14/02/2012 | Yazar: Kaos GL

Aras’la Barış "evlilik kurumuna" karşı sekiz aydır mücadele veriyor. Evlilik kararları ise tamamen politik. "Amacımız evlenip aile kurmak değil, LGBT’ler için yasal eşitlik istiyoruz" diyorlar.

Aşkın Cinsiyeti Olmaz Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Aras’la Barış, evlenmek için sekiz aydır mücadele ediyor.
Aras trans erkek, Barış ise gey. Dolayısıyla da biri pembe, biri mavi kimlik sahibi. Aslında evlenmelerine hiçbir engel yok, en azından olmaması gerekiyor. Ancak süreç onlar için diğerleri gibi işlemiyor.
LGBT bireylerin Türkiye’de evlenmesi mümkün olmasa da, Aras ve Barış evlilik kurumunun bir açığını yakalamış ve bu yolla göndermek istedikleri bir mesaj var:
"LGBT’ler için yasal eşitlik istiyoruz."
İlk durak Kaos GL
Barış Denizli’de yaşarken Kaos GL dergisiyle tanışmış. "Çok iyi hatırlıyorum kapakta öpüşen iki erkek vardı" diyor, "ben kendimi anlatmıştım ama eşcinsel kimliğimi bilmiyordum. O zaman internet yoktu".
Aras Konya’da yaşıyormuş. Eşcinsellerin açılma süreciyle transseksüellerin açılma süreçlerinin farklı olduğunu ve kendisinin çocukluğundan beri açık olduğunu anlatıyor. Çocukluğunda cinselliğini "bu işte bir yanlışlık var, birgün düzelecek. Ben erkeğim" diye sorguladığını söylüyor.
İkisi de LGBT hareketininin önemli bir merkezi olduğu için gelmiş Ankara’ya. Geldikleri gibi ilk durakları Kaos GL olmuş. Yolları da orada kesişmiş zaten.
Aras, Homofobi Karşıtı Buluşmalar’a katılmak için derneğin kapısını çaldığında, kapıyı Barış açıyor. Toplantının yerini tarif ediyor ama Aras yolu bir türlü bulamıyor. Birlikte gitmeye karar veriyorlar. Arkadaşlıkları böylece başlıyor.
Aras, "sonrasında hergün oraya gittim, bu konuda çalışmak, bir şeyler yapmak istedim" diyor. Barış da "Aras ısrarla gelmeye, kapıyı çalmaya devam etti" diye anlatıyor. Bir süre sonra çıkmaya başlıyorlar.
Evlenmeye karar vermeleri ise tamamen politik.
 
Politik bir eylem olarak evlilik
Barış, senelerdir basın açıklamaları ve yürüyüşleriyle gerçekleştirilen eylemlilik tarzını hep sorguladıklarını, bunu çeşitlendirmek gerektiğini düşündüklerini söylüyor.
"LGBT’yiz, buradayız’ demektense, ’biz evlenmek istiyoruz’ daha sorgulattırıcı bir tavır. Bugüne kadar bu konularda hiçbir şey düşünmemiş bir insan bile, evlilikten bahsedince düşünecektir. Çünkü evlilik kurumu başka bir şey."
Evli çiftlerin hastanede refakatçi, hapishanede ziyaretçi olmak gibi haklardan faydalanabildiklerini; hep "yakını mısınız" sorusuyla karşılaşan LGBTlerin ise evlenemedikleri için "yakın" ünvanına erişemediklerini hatırlatıyorlar.
Barış, "Cep telefonu alırken bile evli çiftlere daha ucuza veriyorlar. Ancak bir LGBT hiçbir zaman böyle bir şeyden faydalanamayacak çünkü evlenemiyor" diyor.
Aras da "Bizim amacımız evlilik kurumunu yeniden üretmek ya da aile kurmak değil. Ama bunu isteyen birileri olabilir. Bir kişi bile bunu istese, bu verilmesi gereken bir haktır. Biz LGBT’ler için yasal eşitlik istiyoruz" diye anlatıyor evlilik kararlarını.
"Bu evlilik fikrini biz keşfetmedik" diyen Aras, pembe ve mavi kimlikli LGBT bireylerin evlenmeleri aracılığıyla yapılacak eylemlerin uzun süredir konuşulduğunu anlatıyor. "Biz yapalım mı böyle bir şeyi?" demişler ve macera başlamış.
 
Sekiz aylık bir macera
Macera diyorum çünkü bir buçuk senedir beraberler ve son sekiz ayları evlilik haklarını elde etmek için uğraştıkları hak ihlalleri ve ayrımcılıkla dolu bir maceraya dönüşmüş.
Aras evlilik belgelerini tamamlamak için sağlık ocağına ilk gittiğinde, doktor pembe kimliğin ona ait olduğuna inanmamış. "Sen erkek gibi gözüküyorsun" demiş ve "emin olmak" için kadın doğuma sevketmiş. Ardından psikiyatriye, sonra genel muayeneye...
Bu uygulamaya sevkedildikleri birimlerdeki doktorlar bile şaşırmış. Sonuçta gittikleri her yerden "evliliğe engel yoktur" raporu almışlar ama, sağlık ocağındakiler ikna olmamış; Sağlık Bakanlığı’na Aras ve Barış’ın cinsel yönelimlerinin yazdığı bir belge yollayarak evlenip evlenemeyecekleri konusunda görüş istemiş.
Etik dışı bir şekilde muayene edildiğini, ayrımcılığa ve psikolojik şiddete uğradığını anlatıyor Aras.
"Devlet kurumları hukuki cinsiyetini dikkate alıyor. Örneğin nüfus idaresine gittiğimde pembe kimliğim geçerli oluyor. Ama başka bir yerde görüntümü dikkate alıyorlar. Ben bir kadınla evlenmek isteseydim, ’sen erkek olarak gözüküyorsun’ diye evlenmemize izin verecekler miydi?"
 
Sevgililer Günü sadece heteroseksüellerin değil
Bu süreçte karşılaştıkları ayrımcılık, hak ve gizlilik ihlalleri, maruz kaldıkları hukuk dışı uygulamalar hepsi ayrı ayrı dava konusu. Avukatlarının işi var.
Ama Aras ve Barış evlenmeye kararlı.
Barış "Ya olacak ya olacak! Gerekirse AİHM’e de gideceğiz" diye konuşuyor.
Aras da konuşmamızın sonuna gelirken "Bir buçuk sene olacak çıkmaya başlayalı. Bambaşka bir hal aldı. Evlilik meselesi bizim işimiz gibi bir şey oldu. Ama ben Barış’a aşık oldum" diyor.
Barış’tan günün anlam ve önemine dair birkaç şey söylemesini istiyorum son olarak. "Ben özel günleri sevmiyorum. Sevgililer Günü’nü herhangi bir gün kutlayabilirim. Bu çiçekçiler vs para kazansın diye oynadığımız bir oyun gibi" diyor. Bu günün heteroseksist bir yaklaşıma dayandığını da belirtip ekliyor:
"Sevgililer günü sadece heteroseksüellerin değildir." (Çiçek Tahaoğlu/bianet)

Etiketler: insan hakları, aile
İstihdam