21/10/2007 | Yazar: Kaos GL

Dünyanın en 'dişi' kadınlarından Cher'in kızı Chastity Bono, lezbiyen olduğunu annesine çok güç itiraf etmiş. Yaşadıklarını bir kitapta toplayan Chastity, 'Annem hep kendisine benzeyen bir kız istedi' diyor.

Dünyanın en 'dişi' kadınlarından Cher'in kızı Chastity Bono, lezbiyen olduğunu annesine çok güç itiraf etmiş. Yaşadıklarını bir kitapta toplayan Chastity, 'Annem hep kendisine benzeyen bir kız istedi' diyor.

KAOS GL

Sinema ve müzik dünyasının en 'dişi' kadınlarından biri olan Cher'in kızı Chastity Bono, geçtiğimiz ekim ayında bir basın toplantısıyla lezbiyen olduğunu tüm dünyaya duyurdu. Chastity'nin neredeyse yedi buçuk yaşından beri farkında olduğu eşcinselliğini en son öğrenen kişi ise annesi Cher olmuştu. Her gece bu yüzden kâbuslar gören Chastity, The Guardian'a hikâyesini bakın nasıl anlattı:

"Annem bana hep aynı şeyleri giydiğimiz, her yere beraber gittiğimiz, benim onun eteğini bir dakika olsun bırakmadığım günleri anlatır... O günlerden kalma, ikimizin birer siyah kedi kostümüne büründüğümüz bir fotoğrafı hâlâ saklıyorum. Annem bana bakarak gülümsüyor, ben de ellerimi çırpıyorum. Dört yaşındayken annemle babam ayrıldı. Her ikisiyle de eşit vakit geçirmem konusunda bir karara varmışlardı, böylece iki hafta annemin iki hafta da babamın yanında kalmaya başladım. Onlar bunun benim için çok iyi olduğunu düşünüyordu, ama aslına bakarsanız bu bitmek bilmeyen taşınmalar bir kâbustu. Tüm ayrılmış çiftlerin çocukları gibi ben de kendimi çok yalnız hissediyordum ve hiçbir yere ait değilmişim gibi geliyordu.

Annemin bakışları

Çocukluğumla ilgili esas anılarım kendimi ilk kez 'farklı' hissetti- ğim zamanlarda başlıyor. Özellikle de annemin benden beklediğinden farklı olduğum zamanlarda. Galiba bu farklılığı ikimiz de ilk kez sekizinci yaşgünümde anladık. Ona gelmesini istediğim arkadaşlarımın bir listesini verdim. Listede 10 erkeğin ismi yazılıydı. Annem "Burada sadece erkek isimleri var Chas. Partinde hiç kız olmasını istemiyor musun?" diye sordu. Yüzüne baktığımda bana çok garip bir ifadeyle baktığını gördüm. Bu ifadeyi daha sonra çok sık görecektim. Bütün arkadaşlarımın erkek olduğunu söylediğimde bana hemen gidip birkaç tane kız arkadaş bulmamı ve partiye davet etmemi söyledi. Emretti demek daha yerinde olur herhalde. 'Tamam' dedim ama bir yandan da kızlarla nasıl anlaşacağımı kara kara düşünüyordum. Her zaman çok uslu bir çocuk olmuştum, hiç azar işitmezdim. Annemin kızgınlığı beni çok korkuttu ve içime kapanmama neden oldu. Biraz daha büyüdüğümde daha özgür davranmaya başladım, en azından kendi kıyafetlerimi kendim seçmeye başlamıştım. Tabii ki gitgide oğlan çocuğuna benziyordum. Annemin bu duruma reaksiyonu ise tamamen bilinçsizdi. Benim büyümemi, yanından ayrılmamı engellemeye çalışıyordu. Ama ben artık kendimi ona o kadar yakın hissetmiyordum, çünkü babam benim bu erkeksi tavırlarıma daha hoşgörülüydü. Benimle arka bahçede futbol oynuyordu. At yarışlarına götürüyordu. Bir keresinde aynı Pierre Cardin kıyafetleri giyip dolaşmaya çıktığımızı hatırlıyorum. Babamın bana bu kadar toleranslı davranması annemi çok rahatsız ediyordu. Zannediyorum ikisi, aralarındaki savaşı benim üzerimden yürütüyordu. Annem iyice rahatsız olmaya başlamıştı, çünkü bende babamın mimiklerini görüyordu. O çok dürüst bir kadındır, hislerini hiç saklayamaz. Bu yüzden bana kızgınlığını fazlasıyla belli ediyordu. Beni şimdi de olduğu gibi sürekli eleştiriyor ve 'Giyim tarzını sevmiyorum, benimkine hiç benzemiyor' diyordu. Zannediyorum esas problem annemin birbirimize benzemek zorunda olduğumuzu düşünmesiydi ve tarzlarımız farklılaştıkça onun bana karşı tavırları da farklılaşıyordu.

'Önce babamla konuştum'

Lezbiyen olduğuma kanaat getirdiğimde 13 yaşındaydım ve etkilendiğim birini öpmenin nasıl bir his olduğunu merak ediyordum. O yaz bir gün hiç bilmeden bir koya gittim. Oradaki herkes eşcinseldi. Çok şaşırmıştım ama kendimi ilk kez bir topluluğa ait hissediyordum. 17 yaşımda tam olarak bir erkek olduğuma kanaat getirdiğimde ise bunu sadece babama söyleyebildim. O her zaman olduğu gibi yanımdaydı. Ölene dek beni her halimle kabul edip destekledi. Annemdense hâlâ çekiniyordum. Kısa bir süre sonra sevgilim Heidi ile kaldığım evin kapısı açıldı ve arkadaşım Rob, annemin her şeyi bildiğini ve benden telefon beklediğini söyledi. Ellerim terlemeye, kalbim hızla atmaya başlamıştı. Ne yapacağımı bilemez bir halde annemi aradım. Her şeyi babamdan öğrenmişti. Üstelik babam ondan intikam almak için bazı şeyleri abartarak anlatmıştı. Yani ben yine kullanılmıştım.

Yepyeni bir başlangıç

Annem kızgındı. Bu olayı en son kendisinin öğrenmiş olması onu üzmüştü. Bunun ilişkimizin bitmesine sebep olacağını söyleyerek ona ait olan evi terk etmemi söyledi. Heidi ile birlikte bu kez annemin başka şehirdeki evine taşındık. Ben tamamen şaşkındım. Sesi kulaklarımda çınlıyordu, ama her şeye rağmen aşağılayıcı laflar söylememişti. Birkaç gün sonra yine beni aradı. Los Angeles'a, yanına gitmemi istedi. Bir terapiste giderek bu problemi bir aile olarak halletmemiz gerektiğini söyledi. İstediklerini yaptım ve böylece birbirimizi daha iyi anlamaya başladık. Annem zamanla eşcinsel olmanın nasıl bir şey olduğunu anladı. Ben de zamanla ondan korkmamayı öğrendim."

Kaynak: The Guardian, Radikal İki, 1 Temmuz 1999


Etiketler: insan hakları, aile
İstihdam