27/06/2019 | Yazar: Aslı Alpar
Antep Valiliği, ZeugMadi aktivistlerinin basın açıklamasını yasakladı. Açıklama dün İnsan Hakları Derneği Antep şubesinde yapıldı.
Antep Valiliği, ZeugMadi aktivistlerinin basın açıklamasını yasakladı. Açıklama dün İnsan Hakları Derneği Antep şubesinde yapıldı.
Onur Haftası’na getirilen yasaklara dair basın açıklaması okumak için dün Antep, Yeşilsu Meydanı’nda bir araya gelen ZeugMadi LGBTİ aktivistleri, Antep Valiliği’nin son dakika yasak kararı ile alandan çıkarıldı.
Antep Valiliği söz konusu yasak için herhangi bir gerekçe göstermedi ve basın açıklaması okumak için Valiliğe başvuran ZeugMadi sözcüsüne verilen yanıtta yalnızca “Valilik Makamınca uygun görülmemiştir” ifadesi yer aldı.
Açıklama İnsan Hakları Derneği’nde yapıldı
2013 yılından beri LGBTİ+ aktivizmi yürüten ZeugMadi yasağın ardından açıklamayı İnsan Hakları Derneği (İHD) Antep şubesinde düzenledikleri basın toplantısında okudu.
ZeugMadi adına Robin Mat'ın okuduğu açıklama, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılığa dikkat çekti ve Onur Haftası’na getirilen yasaklar ve tehditleri hatırlattı. Mat okuduğu açıklamada; “Sizler, var oluşumuzu bile bir tehdit olarak gördükçe, biz ‘HER YÜRÜYÜŞÜMÜZ ONUR YÜRÜYÜŞÜ’ demeye devam ediyoruz” dedi.
Basın açıklamasına yönelik yasağa dair kaosGL.org’a konuşan Mat, “Dün (26 Haziran) saat 15:00’te Yeşilsu Meydanın’da yapmak istediğimiz LGBTİ+ yasaklarına ilişkin basın açıklaması Valilik kararı ile son dakikada yasaklandı. Valiliğin yasağına hukuki süreç başlattık ancak aslında yasağın öncesi var… Geçtiğimiz günlerde Çınarlı Parkı’na kolluk güçleri tarafından sokulmadık. Bu sebeple dün basın açıklamasından önce Park’a büyük bir gökkuşağı bayrağı astık. Bu sırada sivil polisler ‘Amerika’nın oyunusunuz, bu ibne bayrağıdır, siz bunlara geçit mi veriyorsunuz’ diyerek halkı bize karşı kışkırtmaya çalıştı. Bir anda homofobik bir grup geldi ve iki arkadaşımıza fiziksel şiddet uyguladı.”
“Karanlığa karşı aşkımızla mücadele etmeyi iyi biliriz”
ZeugMADİ LGBTİ’nin açıklamasının tamamı şöyle:
“Bugün burada onuru için, yaşam hakkı için, adil ve özgür bir dünya yaratmak için bir araya gelenler olarak bulunuyoruz. Güneşi balçıkla sıvayıp gökkuşağının renklerini karartamazsınız.
“50 yıl önce Stonewall'de başlattığımız isyan dünyanın en güzel renklerini bir araya getirerek dalga dalga büyürken; şüphesiz onursuzlar, onuru için sokağa çıkanlara saldıracak ve saldırıyor da!
“Ankara’da, Antalya’da, İstanbul’da, Mersin’de, ODTÜ’de ve İzmir'de özgürce bir araya gelmemize engel olmak isteyen; genel ahlaka aykırı oluşumuzdan tutun da saldırı tehditlerine kadar, dünyanın en gerici gerekçeleriyle sesimizi kısmaya çalışan ve LGBTİ+’ların Türkiye için bir tehdit olduğunu ilan etmeye kalkan iktidarın ne yapmaya çalıştığının farkındayız: Siz, LGBTİ+’ları tıpkı Ermenilere, Kürtlere, Alevilere, Süryanilere yaptığınız gibi düşmanlaştırarak, faşist düşüncelerinizi legalleştirmeye ve iktidarınızı güçlendirmeye çalışıyorsunuz. Fakat varoluşumuz engellenemez, mücadelemiz durdurulamaz. Çünkü bizler haklıyız! Ve bu haklılıkla sadece sloganlarla eşitlik istemiyor adaleti kendi ellerimizle yaratmak için sokakları terk etmiyoruz. Tıpkı Marsha P. Johnson'ın yaptığı gibi her yürüyüşümüzü onur yürüyüşüne çeviriyoruz.
