06/11/2018 | Yazar: Seyhan Kurtman

“Bu toprakların kimsesizleri LGBTİ+’lar aslında her yerdeler.”

Antalya’da bir ilk: İHD’de LGBTİ+ Komisyonu kuruldu Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Antalya İHD Temsilciliğinde kurulan LGBTİ+ Komisyonu’nu Av. Ahmet Çevik ile konuştuk: “Bu toprakların kimsesizleri LGBTİ+'lar aslında her yerdeler.”

Soldan sağa: Gazeteci Seyhan Kurtman, Avukat Ahmet Çevik

Türkiye toplumunun hemen her dönemde ayrımcılığa, nefret söylemine, cinayetler ve yaralanmalarla sonuçlanan yaşam hakkına ihlallerine maruz kalan ‘ötekileri’, LGBTİ+’lar oldu. Dünyadaki evrensel tanımıyla lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks ve çeşitli cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinden kişiler, ülkemizde hâlâ nefret cinayetlerinin kurbanı, cezaevlerinde de tecridin mağduru olabiliyor.

Birçok Avrupa ülkesinde hukuksal statüyle eşitlik yaygınlaşırken, Türkiye’de açık kimlikli LGBTİ+’lar ancak belirli sektörlerde azınlık olarak kabul görüyor. Var olma ve toplumda görünürlük mücadelesinde çoğu zaman yasaklara karşı evrensel simgeleri gökkuşağı bayraklarını dernek ve platform çatısı altında örgütlenerek dalgalandıran LGBTİ+lar için, hukuki mücadele büyük önem taşıyor.

Antalya’da henüz dernekleşme olmadığı için nefret suçlarında ve hak ihlallerinde hukuki müdahillik yapamayan LGBTİ+lar için bir ilk gerçekleşti. Geçtiğimiz günlerde açılan İnsan Hakları Derneği Antalya Temsilciliği bünyesinde LGBTİ+ Komisyonu kuruldu. 

Hukukçular, uzmanlar ve aktivistlerden oluşan komisyon, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği nedeniyle kamusal ve özel alanlarda hak ihlaline maruz kalan LGBTİ+lar için görev yapacak.

İnsan hakları alanında uzun yıllardır hak savunuculuğunu sürdüren Antalya Barosu Üyesi Avukat Ahmet Çevik, İHD LGBTİ+ Komisyonu’nda kolaylaştırıcı görevini üstlendi. Avukat Ahmet Çevik ile hiyerarşik yapılaşmaya karşı yöneticilik yerine kolaylaştırıcılığı benimseyen derneğin ve komisyonun yapacağı çalışmaları konuştuk.

“LGBTİ+’lar bu toprakların kimsesizleri”

LGBTİ+’lara yönelik yaşanan hak ihlalleri neler? İnsan Hakları Derneği Antalya Temsilciliği bünyesinde kurulan LGBTİ+ Komisyonu da kentte bir ilk oldu. Komisyonun nasıl bir etkisi olacak?

LGBTİ+'lar bu toprakların kimsesizleridir. LGBTİ+ hakları, insan haklarıdır. Türkiye'de ciddi anlamda LGBTİ+ tanınırlık sorunu var. Yasal mevzuatta tanınmıyor ve yok sayılıyorlar. Eşitlik ilkesi uygulanmıyor. Her alanda hak ihlali var. Kurumlarda çalışan LGBTİ+’ların ayrımcılığa maruz kalmaması yönünde güvence altına alınmadığını görüyoruz. Açık kimlikli LGBTİ+ bireylere Kabahatler Kanunu'na göre ceza kesildiğini, kamu kurumlarından ihraç edildiğini, askerlik görevine son verildiğini, askere gidemediğini, devlet memuru ise ‘memur vakarına aykırı davranış’ sergilediği gerekçeleriyle işten çıkarıldığını görüyoruz. Kimi LGBTİ+ların eğitim hakkının ihlal ediliyor, kimi de akran zorbalığına maruz kalıyor. LGBTİ+ bireylerin cezaevlerinde aynı suçları işleyen insanlarla ağır tecritte kaldıklarını duyuyoruz ve görüyoruz. İş alanları yok. İş alanları olmadığı için trans kadınlar seks işçiliği gibi zorunlu işçilik yapıyor. İş yaşamında eşitlik ilkesi ihlal ediliyor. LGBTİ+'ların yaşam hakkı ihlali var. Ankara Valiliği'nin uyguladığı gibi LGBTİ+ etkinliklerine yönelik süresiz yasaklar var. LGBTİ+ oluşumuna ve var oluşuna yönelik yasaklar var. Bu ihlallerin arttığı bir dönemde sivil toplum örgütleri de bir araya geliyor ve bu alanda çalışma yapıyorlar.

