13/02/2007 | Yazar: Kaos GL

‘İşte nihayet anlatıyorum, takdir edersiniz ki bu benim için çok önemli bir olay, ilk defa eşcinselliğimi pek çok duygudaşımla paylaşma olanağı var elimde ve bu benim yıllardır özlemini çektiğim bir olay. Şimdi biraz da siz analiz edin benim eşcinselliğimi.’

‘İşte nihayet anlatıyorum, takdir edersiniz ki bu benim için çok önemli bir olay, ilk defa eşcinselliğimi pek çok duygudaşımla paylaşma olanağı var elimde ve bu benim yıllardır özlemini çektiğim bir olay. Şimdi biraz da siz analiz edin benim eşcinselliğimi.’

KAOS GL

Minerva

Uzun zamandır uğraşıyorum bu yazıyı yazmak için, fiilen olmasa da teoride kafamdan hep bir şeyler geçiyor ve kaybolup gidiyorlar. Tıpkı yaşanmışlıklar gibi sadece kaba hatları kalıyor ayrıntıları yitiriyorum.

Şimdi ise kalemi sevgilimi düşünerek alıyorum elime; yabancı, bana kısmen yabancı bir evde bir yandan sağ başparmağımdaki yüzüğü okşayarak bir yandan da kendi eşcinselliğimi irdeleyerek yazıyorum. Her şey yanımda; biram, sigaram bir kenarda duruyor, hislerim, özlemlerim, hayallerim bir kenarda, bütün öğeler birleşince ortaya rengârenk ve canlı bir mozaik çıkıyor, kalemimse susmak bilmiyor...

İşte nihayet anlatıyorum, takdir edersiniz ki bu benim için çok önemli bir olay, ilk defa eşcinselliğimi pek çok duygudaşımla paylaşma olanağı var elimde ve bu benim yıllardır özlemini çektiğim bir olay. Şimdi biraz da siz analiz edin benim eşcinselliğimi:

Narkisos’u bilir misiniz? Sanırım hepiniz narsistliğin temeli o eşi bulunmaz adamın hikâyesini biliyorsunuzdur. Her gün kalbi kadar berrak sularına bakarmış gölün, sabahlara kadar kendi güzelliğini seyredermiş. Her seferinde hayranlık dolu duygularla kendi kendine mest olurmuş. Ama bir gün sonsuz kısır döngü onu da içine alıvermiş, hayatı ince ve narin bir çizgi gibi kendi kendini seyrederken sönüvermiş Narkisos’un. Tüm ışıklar birer birer aynı ezberlenilen gibi bir tarafa uçuşmuş, Narkisos’un her parça güzelliği gelip geçivermiş... Herkes, etrafındaki bütün kadınlar ve hatta erkekler ölesiye üzülmüş böylesi bir yapıtın toprak oluşuna.

Gün geçtikçe göl de kurumaya ve gittikçe küçülmeye başlamış. Sonunda tam kurumak üzereyken bir kaç kadın gölün kenarına gelip neden bu kadar üzüldüğünü sormuşlar, Narkisos’un ölümüne üzülüyorum diye cevap vermiş göl. Kadınlar da onun kadar yakışıklı bir yaratığın ölümüne üzülmenin çok doğal olduğunu söylemişler. Bunun üzerine göl Narkisos yakışıklı mıydı diye sormuş, kadınlar hayretle onu en çok görenin göl olduğunu ve nasıl olup da onun yakışıklı olup olmadığını bilmediğini sormuşlar. Sonundaysa göl: ‘Beni ilgilendiren onun güzelliği değildi, ben onun gözlerindeki yansımanın ne kadar güzel olduğunu öldüğünden beri göremediğim için üzülüyorum’ demiş.

İşte böyle, nasıl göl Narkisos’un gözlerinde kendi güzelliğini seyrediyor ve mest oluyorsa ben de öyle mest oluyorum kadınlarla beraberken. Ben kadınların ruhunda, onların inceliğinde, entrikalarında, masumiyetlerinde, gözyaşlarında, coşkularında, onların gözlerinde, saçlarında, boyun kıvrımlarında, ince çizgilerinde, göğüs uçlarında, bir içim su bellerinde kendi kadınlığımı bulduğumdan ve kendi kadınlığımı kadınlarla özdeşleştirip yaşatabildiğimden eşcinselim ve bundan gurur duyuyorum. Kadınlarda kendimi buluyorum, rahat rahat, hiç bir zorlama olmadan hatta deli gibi istekle kadınlarla birlikte olmak istiyorum, çünkü onların her şeyi bana kendi aynamda yansıyanlardır. Şimdi haykırıyorum:

Sevgilim;

Senin kadınlığında kadınlığımı bulduğum ve mutlu olduğum için ve beni deliler gibi mutlu ettiğin için seni seviyorum.


Kaynak: Kaos GL, Mart 1997, Sayı 31

Etiketler:
İstihdam