08/01/2010 | Yazar: Kaos GL

Türkiye'de son yıllarda yoğunlaşan gerginlik, Manisa'da zirveye çıktı.

Başbakan'ın

Türkiye'de son yıllarda yoğunlaşan gerginlik, Manisa'da zirveye çıktı. Erdoğan'ın 'Vatandaşlarıma sabır tavsiye ederim ama tabii sabır nereye kadar?' sözlerinin ardından ülke Sakarya'dan, Çanakkale'ye birçok 'linç girişimi'ne sahne oldu

“Vatandaşlarıma özellikle sabrı tavsiye ederim. Fakat tabii bu sabır nereye kadar olacak? Eğer siz vatandaşın mağazasının camlarını indirirseniz, hayatına kastederseniz, vatandaş kalkıp elinde böyle bir tedbiri, böyle bir imkânı varsa o da kendisini savunma yoluna gidecektir.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu sözleri 4 Kasım 2008’de PKK sempatizanlarıyla ellerinde bayraklar olan bir grup Roman’ın karşı karşıya gelmesi ve Mustafa B. adlı kişinin, pompalı tüfekle PKK sempatizanlarına doğru ateş açması sonrasında etmişti. Gözaltına alınıp bırakılan Mustafa B.’yi, çok sayıda ‘sabrı taşan vatandaş’ izledi. En son Manisa Sedenli’de yüzlerce kişi 30 yıllık komşuları olan Romanların araçlarına ve evlerine saldırdı.
 
Kayıtlara göre, Erdoğan’ın ‘sabır’ dilediği günden bu yana 2008’de bir, 2009’da 12 ve yeni yılda da dört linç ve saldırı meydana geldi. Linçlerle ilgili kimse tutuklanmadı. Buna karşın bir linç mağduru İstanbul’da, ikisi Edirne’de tutuklandı. Ve Manisa’da olduğu gibi, evini terk edenler de yine onlar oldu.
 
‘Pompalı vatandaş’ Mustafa B., Nisan 2005’ten Kasım 2008’e kadarki 31. vakaydı. Başbakan Erdoğan’ın ‘sabır’ dilediği bu saldırıyı iki gün sonra Adana’daki linç izledi. Hadırlı Mahallesi’nde 6 Kasım’da 18 yaşındaki Tekin Erdik, motosikletini çalmaya çalıştıkları ileri sürülen Kürt kökenli üç kişi tarafından öldürülünce mahalleli ayağa kalktı.

Türkiye, 2009’a ‘Demokratik Açılım’ projesiyle girdi. Yedi aylık uykuya dalan ‘sabrı taşan vatandaş’ da işte bu tarihten sonra yeniden uyandı. İlk iki linç haberi, daha önce dört kez linç alanına dönen Sakarya’dan geldi:

19 Mayıs: Sakarya Akyazı’da, günlerce devam eden gerginliğin ardından fındık işçilerine saldırıldı. Bir Kürt işçi öldürüldü, ikisi ağır yaralandı.

15 Ekim: Sakarya Arifiye’de dolmuşta telefonda Kürtçe konuşan H.Ç., iddiaya göre, ‘Burası Türkiye, Kürtçe konuşamazsın’ denilerek dövüldü. Çelik 15 gün iş göremez raporu aldı.

25 Ekim: Ankara’da ‘açılım’ı protesto için yürüyen Alperen Ocakları üyesi grup, Abdi İpekçi Parkı’nda direniş çadırı kuran DİSK üyesi işçilere saldırdı.

26 Ekim: Edirne Karpuzlu Beldesi’nde çalışan üç kardeş, pazarda telefonlarında Kürtçe melodi çalınca linç girişimine maruz kaldı.

13 Kasım: Tekirdağ Hayrabolu’da, iddiaya göre, Kürtçe konuştukları gerekçesiyle linçe uğrayan işçilerden altısı yaralandı.

17 Kasım: Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde bir grup ülkücü öğrenci A.C.’yi Hakkârili olduğu için dövdü.

