26/11/2021 | Yazar: Kaos GL

Aydın LGBTİ+ Dayanışması, 25 Kasım eylemine katıldı.

Aydın’da 25 Kasım: Nefret cinayetlerine sessiz kalmak, LGBTİQA+ların insan onurunu yok saymaktır Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Aydın’da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü için kadınlar ve LGBTİ+’lar sokaktaydı. Aydın Kadın Dayanışma Platformu ve Aydın LGBTİ+ Dayanışması’nın ortak eyleminde “Travestiyiz buradayız alışın barışın gitmiyoruz”, “Nerdesin aşkım, burdayım aşkım”, “Susma haykır translar vardır” sloganları atıldı.

Nevzat Biçer Parkı’ndan Aydın Kent Meydanı’na yürüyüşün ardından Aydın LGBTİ+ Dayanışması 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü için hazırladığı basın açıklamsını okudu. Açıklamanın tam metni şöyle:

“1998 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin San Francisco eyaletinde Rita Hester adında bir Trans Kadın nefret cinayeti kurbanı oldu. Rita’nın katledilmesinin ardından arkadaşları ve biraraya gelen insan hakları savunucuları mumlu nöbetlere başladılar. Yakılan bu mumlar sadece Rita’nın yasını tutmak için değildi. Aynı zamanda trans+fobiye, homofobiye, heteroseksist düzenin içinde hapsolmuş ve boğulan birçok LGBTİQA+’ya umut ışığı olmak içindi. Trans+ görünürlüğünü arttırmak, trans+ cinayetlerine ve trans haklarının ihlal edilmesine tepki çekmek amacıyla tüm dünyayla birlikte 20 Kasım haftasındaki mumlu nöbetlerimizle, basın açıklamalarımızla, etkinlikerimiz ile nefrete ışık olmaya çalışıyoruz. Bugün LGBTİQA+’ların en temel olan yaşam haklarından başlayarak eğitim, sağlık, çalışma, adalete erişim gibi pek çok hakkı aile içinde, iş yerlerinde, sokakta, kamu kurumlarında ihlal ediliyor. Ayrımcılık, psikolojik ve bedensel şiddet devlet eliyle sistenmatik hale gelmiştir. Bunun yanında, bugün Türkiye’de LGBTİQA+lara karşı her gün onlarca nefrete suçu ve hak ihlali işlenmektedir. Geçtiğimiz günlerde Boğaziçi eylemlerinde LGBTİQA+lara yapılan baskı ve hedef göstermeler bunun kanıtıdır. LGBTİQA+’lara her sene Onur Yürüyüşlerinde, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde ve daha birçok alanda baskıların yanı sıra hedef göstermeler devam etmektedir ve bu hedef göstermelere karşı LGBTİQA+’lar olarak hak ihlallerine ve nefret suçlarına derhal son verilmesini talep ediyoruz. Anayasanın eşitlik maddesinde cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimin ısrarla yok sayılmasını kabullenmiyoruz ve kabullenmeyeceğiz. Herkesin sözde eşit ama bazılarının daha eşit olduğu bir düzen istemiyoruz. Bugün nefret cinayetlerine sessiz kalmak aynı zamanda tüm çeşitliliğin görmezden gelinmesine, ötekilerin sistematik biçimde katledilmesine onay vermektir. Bizler bir grup hasta ya da bir grup sapkın değiliz. Cinsiyet kimliklerimizle bu yaşamın öznesiyiz. Sokaklarda, iş yerlerinde, kampüslerde yaşamın her alanındayız. İki yüzlü ahlak temsilcilerine söyleyeceğimiz ilk ve son sözümüz de aynıdır. Vardık, varız ve var olmaya devam edeceğiz. Trans+’lar olarak sağlanmayan iş imkanları sonucu zorunlu seks işçiliği yapmaya itiliyoruz.

“Seks işçiliği yaptığımız sürelerde polisin sistematik hale gelmiş olan şiddetine mağruz kalıyoruz. Can güvenliğimizin olmadığını tekrar bildirmek istiyoruz ve tekrar söylüyoruz seks işçiliği işçilik biçimidir ve seks işçisi hakları insan haklarıdır! Mahpus olan Trans kasın arkadaşımız Esra Arıkan cezaevinde yaşadığı hak ihlallerine karşı 5 Ekimden bu yana açlık grevindedir. Hak ihlallerine derhal son verilmesini istiyoruz. Esra Arıkan yalnız değildir! 2020-2021 yılında LGBTİQA+lara karşı hedef göstermeler ve nefret söylemleri devlet eliyle güçlendiriliyor. Devlet İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırırken ‘‘İstanbul Sözleşmesi Esşcinsel Yapıyor ’’ diyerek İstanbul Sözleşmesinin fesh edilmesine mazaretler sunuyor. İstanbul Sözleşmesi eşcinsel yapsaydı sözleşmeyi imzalayan herken eşcinsel olmuş olurdu.

“Türkiye Trans+’lar açısından en çok nefret cinayetinin işlendiği ülkelerden birisidir. Devlet ve toplum işbirliği ile kimi LGBTİQA+’lar nefret cinayetlerine kurban giderken kimi de devlet şiddeti ve toplum baskına dayanamayarak intihara sürükleniyor. Bu kadar nefret cinayeti olmasına rağmen ısrarla TCK  madde 112’de düzenlenmiş olan ‘‘Nefret ve Ayrımcılık Suçu’’ bu kadar somut örneğe rağmen uygulanmıyor. Bu tutumlar ile nefret cinayetleri tolere edilmektedir. Verilen cezalar caydırıcılıktan uzak olmaktadır.

“Dolayısıyla da nefret kartopu etkisi ile büyümekte ve geri alınamayacak zararlara sebep olmaktadır. Bizler sessiz kalmıyoruz. Trans+ diyince sessiz olanlara karşı, sesimiz çıkabildiğince nefret cinayetine maruz kalan trans+’ların adını bağırıyoruz. Bugün nefret cinayetlerine sessiz kalmak LGBTİQA+ların insan onurunu yok saymak, yaşam haklarını ellerinden almakla eşdeğerdir.

“Tekrar tekrar söylüyoruz eşit değiliz Trans+lar ile eşitleneceksiniz!”


Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları
nefret