04/10/2012 | Yazar: Kaos GL

Kaos GL Derneği, İstanbul Avcılar’da uygulanan transfobik linç ve sürgün politikasıyla ilgili bugün bir açıklama yaptı.

Kaos GL Derneği, İstanbul Avcılar’da uygulanan transfobik linç ve sürgün politikasıyla ilgili bugün bir açıklama yaptı.
 
“Avcılar Yeni Bir Linç Bölgesi mi Olacak?” diye soran Kaos GL, “trans vatandaşların barınma hakkı gasp edilemez” dedi.
 
Yasal düzenlemelerin trans vatandaşların sosyal ve ekonomik hayata eşit katılımını engellediğini belirten Dernek, “aynı kanunları keyfi şekilde uygulayarak translara ceza kesen polis “fuhuş” kısırdöngüsünde bizatihi “aracı” oluyor!” açıklaması yaptı.
 
Kaos GL Derneği’nden kamuoyuna ve basına bugün yapılan açıklamanın tam metnini yayınlıyoruz:
 
Avcılar Yeni Bir Linç Bölgesi mi Olacak?
 
Transfobik linç ve sürgün politikası bu kez de İstanbul Avcılar’da uygulamaya konuldu.
 
Daha önce İstanbul’da Pürtelaş ve Ülker sokaklarında, Ankara’da ise Eryaman’da yaşanan transfobik linç ve sürgün politikası bu kez Avcılar’da hayata geçirildi. “Mahalle sakinleri” ve polis işbirliğiyle gerçekleşen operasyonda 15 trans vatandaş seks işçiliği yaptıkları gerekçesiyle evlerinden gözaltına alındı.
 
Sitede oturan bir grup, geçtiğimiz hafta trans vatandaşları kendilerini rahatsız ettikleri gerekçesiyle tencere ve tavalarla protesto etmişti.
 
Avcılar ilçesinde yaşayan trans sakinlerin oturdukları siteden ayrılana kadar her gün saat 22.00’de toplanarak “fuhuş olaylarını” protesto adı altında nefret çağrısı yapan grup, “travestileri hayatımızda istemiyoruz” demişlerdi.
 
“Ağaçlar kökünden kesilsin, travestiler hayatımızdan çıksın!”
 
Avcılarda’ki transfobik linç ve sürgün sürecini başlatan grup, ev baskınları öncesinde polise ve belediyeye “travestileri hayatımızda istemiyoruz” çağrısı yapmış ve bölgedeki ağaçların kökünden kesilmelerini istemişlerdi:
 
“Buradan herkese sesleniyoruz, travestileri artık hayatımızda istemiyoruz. Ya bunlara bir şekilde bir yer bulsunlar ya da hayatımızdan çıksınlar. Biz ailemizi onların etrafında dolaşan sapıklardan korumak zorunda değiliz. Biz Türkiye gibi bir yerde yaşıyorsak, bunu da hakkı ile yaşamak istiyoruz. Mahkeme yoluna da başvurduk. Belediye başkanımız da bizi yalnız bırakmasın. Buraya ağaç dikmekle, çim ekmekle hiç bir şey olmuyor. Belediye başkanı gece eşi ile burada dolaşabiliyorsa dolaşsın, bunu biz yapamıyoruz. Ağaçlar buradaki her yeri fuhuş yerine döndürdü. Ya buraları ışıklandırsınlar ya da ağaçları kökünden kessinler, istemiyoruz.”
 
Transfobik linç çağrısı “mahalle sakini”nden, nefreti körüklemek “medya”dan!
 
Avcılarda’daki linç ve sürgünü hedefleyen “mahalle baskısı”nı medya desteksiz bırakmadı! Kanaltürk adlı televizyon kanalı, 3 Ekim 2012 akşamında yayınlanan “Neşter” programında homofobik ve transfobik nefreti kışkırtan grubun üyelerine aracılık yapmakta bir sakınca görmedi.
 
Medya etiğini ihlal eden kanal, “Avcıların temizlenmesini istiyoruz”, “normal hayat istiyoruz”, “avcılarda ibne, oruspu, puşt” istemiyoruz şeklinde nefretini kusan grup üyelerinin hoyratlığına seyirci kaldı.
 
Transfobik nefret çağrısı ifade özgürlüğü değildir!  
 
“Neşter” programı sunucusu Mehmet Aydın, Kanaltürk’e telefonla bağlanan isim vermek istemeyen trans vatandaşların isimleri ve nerede yaşadıkları ifşa edilerek nefretin hedefi haline getirilmelerine müsaade etti.
 
Kanaltürk Neşter programı sunucusu Mehmet Aydın’ın aracılık ettiği transfobik nefreti hoyratça kışkırtan söylemler “ifade özgürlüğü” olarak kabul edilemez!
 
Avcılar’daki sorunun muhatabı sadece “mahalle sakini” olarak gösterilen dört kişi değil, o mahallede yaşayan trans vatandaşlar, LGBT örgütleri, insan hakları örgütleridir. Nefret çığırtkanlığı yapılmasına aracılık etmek sorumlu gazetecilik değildir!
 
Gettolar değil kentin tamamını istiyoruz!
 
LGBT’lerin (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans) linç ve sürgün politikalarıyla mahallelerden kovulmaları veya şehrin sadece yalıtılmış bölgelerine sıkıştırılarak gettolarda yaşamaya zorlanmaları kabul edilemez.
 
Polis ve medyanın kontrolünde “mahalle” ablukasıyla trans vatandaşların Avcılar’da barınamaz ve yaşayamaz hale gelmesine sessiz kalmayacağız.
 
Translara kelle vergisi kesilmesine son verilsin!
 
Ev baskınlarıyla gözaltına alınan translardan on ikisine “Kabahatler Kanunu”ndan 169 TL para cezası kesilirken, üç trans da “fuhuşa aracılıktan” savcılığa sevk edildi.
 
Trans varoluş suç değildir! Kabahatler Kanunu ile translara kelle vergisi kesilmesine son verilsin!
 
“Fuhuş yaptığı” gerekçesiyle para cezası kestiğiniz transların bu “cezaları” nasıl ödemesini bekliyorsunuz? Yasalar trans vatandaşların sosyal ve ekonomik hayata eşit katılımını engellerken, aynı kanunları keyfi şekilde uygulayarak translara ceza kesen polis ise “fuhuş” kısırdöngüsünde bizatihi “aracı” oluyor!
 
Trans vatandaşların barınma hakkı gasp edilemez!
 
Trans vatandaşlar mülk edinmelerinin veya ev kiralamalarının önünde hangi yasal engeller bulunuyor? Barınmak ve yaşamak için ev kiralayan veya satın alan her trans vatandaş “fuhuşa aracılıktan” suçlu muamelesi mi görecek?
 
Fuhuşun “suç” olmadığı ülkemizde translar “suçu olmayan suçlular” olarak, keyfi gözaltı, kötü muamele ve işkenceye maruz kalıyorlar. Polis yönlendirmesindeki mahalle baskısıyla göç etmeye zorlanıyorlar.
 
Trans vatandaşların barınma hakkı gasp edilemez!
 
Linç ve sürgün girişimleriyle barınma hakkının gasp edilmesine aracılık ederek veya seyirci kalarak vatandaşın güvenliğini sağlamayanlar suç işliyor!
 
Kaos GL Derneği
4 Ekim 2012, Ankara

Etiketler: insan hakları
İstihdam