendini gösteriyor.

Ankara’daki trans seks işçileri saldırılardan nasıl etkileniyor? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İlan edilmiş OHAL ile kendine meşru zemin bulan transfobi Ankara sokaklarında kendini gösteriyor. Peki şimdiye kadar ilan edilmemiş bir OHAL içinde yaşam mücadelesi veren trans seks işçileri bu dönemden nasıl etkileniyor? Pembe Hayat'tan Hande İmbat ile konuştuk.

Ocak ayından beri Ankaralı trans seks işçileri sistematik bir biçimde sürekli saldırıya uğruyorlar. Geçtiğimiz hafta Pembe Hayat Derneği aktivistleri Kızılay’da (Ankara) 3 gün arayla saldırıya uğradılar.

Geçtiğimiz hafta saldırıya uğrayanlar arasında olan Pembe Hayat aktivisti Hande İmbat ile Ankara’da trans seks işçilerine yönelik artan saldırıları ve olası çözüm önerilerini konuştuk.

Belki önce geçen hafta uğradığınız saldırıdan bahsetmek istersin Hande, nasıl gerçekleşti?

Geçen hafta Perşembe günü Selanik Sokak’tan Yüksel Caddesi’ne doğru yürüyorduk. Açık Toplum Projesi kapsamında bir kısa film çekecektik translarla ilgili. Yanımda  Demhat (Aksoy), dernek başkanımız Buse (Kılıçkaya) ve iki arkadaşımız daha vardı. Yanımızdan biri geçerken “Sizi yaratanı ben bilmem napayım” diye bağırmaya başladı, yolumuzu kesti ve hiç durmadan küfür ediyordu. Biz de “Napıyorsun sen” demeye kalmadan elini cebinden çıkardı. Muştası vardı. Ben muştayı görünce o elindeki ne demeye kalmadan bize saldırmaya başladı. Buse’nin boynuna tekme attı, benim kolumu döndürdü velhasıl biz orada “Yardım edin” diye bağırırken bir insan da gelip bırak yardım etmeyi ayırmadı bile. Hepimiz hareketsiz kalınca yürümeye başladı biz de kalktık onu takip etmeye başladık…

Bu sırada polisi aradınız mı?

Aramaz olur muyuz! Ben bir yandan adamın peşinden koşuyorum, bir yandan telefonda polise derdimi anlatmaya çalışıyorum. “Bize saldırdılar şu an peşinden gidiyoruz, ekip yollayabilir misiniz?” diyorum karşımdaki memur bana “Yalnız mekan söyleyemezseniz gelemeyiz” diyor. “Şu şu sokaktayız şu istikamete gidiyoruz” diyorum, “Hanımefendi tam adres veremezseniz ben ekip falan yollayamam” diyor.

Peki nereye kadar takip ettiniz, polis de ekip yollamadı…

Biz peşinden bayağı yürüdük en sonunda saldırganın üç arkadaşı çıktı sokak sonunda, 4 kişi birden üzerimize yürümeye başladılar. “Bakın hepinizden şikayetçi olacağız” dedim, “Sen de mi bu ibnelerdensin?” diye benim üstüme yürümeye başladılar bu sefer. En sonunda bi iş hanının içine koşarak girdiler, arka caddesine çıkış varmış oradan kaçtılar.

Sonra emniyete gittiniz mi?

Elimizde belli belirsiz bir fotoğrafı var saldırganın o sırada çekilmiş, onunla gitsek suçlular dosyasından aranması ve bulunması uzun bir süreç olur diye bu sabah direkt savcılığa başvurduk.

Saldırı sonrası psikolojik yardım ya da danışma almayı düşündünüz mü?

 Aslında şoku yeni yeni üzerimizden atıyoruz. Saldırıdan sonra avukatımız Yalçın’ı (Koçak) aradık. Bir yerlere gidip oturup konuşarak üzerimizdeki şoku atmaya çalıştık ama olmadı. Özellikle de ben. 2 yıldır Pembe Hayat’ta çalışıyorum, bir saldırı olduğunda direkt transların yanına koşuyoruz ama ben uğradığımız bu saldırıda direkt olarak “nedensizliği” gördüm.

Hiçbir kalıba sığamayacak nedensizliği hem de…

Aynen öyle. Pür bir nefret var. Neden diye sorsan belki o da bilmiyor bile neden “ibnelere” ve “dönmelere” karşı olduğunu ama nefret etmeye ve saldırmaya devam ediyor. E tabi ilan edilen OHAL de mahalleliye esnafa ülkenin “namusunu” koruma “erkekliğini” veriyor. Şiddeti meşrulaştırıyor yani. Bir trans kamusal alanda şiddete uğruyorsa ya parada anlaşamamıştır ya da travestidir işte bir kavga çıkarmıştır gözüyle bakıyor herkes, hâliyle kimse duruma müdahil olmuyor. İnsanlar zaten korkuyor, hiçbir yerde gözükmek istemiyor.

Artan saldırılara karşı birbirimizi güçlendirmemiz çok önemli, yani bir saldırı olmadan da birbirimizin yanında olabilmeliyiz ki bu tip durumlarla karşılaştığımızda birden şoka girmeden kendimizi savunabilelim. Bunun yöntemlerini bulalım…

Evet, biz şimdi Pembe Hayat olarak bir ağ kuruyoruz. Yeni sosyal hizmet uzmanımız Doğukan (Karahan) ile birlikte hem hukuki hem psikososyal açıdan transları desteklemek için Ankara’daki homofobi ve transfobi karşıtı uzmanların olduğu bir ağ. Saldırılara karşı nasıl yöntem geliştirebileceğimizi konuşarak, bir saldırıdan sonra saldırıya uğrayan arkadaşlarımızla çok yönlü dayanışmayı amaçlıyoruz.

Ülkenin krizlerinde ilk gözden çıkarılan ve saldırılan grup olmak zor ama dayanışarak bu dönemleri de atlatacağımıza inanıyoruz.


Etiketler: insan hakları, nefret suçları
nefret