13/02/2007 | Yazar: Kaos GL

‘Her ne olursa olsun bütün bunlar son derece kafanı yoruyor ve başka bir şey düşünmek elinden gelmiyor. Artık duyguların söz dinlemez hale geliyor ve tüm benliğin kıpır kıpır. Bütün dünyayla boy ölçüşebilecek gibi hissediyorsun kendini. Sanki hiçbir şey tutamaz seni. Kız, sen âşık mı oldun yoksa? Ama bir KIZA âşık olmak mümkün mü?’

‘Her ne olursa olsun bütün bunlar son derece kafanı yoruyor ve başka bir şey düşünmek elinden gelmiyor. Artık duyguların söz dinlemez hale geliyor ve tüm benliğin kıpır kıpır. Bütün dünyayla boy ölçüşebilecek gibi hissediyorsun kendini. Sanki hiçbir şey tutamaz seni. Kız, sen âşık mı oldun yoksa? Ama bir KIZA âşık olmak mümkün mü?’

KAOS GL

Onun Gibi Olmak İsterdim

Hani bir duygu vardır, başka bir kız çok güzel şeyler yapar ve sen de onun gibi olmak, hatta sen de başkaları tarafından beğenilmek istersin! Mesela sınıfındaki hiçbir şeye boyun eğmeyen cesur kız gibi. Veya yakıcı giysiler giyen, gerçekten iyi makyaj yapan Jeninfer gibi. Sporda hep birinci olan, herkesi gölgesinde bırakan Gülgen gibi. Ya da Martina Navratilova, Steffi Graf veya Gabriela Sabatini gibi kadın sporcuları beğenir ve kendin de bir tenis yıldızı olmak isterdin! Hele en çok sevdiğin şarkıcı, gerçekten mükemmel değil mi? Ve o müthiş dayanılmaz sesi...

Kim bilir, belki her zaman cana yakın davranan ve dersi ilginç anlatarak, zamanın nasıl uçup gittiğini fark ettirmeyen bir bayan öğretmenin vardır, hatta içinden ‘ah, keşke bütün derslerim bu hocada olsa…’ diye bakarak iç geçiriyorsundur ve üstelik okula gitmek bile zevk veriyordur artık. Veya en cana yakın kız arkadaşın, çılgınca şeyleri beraber yaşadığın can yoldaşın. Hiç ayrılamadığın, ama ayrılmak zorunda kalınca telefonlaşmadan yapamadığın arkadaşın.

Belki hayran olduğun bir komşun, teyzen ya da teyze kızı vardır ve onlar gibi bir hayat sürdürmek istiyorsundur. İster hayranlık duyduğun kadın ulaşılmaz olsun, ister günlük yaşantında bir şeyleri paylaştığın bir kız olsun; her ne olursa olsun sonuçta hayranlık duymak güzel bir duygu!

Onunla karşılaştığında, hatta sadece onu düşündüğün anda bile heyecanlanıyorsun. Hani seni kıpır kıpır yapan, neşe dolu bir duygu. Sabırsızca onu okulda göreceğin günleri dört gözle bekliyor ve neler yapabileceğinizi hayalinde canlandırıyor, onunla konuşmak ve ne pahasına olursa olsun onu bir daha görmeyi arzuluyorsun, ama gördüğünde de dizlerin titremeye başlıyor, dilin tutulur adeta ağzından çıt çıkaramaz hale gelip ‘Ah! Yer yarılsa da içine girsem!’ diyorsun. Belki çaktırmadan onun için süsleniyor, böylece ilgisini çekmeye çalışıyorsun. İyi bir anda onu etkilemek için akıllıca şeyler söylemek istiyorsun. Ya da onun ilgisini üzerine çekmeyi istediğin halde, bir türlü nasıl yapabileceğini bilmiyorsun. Bunun yerine onu inceden inceye izliyor, ‘tesadüfen’ onun evinin önünden geçip, odasında ışık yanıp yanmadığına bakıyorsun. Ona telefon açıyorsun, ama o ahizeyi kaldırdığında da çarçabuk telefonu kapatıyorsun. Geceleri onun hayalini kurmaktan uyuyamıyorsun, üstelik yiyip içmekten kesiliyorsun.