22 Kasım: İzmir ’de DTP konvoyuna yönelik saldırıda 20 ’ye yakın kişi yaralandı. CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, ırkçı Türksolu dergisine verdiği demeçte, İzmirlilerin işgal yıllarında Yunan askerlerine kurşun sıkan Hasan Tahsin’in izinden gittiğini ve ‘demokratik tepki’ gösterdiklerini söyledi.

26 Kasım: Çanakkale Bayramiç’te 2 bin 500 kişi Kürtlere linç girişiminde bulundu. Harmanlık Mahallesi’nde toplanan binlerce kişi Kürtlerin ilçeyi terk etmesini istedi. Vali Abdülkadir Atalık kitlesel linç girişimini küçük ve sarhoş bir grubun ‘duygusal çıkışı’ olarak yorumlayarak, “Sarhoşken insan daha duygusal olabiliyor ve olaylarda gençlik var” dedi.

13 Aralık: İstanbul’da basın açıklamasından dönen bir grup DTP’liye Dolapdere’de silahlı saldırıda bulunuldu. Yaralanan ve onu hastaneye kaldıran iki DTP’li tutuklandı.

15 Aralık: Muş Bulanık’ta, DTP’nin kapatılmasını protesto gösterilerinde kepenk indirmeyen esnaf, kendisine saldırdığını iddia ettiği kitlenin üzerine ateş açtı. İki kişi öldü. Esnaf tutuklandı. Vali Erdoğan Bektaş, silahlı saldırıda ölen muhtar Kemal Aycan’ın göstericiler arasında olduğunu kanıtlama derdine düştü. Bektaş, “Taş atan göstericilerin hepsini tespit edinceye kadar soruşturma devam edecek. Kimsenin bir başkasının dükkânını kırmaya, yakmaya hakkı yok. Tavizimiz yok” dedi.

27 Aralık: Edirne’de, Trakya Üniversitesi’nde okuyan, solcu Edirne Gençlik Derneği üyesi arkadaşlarının ‘yasadışı örgüt propagandası’ndan tutuklanmasını protesto için Saraçlar Caddesi’nde basın açıklaması yapan gençler, “Kahrolsun PKK!” sloganlarıyla toplanan yüzlerce kişi tarafından linç edilmek istendi. Linçten kaçan gençler sığınmak için yöneldikleri dükkânlara alınmadı. Edirne polisi, hazırladığı tutanakta, “Sekiz eylemci polis aracına bindirilmek istenmiş ancak şahıslar polisi ve vatandaşları tahrik eder söz ve davranışlarını sürdürmüşlerdir” diyerek mağdurları suçladı.

3 Ocak 2010: Edirne’de beş arkadaşlarının tutuklamasını ve linçi protesto için İstanbul’dan yola çıkan Haklar ve Özgürlükler Cephesi (HÖC) üyeleri, TEM otoyolu Edirne girişinde durduruldu. Bu arada, PKK’lıların kente geleceği dedikodusu yayılan Edirne’de binlerce kişi Türk ve MHP bayraklarıyla otoyola çıkmak istedi.

3 Ocak: Erzincan: Edirne’deki gelişmeleri protesto için basın açıklaması yapan üniversiteliler, ülkücüler tarafından linç edilmek istendi. Ülkücü saldırganlar, polis araçlarını taşladı.

5 Ocak: İki liseli gencin kavgası, Mersin Akdeniz ilçesine bağlı Kazanlı Mahallesi’nde Arap - Kürt kavgasına dönüştü. Taş ve sopaların uçuştuğu kavgada altı kişi yaralandı. .

6 Ocak: Manisa Kula ilçesine bağlı Sedenli’de, yılbaşı gecesi kahvehanede sigara içme meselesinden çıktığı iddia edilen tartışma, beldedeki Roman yurttaşların evlerinin taşlanması, araçlarının yakılmasına vardı. Tekbir getiren binlerce kişi, yaklaşık 25 ev ve 74 nüfusluk Romanların üzerine yürüdü. Romanlar güvenlik nedeniyle Gördes’teki akrabalarının yanına taşındı.
 

Etiketler: insan hakları, nefret suçları
nefret