Antalya yerelinde de BİZ Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Araştırmaları Topluluğu var. BİZ bir inisiyatif olarak kuruldu. LGBTİ+ farkındalığı oluşturmak için çalışıyor. Hak ihlallerine dikkati çekmek ve STK'ların bu bireyleri tanıması için BİZ Topluluğu 2 yıldır çalışıyor. BİZ’in yanı sıra Antalya'da kurulan İHD Temsilciliği bünyesinde komisyon oluşturularak LGBTİ+'lar Antalya’da ilk kez bir dernekte tüzel kişilik kazandı.

Fotoğraf: 2018 Antalya Onur Haftası, Ekrem Berk Bilginer / Antalya BİZ & KaosGL.org

“Artık bir kurum var”

LGBTİ+ Komisyonu kimlerden oluşuyor ve hangi çalışmaları yapacak?

İHD Türkiye genelinde hak ihlalleriyle yıllardan beri mücadele eden bir dernek. İHD Antalya Temsilciliği bünyesinde de hak ihlallerine yönelik çalışmalar için 9 ayrı komisyon kuruldu. Antalya'da en büyük sorun LGBTİ+ sorunu. Bu alanda görünür bir dernek ve sivil toplum kuruluşu yok. İHD LGBTi+ Komisyonu tüzel kişilik olması açısından ilk olma özelliğini taşıyor. Bu önemli bir gelişme. Komisyonun, tüzel kişilik olarak müracaatları kabul etmesi, LGBTİ+'ların maruz kaldığı hak ihlallerine yönelik mücadele için büyük önem taşıyor. Komisyon, cezaevlerinde, karakollarda bulunan LGBTİ+'lar ile cinsiyet değişimi ameliyatları sırasında yaşanan hak ihlallerinde, LGBTİ+’ların varlığından ötürü maruz kalınan ayrımcılık, eğitim hakkının engellenmesi, yaşam hakkına yönelik müdahaleler, trans kadınlara yönelik faili meçhul cinayetlerle ilgili komisyon çalışacak. LGBTİ+ varlığını görünür kılacak. İHD LGBTİ+ Komisyonu tüzel kişiliğiyle diğer kurumlarla bağlantı sağlanması ve hak ihlalleriyle ilgili müdahilliğiyle destekçi olacak.

Antalya'da hak ihlaline uğradığını düşünen LGBTİ+ bireylerin müracaat edeceği bir tüzel kişi, kurum var. Antalya'da tek ve ilk olması da ayrıca önem taşıyor. İHD'nin Türkiye tüm şube ve temsilciliklerinde avukatlar, doktorlar, akademisyenler, psikiyatrlar, psikologlar, eğitimciler, gazeteciler gibi her meslek grubundan üyeler var. Homojen bir yapı olmaması ve uzmanların olması sayesinde hak ihlallerine yönelik birçok sorun çözüm alanı bulacak. Birçok alanda mücadele yürütecek LGBTİ+ Komisyonu'nunda ilk aşamada komisyonda 4 kişi görev aldı. BİZ İnisiyatifi de destekçi. Bu sayı ve çalışma kapasitesi açısından giderek büyüyecek. Müracaatları kabul edecek. Cezaevinde LGBTİ+ kimliğinden dolayı tecrit ile LGBTİ+'ların yaşam hakkına yönelik müdahaleler İHD'nin konusu olacak. Gözaltına alınan trans kadınlar işkenceye, polis tacizine maruz kalabiliyor. İHD hak ihlallerine doğrudan müdahil olacak.

Fotoğraf: 2018 Antalya Onur Haftası, Ekrem Berk Bilginer / Antalya BİZ & KaosGL.org

Artan yasaklar ve mücadele

Dünyada LGBTİ+ların kendilerini ifade ettikleri Onur Yürüyüşleri Türkiye’de son dönemde engelleniyor. LGBTİ+ etkinlikleri yasaklanıyor. LGBTİ+'lara nefret söylemi arttı. Bu süreçte hak mücadelesi nasıl yürütülüyor?

Türkiye’de LGBTİ+ birey olmak ‘hayâsızca davranışla’ eş değer tutuluyor. Görünür olmaları istenmiyor. Bunun temelinde hak ihlali, nefret ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği var. Yargıda gözüken hak ihlalleri de var. O da sorunun ayrı bir boyutu. Örneğin, bir trans kadınla birlikte olan bir kişi ilişki sırasında ölüyor. Trans kadınsa ‘kesin öldürmüştür’ denilerek olayın sanığı olabiliyor. Türkiye'de yargı ne yazık ki erildir. Eril yargı olunca LGBTİ+ varlığını tanımıyor. Zaten hukuki düzenlemelerde de bu böyle. Bazı hak ihlalleriyle mücadelede ve Kaos GL gibi LGBTİ+ örgütlerin de girişimiyle güzel ve emsal kararlar da alabiliyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları önemli. Anayasa Mahkemesi'nin de cinsiyet değişimi ile ilgili kararı var. AYM, cinsiyet değişimi davalarında kısırlaştırma şartını kaldırdı. Mart ayında çıkan bu karar bu güzel ama fiili uygulama hala duruyor. AYM kararı ile üreme yeteneği aranmıyor ama kadın ya da erkek kimliği almak için açılan kimlik tashihi davalarında bireylerin vajinası ya da penisi var mı diye araştırılıyor. Sistem kısırlaştırma üzerine kurulu. Yasa fiili olarak adeta 'cinsiyet değişimi için kısırlaş, neslin tükensin' diyor. Bu fiili uygulamalar hala devam ediyor.

