20/07/2021 | Yazar: Ilgın Nehir Akfırat

COVID-19 salgını ve buna verilen siyasi tepkiler, Avrupa'da zaten sorunlarla boğuşan LGBTIQ sığınmacıları özellikle etkiledi.

Avrupa'da COVID-19 sırasında LGBTİQ sığınmacıların yaşadıkları hakkında gerçekler Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Çizim: Pınar Ergün

ILGA-Avrupa COVID-19 pandemisinde LGBTİQ mültecilerin yaşadıklarını raporladı. Stajyerimiz Ilgın Nehir Akfırat, ILGA-Avrupa’nın raporunu KaosGL.org için Türkçeleştirdi.

Moderatör Luna Liboni, 29 Nisan'da 'COVID-19 ve Kuir İltica Sempozyumu'nun ilk panelinin açılışında “COVID-19 salgını herkesi etkiledi, ancak herkesi aynı şekilde etkilemedi” dedi. Bu, özellikle sağlık krizi başlamadan önce ev sahibi ülkelerde çifte damgalama ve ayrımcılığa maruz kalmış bir topluluk olan ve Avrupa'da sığınan LGBTİQ'lar için geçerlidir.

Sempozyumda Hukuk Profesörü Nuno Ferreira, “AB, COVID-19 bağlamında çok yavaştı” dedi. “Kuir mülteciler ve sığınmacılar tartışma konusu bile değillerdi.”

Avrupa genelinde cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı azınlıklar uluslararası koruma talep edebilir. Ancak, Temel Haklar Ajansı'nın (FRA) 2017'deki bulgularına göre, AB sığınma direktiflerinin uygulanması bölge genelinde büyük farklılıklar gösteriyor. Ayrıca, cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğine dayalı sığınma taleplerinin sayısı hakkında resmi bir istatistik bulunmamakla birlikte, AB'de sadece birkaç ülkenin LGBTİQ sığınmacılarla görüşmeye yönelik belirli ulusal yönergeleri vardır.

Panelist Jonathan Mastellari, Leila Zadeh ve Anbid Zaman, Birleşik Krallık, İtalya ve Almanya'da Mart 2020'den bu yana LGBTIQ sığınmacıların durumunu karşılaştırdı. İşte üç ülkenin ortak noktası:

Yoğun izolasyon ve travmanın yeniden tetiklenme riski

Karantinaların uygulanması, LGBTİQ sığınmacılarda travmayı yeniden tetikledi. Birçok LGBTİQ sığınmacı, ailelerinden çoktan uzaklaşmıştı ve ev sahibi ülkeye kendi başlarına gelmişti. Karantinalar sırasında LGBTİQ topluluğuna destek ve erişim sağlayan kuruluşlar oldukça sınırlı sayıda iş yapabildi. Yabancılarla karantina altında olan LGBTİQ sığınmacılar açıkça konuşamıyor ya da kendi kendilerine özgür olamıyorlardı. Mülteci kampları ve sığınmacılara tahsis edilen mülkler genellikle kırsalda ve şehirlerden uzaktadır. Bu durum, LGBTİQ mültecilerin ve sığınmacıların LGBTİQ alanlarına ve topluluğuna erişimini engelleyerek izolasyon riskini artırmaktadır.

Aşırı kalabalık merkezler ve daha fazla şiddete maruz kalma

Üç ülkede, kişiler arası mesafeyi korumanın önemli olduğu bir dönemde mülteci merkezlerindeki insanlar birbirlerine çok yakın yaşıyor. Bu, sığınmacıları daha yüksek bir enfeksiyon riskine maruz bırakmakla kalmadı, aynı zamanda merkezlerdeki LGBTİQ kişileri sözlü taciz, taciz ve aşağılayıcı muameleye karşı daha savunmasız hale getirdi. İngiltere'de, gözaltı merkezleri sığınmacıları serbest bırakmayı durdurdu ve sınır dışı etmeyi askıya aldı. Sonuç olarak, merkezler kalabalıklaşmaya devam ediyor. Bazı kişilerin otellerde ve diğer konaklama yerlerinde yataklarını paylaştığı bildirildi. Bütün bunlar LGBTİQ sığınmacıları artan bir tacize maruz bıraktı. İtalya'da evlerinde şiddete maruz kalan LGBTİQ sığınmacılar koruma merkezlerine erişemedi.

HIV tedavisine ve trans sağlık hizmetlerine erişimdeki zorluklar

Trans pozitif sağlık hizmetlerine erişim, pandemi öncesinde trans sığınmacılar için zaten zordu. Karantinalar, hareket kısıtlamaları ve tıp merkezlerindeki hizmetlerin kesilmesi, trans sığınmacıları ve HIV ile yaşayan sığınmacıları tedavilerini yarıda bırakmaya zorladı.

Pandemiden önce

LGBTIQ sığınmacıların pandemiden önceki durumu zaten sorunlarla doluydu.

İşte Temel Haklar Ajansı'nın 2017'deki ana bulguları:

  • Cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğine dayalı sığınma taleplerinin sayısı hakkında resmi bir istatistik bulunmamaktadır,
  • Sadece birkaç AB Üye Devletinin LGBTİQ'larla görüşme için özel ulusal yönergeleri vardır,
  • Sivil toplum temsilcileri, uygunluk görüşmelerinin genellikle çok kısa olduğunu ve cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğine dayalı zulme özel dikkat gösterilmediğini belirtiyor. STK'lara göre, sığınma görevlileri; cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konusunda basmakalıp görüşlere sahip olma eğilimindedir. Sivil toplumun desteği, sığınma davalarının uygun şekilde ele alınması ve başvuru sahiplerinin sığınma makamlarına karşı açık olması üzerinde önemli bir etkiye sahiptir,
  • Çoğu AB Üye Devletinde LGBTIQ kişiler için özel konaklama tesisleri yoktur, ancak istismar veya taciz durumunda genellikle tek kişilik odalara transfer gibi özel önlemler alınabilmektedir. Ancak sivil toplum kuruluşları, önleyici tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulamaktadır,
  • Belirli LGBTIQ hassasiyetlerine ilişkin eğitimler, genellikle ilgili STK'lar tarafından kabul merkezi personeline rastgele sağlanır. STK bünyelerinde bilgi broşürleri genellikle mevcuttur, ancak bu broşürler gerekli tüm dillerde değildir,
  • LGBTIQ sığınmacılara karşı önyargıdan kaynaklanan şiddet veya taciz vakalarının çoğu raporlanmamakta ve bu şekilde kaydedilmemektedir,
  • Menşe ülkelerinde tedaviye başlamış olan trans bireylere özel sağlık bakımı (ör. hormonal tedavi) sağlanması konusundaki kılavuzlar yetersizdir. Bu gibi durumlarda tedaviye ara verilmesi ciddi sonuçlar doğurabilir.

Etiketler: insan hakları, yaşam, mülteci, dünyadan
2024