“Her haksız olduğunuzda yaptığınız gibi bu sene de ‘şehitler, milli değerler, dini hassasiyetler, bunlar sapıktırlar, pedofilidirler’ yalanlarınızla insanları kandırmaya; kendi çocuklarına saldırmaya ve vahşeti derinleştirmeye çalışıyorsunuz. Ancak kutsal ailelerinizin ve bütün bu hassasiyetlerinizin nasıl birer yalan olduğunu görüyoruz. Ensar Vakfı ve benzeri birçok dini kurumda neler yaşandığını unutmadık. İnsanları düşmanlaştırarak devlet eliyle işlenen katliamları; Sivas’ı, Maraş'ı, Çorum'u unutmadık. Yabancı düşmanı politikalarla mülteci hamile bir kadına ve çocuğuna tecavüz edilip öldürüldüğünü unutmadık. Daha geçtiğimiz hafta iktidardan aldığı güçle Siverek'te bir aileyi katleden çetelerinizi unutmadık. Kendi çocuklarınıza bedelli askerlik çıkarıp işçilerin çocuklarını rant savaşınızda katlederek ‘şehitler ölmez’ diye timsah gözyaşları döktüğünüzü unutmadık. Okuyabilmek için çalıştığı barda öldürülen genç dostlarımızı, makineye kaptırılan kolları, inşaatlardan düşerek can veren kardeşlerimizi unutmadık. Bizler sırf cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği nedeniyle o çok kutsal aileleriniz ve ‘delikanlı’ erkekliğiniz tarafından katledilen LGBTİ+ çocukları unutmadık, unutturmayacağız!
“Çocukların geleceğini karartmayı sizler iyi bilirsiniz. Bizler de bu karanlığa karşı aşkımızla mücadele etmeyi iyi biliriz!
“Kendi ‘günahlarınızı’ örtmek için onurlu ve adil bir yaşam mücadelesi verenleri ahlaksız ve terörist ilan etmek sizin geleneğiz ise tek başımıza dahi kalsak susmamak, durmamak, itaat etmemek de bizim geleneğimiz.
“Sizin bu saldırganlığınızı körükleyen şeyin bizim gücümüz olduğunu biliyoruz. Türkiye’de 80’lerden beri verdiğimiz mücadelelerin sonunda, bugün sesimizin ve birlikteliğimizin güzelliğinden faydalanmaya çalıştığınızı biliyoruz. 50 yıl önce Stonewall’da polise isyan eden yoksul drag’lar, 90’larda Hortum Süleyman tarafından Ülker Sokak’tan sürülen seks işçisi trans kadınlar, 2015’ten beri her yıl polis saldırısına uğrayan İstanbul Onur Yürüyüşü ve bugün burada neşe ve özgürlüğümüzü haykırmak için toplanmış olan Antepli lubunyalar; hepimiz yıllardır adil ve özgür bir dünya için mücadelemizi büyütüyoruz.
“Sizler, var oluşumuzu bile bir tehdit olarak gördükçe, biz ‘HER YÜRÜYÜŞÜMÜZ ONUR YÜRÜYÜŞÜ’ demeye devam ediyoruz.
“2019’un Ocak ayından bu yana kaybettiğimiz Hande Buse Şeker, Gökçe Naz Saygı ve Defne Korkmaz’ın faillerine arka çıkan esas güç, bizim hayatlarımız pahasına savunduğunuz heteroseksist ve cis-seksist bu düzendir. Nefretinizle öldürdüğünüz arkadaşlarımız için adalet istiyoruz! Bu adaleti elbet bir gün bütün kaybettiklerimiz için sağlayacağız. Işte o gün Hande Kader’in isyan ettiği yandaş basın da bütün bunları yazmak zorunda kalacak. Saraylarınız, saltanatınız, özel mülkiyetçi heteroseksist dünya düzeniniz yıkılacak ve geriye gökkuşağının bütün renklerini dünyanın bütün çocukları için taşıyan bizler kalacağız.
“İnsanları zorunlu seks işçiliğine hapsedip sonra da bu seks işçilerinin çalışmasına engel olmak için polisiyle, çetesiyle ablukaya alan; insanları katledip ölüsüne bile tecavüz eden ahlakınız batsın! Tıpkı emeğimiz, kimliğimiz ve bedenimiz gibi, sokaklar da bizimdir; elinizi hayatlarımızdan çekin! Çünkü bizler o ellerinizi öpüp kurallarınızı tanımayacağız! Sizin tek tip dünya dayatmanıza karşı her renkten eli bir araya getirip heteroseksist düzeninizin başına bir yumruk gibi patlayacağız.
“Yasaklar ve tehditlerinizle bizleri ne kadar yıldırmaya ve utandırmaya çalışsanız da, biz LGBTİ+’lar bugün buradayız, var olduğumuzu haykırıyoruz. Yarın da yürüdüğünüz sokakta, alışveriş yaptığınız çarşıda, gittiğiniz hastanede, çalıştığınız ofiste, okuduğunuz okulda olacağız. Alışın, çünkü biz hiçbir yere gitmiyoruz!”
Etiketler: insan hakları