Fotoğraf: 2018 Antalya Onur Haftası, Ekrem Berk Bilginer / Antalya BİZ & KaosGL.org

Gökkuşağının renkleri her yerde

Gezi eylemlerinde toplumsal desteğin de artmasıyla LGBTİ+ bireylerin görünürlüğü, etkinlikleri arttı. Sonrasında yasaklar ve bazı grupların nefret söylemleri yoğunlaştı. Bu süreçte neler yapılıyor?

Gezi hareketinden sonra LGBTİ+'lar açısından çok ciddi bir süreç oldu. LGBTİ+'lar görünür oldu ama OHAL'de uygulamalarda erilleşme söz konusu oldu, OHAL'de birçok dernek kapatıldı. LGBTİ+'lara yönelik Ankara'da süresiz yasaklar, İstanbul'da, Adana'da Pride (Onur) yürüyüşleri yasaklandı. Bu kararlarda güvenlik ve genel ahlak gibi gerekçeler üretildi. Bu yasakların, engellemelerin temel sebebi, ayrımcılık, renklerden ve insanların kendilerini ifade ediyor olmasından korkmaktır. Bu baskılarla ne yazık ki, hukuken de hakları korunmayan LGBTİ+'lar geri plana çekildi. Birçoğu içine kapandı ama bu mücadele devam edecek. İnsanlar etkilenecek ve birbirine temas edecekler. Yasaklara rağmen gökkuşağı bayrakları kadın örgütlerinin eylemlerinde ve 1 Mayıs'ta alanlarda dalgalandı. Yasakların olduğu yerlerden Adana'da İHD'de, Pride etkinliği düzenlendi. LGBTİ+'lar vazgeçmiş değil. Hakları için her zamankinden daha zor şartlar altında, daha güçlü mücadele ediyorlar. Bu kadar baskı, yasak, bu kadar müdahale güçlük bir mücadeleyi gerektiriyor. Sosyal medyanın daha çok kullanılır olmasıyla gençler üniversitelerde inisiyatif şekilde bir araya geliyorlar. Öğrencilerin üniversitelerde hak ihlalleri için çözüm bulma çabaları olumlu, güzel adımlar. Gençlerin kendi meselelerini konuşuyor olması çok önemli. Türkiye'de LGBTİ+'lar kendisini ifade etmeye çalışıyor. Bireyler, yasal hak talepleriyle hak ihlallerin ortadan kaldırılmasını ve kendilerini ifade etmek istiyorlar. Kendilerini ifade etmek için mücadele ediyorlar. Toplumsal değişimin olması lazım. ‘Türkiye'de mümkün değil, toplum buna hazır değil’ gibi klişe sözlere karşılık LGBTİ+'lar kendilerini, varlıklarını ifade etmek için mücadele ediyorlar. Tüm renkleri siyaha da boyasalar, insanlar gözlerini kapattığında yine dünyayı rengarenk görüyor. Renkli görmek istiyorlar. Yasaklar LGBTİ+ varlığını ortadan kaldırmaz. Umutlu olmak, mücadeleyi bırakmamak gerekiyor. LGBTİ+ varlığı son 20 yılda çok büyük aşamalar kaydetti. Kendini ifade etmek bile önem taşıyor. LGBTİ+ hareketi çok kıymetli bir hareket. LGBTİ+ bireyleri önceden kapılarından içeri sokmayan sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler şimdi kabul ediyorlar. Siyasi partiler seçmen olarak görmezden geliyordu. Şimdi milletvekili adayı, belediye başkan adayı gösteriyorlar. Parti yönetimlerinden görev alanlar var. LGBTİ+'lar OHAL'da kaybolmadı. Türkiye'de basın görevini yapamıyor. Birçok gazeteci yazamıyor. İnsanlar fikirlerini ifade edemiyor. LGBTİ+'lar da bu süreçte nefret saldırılarına ve tehditlere maruz kalıyor ama bu kadar baskıya rağmen LGBTİ+'lar her yerde. Renkler her yerde. Bu toprakların kimsesizleri LGBTİ+'lar aslında bu toprakların asıl sahipleri ve her yerdeler.


Etiketler: insan hakları
nefret