Her ne olursa olsun bütün bunlar son derece kafanı yoruyor ve başka bir şey düşünmek elinden gelmiyor. Artık duyguların söz dinlemez hale geliyor ve tüm benliğin kıpır kıpır. Bütün dünyayla boy ölçüşebilecek gibi hissediyorsun kendini. Sanki hiçbir şey tutamaz seni.

Kız, sen aşık mı oldun yoksa? Ama bir KIZA aşık olmak mümkün mü?

Bir Kıza Âşık Olmak Mümkün mü?

Bak, bu her kızın başına gelebilir. Hatta tahmin ettiğinden çok daha fazla kız aynı şeyi yaşıyor. Yaklaşık her kadının hayatında bu tür tecrübeler yaşamış olduğu bir gerçek. Evet, üstelik evlenip çoluk çocuk sahibi olan ve böylelikle heteroseksüel bir yaşamı seçmiş olan kadınlar bile bu tür tecrübelerini anımsıyorlar. Zamanında onlar da bir kız arkadaşlarına yakın olmuşlar ve hatta birbirlerini sevmişler. Yani aralarında elektriklenme olduğunu hatırlıyorlar. Ne yazık ki bu kadınların çoğu başkalarıyla bu olaylar üzerine açıkça konuşmaya cesaret edemiyorlar. Ne yaparsın ‘normal’ olarak geçerliliğini koruyan, bir kızın sadece bir erkeğe âşık olması. Ama ‘normal’ olan ne ki?

Kim bilir, gerçekten tam anlamıyla âşık olup olmadığından emin değilsindir ve duygularının geçici olduğunu düşünüyorsundur. Daha önce bir erkeğe âşık olup, hatta onunla beraber olmuşsan, şimdi büyük ihtimalle karmakarışıksındır, çünkü bir kıza olan aşk duygularının birdenbire nereden geldiğini kendine pek izah edemiyorsundur.

Olabilir ya, sen de bazı kızlar gibi, hem kızlara hem de erkeklere aşık oluyorsun ve bunu bir sorun olarak görmeyip, bunu böylece yaşamak istiyorsundur. Kızlar var ki, sırf erkeklerle beraber olmuşlar ama pek zevk almamışlar bundan. Bazı kızlarsa sadece kızlara âşık oluyorlar ve kadınları çok daha ilgi çekici bulduklarını söylüyorlar. Bazıları şimdiye kadar hayatlarında hiç âşık olmamışlar, bu yüzden neye uğradıklarını şaşırıyorlar.

Her ne olursa olsun, kesinkes karar vermek zorunda değilsin. Hoşuna gidenin ne olduğunu bulman için dilediğince zamanın var. Acele etmene hiç gerek yok. Ama olur ya, belki senin kızlar için hissettiğin duyguların ne türden olduğunu ve sonucunda seni bekleyenin ne olduğunu bir an önce öğrenmek istiyorsundur…

Hadi bir kıza aşıksın diyelim. Her şeyden önce bu bir duygu. Güzel, sıcak, ılımlı, heyecanlandırıcı bir duygu. Bu duygular senin! Hiç kimse onları senden çalamaz ve sen onlarla istediğini yapabilirsin.

Olur ya, bu hislerini öncelikle kendine saklamak isteyebilirsin, çünkü onların son derece güçlü, yeni ve alışılagelmişin dışında olması seni şaşırtabilir. Belki de sen etrafa yaymak yerine, kendi kendine hayaller kurmayı çok daha güzel buluyorsundur. Tabi ki, başkalarının bu hissettiklerini nasıl karşılayacağından çekiniyor olabilirsin.

Sen yalnız değilsin

Hemcinslerine ilgi duyan başka kızları tanımadıklarından dolayı, kendisini yapayalnız hisseden kızlar çok. Oysa etrafında senin gibi kızlara âşık olan başka kızlar o kadar çok ki, sadece birbirinizi daha tanımıyorsunuz. Bu da çok ‘normal’, çünkü herkes erkeklerden bahsediyor, hemcinslerine âşık olan kızlardan kimse konuşmuyor. Ne okullarda ne de gençlerin toplandığı başka yerlerde toplum lezbiyenlerden bahsediyor. Televizyonlarda, radyolarda, gazetelerde ve reklâmlarda hep kadın erkek ilişkileri konu ediliyor. Oysa iki kızın aşk hikâyesini okumak veyahut seyretmek oldukça güzel ve heyecanlandırıcı.

Acaba başkaları bu konuda neler düşünüyor?

