24/03/2011 | Yazar: KAOS GL

"Toplumdaki çoğunluk grubu üyelerinin doğrudan çok az bilgi sahibi olduğu sosyal gruplar ve olaylar hakkında, medya elitleri, kamusal bilgi ve açık veya gizli kan

"Toplumdaki çoğunluk grubu üyelerinin doğrudan çok az bilgi sahibi olduğu sosyal gruplar ve olaylar hakkında, medya elitleri, kamusal bilgi ve açık veya gizli kanılar yaymakla kalmaz, daha da önemlisi etnik olayların yorumlanması konusunda, azınlık gruplarına ilişkin önyargılara ve ayrımcılığa meşruluk da sağlayabilecek ideolojik bir çerçeve sunarlar."
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Eser Köker ile Doç. Dr. Ülkü Doğanay tarafından yazılan "Irkçı Değilim Ama... Yazılı Basında Irkçı-Ayrımcı Söylemler" isimli kitap, basındaki ayrımcılığı teşhir ederken, azınlıklara yönelik ayrımcılığa da önemli yer ayırıyor.
Kitapta, ayrımcı söyleme verilen örneklerden biri de eski Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün 31 Ocak 2006 tarihli "Bu Ermeniler adam olmaz" başlıklı yazısı.
 
Çalışmanın miladı Hrant Dink
İnsan Hakları Ortak Platformu'nun (İHOP) Ayrımcılıkla Mücadele Programı kapsamında Kapasite Geliştirme Derneği tarafından yayımlanan kitap, 2006-2007 yıllarında yazılı basında çıkan haberler incelenerek oluşturuldu.
Bu zaman aralığının seçilmesindeki sebeplerden biri de 2006'da suikast sonucu öldürülen gazeteci Hrant Dink'in "Türklüğe hakaret" suçlamasıyla 301. maddeden yargılanması.
Çalışmada, ulusal basından Posta, Hürriyet, Zaman gazeteleriyle, Yeni Balıkesir, Güneyde İmece, Sonsöz isimli yerel gazetelerdeki haberler ve köşe yazıları seçildi.
Yazılı basında ırkçı-ayrımcı söylemlerin dolaşıma girme, yaygınlaşma, yeniden üretilme ve meşrulaştırılma biçimlerine odaklanan çalışmada, azınlıklara karşı uygulanan ayrımcılığa örnekler de sunuluyor.
 
"Dil ve söylem yoluyla ayrımcılık"
Kitapta, gazetecilerin bu ayrımcılığın uygulanmasındaki rolü şu satırlarla ifade ediliyor:
"Azınlıkların kültürel, ekonomik ve sosyal açılardan açık ve/veya örtülü bir biçimde baskıya ve ayrımcılığa uğraması sürecinde dil, söylem ve iletişim önemli bir rol oynar.
Gazeteciler, muhabirler, editörler ve köşe yazarlarından oluşan medya elitleri, azınlık gruplarına ilişkin kanıların oluşturulmasında ve işleyişinde önemli bir role sahiptir."
Sorunun çözümünün önce medya kurumu içerisinde başlamasını öneren çalışma, "etnik olarak farklılığını ifade etme olanağı bulan muhabir ve editörlerin çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunların" sistematize edilerek bir tartışma başlatılmasının yararlı olacağına dikkat çekiyor.
Azınlıklara yönelen ayrımcılıkla ilgili yapılan tespitlerden bazıları şöyle:
* Kürtler, Ermeniler, Hıristiyanlar, Aleviler, Kemalist laiklik anlayışı karşısında tehdit olarak algılanan Müslümanlık biçimleri, Türkiye'de çalışan yabancı kadınlar ve genel olarak yabancılar, yazılı basında olağanlaştırılan ırkçı-ayrımcı söylemin hedefinde yer alıyor.
* Basın, etnik-dinsel azınlıklara ve "ayrıcalıksız gruplara" yönelen ayrımcılığı ve ırkçılığı sorun etmiyor. Azınlıkları hedef alan ayrımcı söylem haberlerde yeniden üretiliyor.
* Gazeteci savını haklı kılmak için yine ırkçı ve ayrımcılığı besleyen kaynaklardan alıntı yapıyor. Böylece yabancı kadınlar, azınlıklar, Kürtler ve Ermenilerle ilgili çözümsüzlük siyaseti meşrulaşıyor.
 
İşte kitaptan bazı örnekler:
- Bu Ermeniler adam olmaz (Ertuğrul Özkök, Hürriyet, 31.01.2006)
- Türkleri Taşnaklar kesti (Hürriyet, 09.11.2006)
- DTP Tabanına Göre PKK Terörist Değil (Hürriyet, 19.10.2006)
- Biri Ermeni yanlısı diğeri PKK sempatizanı (Hürriyet, 18.11.2006)
- Antalya'da 'aşk tatili' (Hürriyet, 16.05.2006)
- Dinci lider gay çıktı (Hürriyet, 21.10.2006) (AS)
* Kitabı PDF formatında okumak için tıklayın.



Etiketler: insan hakları
İstihdam