Muhakkak ibne veya lezbiyen kelimesinin bir küfür olarak kullanıldığını duymuşsundur. Başka neden ise eşcinselliğin tabulaştırıldığından, bazı insanların ahlak anlayışlarına doğru gelmediğinden veya buna benzer sebeplerden, kendinden emin olmayabilirsin. Belki de bu yüzden duygularını kendine saklıyorsundur. Bu konuyla sorunları olan bir takım insanlar var ve bunun bir sebebi mesela eğitim. Ne de olsa eğitim, insanın bir konuda neler düşünüp düşünmediğini belirleyebilir. Bir insanın eşcinselliği yadırgamasının bir başka nedeni, kendisinin de eşcinsel olması ve bunu kabullenememesidir. Yalnız bunlar onların sorunu, senin değil. Bu yüzden tekrarlıyorum: duyguların hakikaten doğal!

Üzerine konuşabilmek

Şayet birisiyle hislerin üzerine konuşacak olursan, sırf olumlu yanıt alacağını zannetme. Bir insanın eşcinsellik hakkında neler düşündüğünü öğrenmeye çalış. Bunu da değişik yollarla deneyebilirsin. Mesela ‘…ya geçenlerde birbirine âşık olan iki kızı anlatan bir film seyrettim, sen lezbiyenlik üzerine ne düşünüyorsun?’ veya ‘…gazeteler eşcinsellerin evlenmelerinden bahsediyor, sen ne diyorsun buna?’ diyerek karşındakinin düşüncelerini kestirmiş olursun.

Güvendiğin birisi var mı? Örneğin bu anne, kız arkadaşın, kız kardeşin veya okulunda güvendiğin bir hoca olabilir. Bu konuda içini dökebileceğin hiç kimse yoksa veya doğrudan lezbiyenlerle konuşup, benzer sorunları yaşayan/yaşamış insanlarla dertleşmek istiyorsan KAOS GL’nin yazışma adresine yazabilirsin.

Tipik bir lezbiyenin görünümü nasıl?

Aslında ‘tipik’ lezbiyen yoktur. Lezbiyenler başka insanlar gibi çok değişikler. Uzun boylusu, kısa boylusu, şişmanı ve zayıfı olduğu gibi uzun veya kısa saçlısı da var. Bu insanlar da okula gidiyorlar, meslek öğreniyorlar ve çalışıyorlar. Dünyanın her kıtasında, her türlü toplumda ve istisnasız bütün kültürlerde lezbiyenler var.

Anlayacağın her köşe bucakta yaşıyorlar. Hemşire, bilgisayar uzmanı, satıcı, profesör, kuaför olarak, yani her meslek dalında çalışırlar. Lezbiyenler tek başlarına, sevgilileriyle, aileleriyle veya arkadaşlarıyla birlikte otururlar. Lezbiyenlerin bazıları yaşam tarzlarını açık yaşıyorlar ve anne babaları, çevreleri ve (iş)arkadaşları onların uzun süredir lezbiyen olduklarını biliyorlar. Bu kadınlar oldukları gibi kabul edilmeyi ve hemcinslerine olan duygularını saklamamayı istiyorlar. Bilinçlice kendilerini ‘lezbiyen’ olarak tanımlıyorlar, böylelikle bu kelimenin kötü çağrışımlarla kullanılmasına engel oluyorlar. Başka lezbiyenlerse bu gerçeğin sırf kendilerini ilgilendirdiğini düşündüklerinden herkesin bilmesinden yana değiller. Ne de olsa heteroseksüeller de ‘hey, ben heteroyum, bunu nasıl buluyorsun?!’ diye cinsel kimliklerini yaymıyorlar. Anlayacağın, lezbiyenliğinle ne yapıp yapmayacağın senin işin ve kimseyi ilgilendirmez.

Bir şey kesin: Hepsi aynı durumda olan başka kadınlarla tanışmak istiyorlar. Konuşabilmek hatta dans edebilmek için ve başka güzel, eğlenceli şeyleri birlikte yaşayabilmek için. Başka lezbiyenlerle tanışmak için pek çok gerekçe var. Bu kadar lezbiyenin arasında neden yalnız kalasın ki?!…

• Lesbenratung’un hazırlamış olduğu bir broşürden ülkemiz koşulları göz önünde bulundurularak aktarılmıştır.


Kaynak: Kaos GL, Ocak 1997, Sayı 29

Etiketler:
İstihdam